14 yaşındaki kız çocuğu, kendi düğününü ihbar etti: Babam ‘Evet dersen kızım değilsin’ diyordu

Zeynep Bilgehan’ın haberinde ‘çocuk gelin‘ olayının nerede geçtiği ve Elif ve ailesinin isminin ne olduğu belirtilmedi.

Elif’in babası “Babam çiftçiydi. 15 kardeştik ve yoksulluktan evde ekmek bulamadığımız olurdu. Kırsalda yaşam zordu. Bu sebeple kente göç ettik. 10 çocuğum var. Bütün çocuklarımı okula göndermeye çalıştım. Diğer kızlarımı da önce yanıma çağırıp, isteyip istemediklerini sorarak, güzel güzel evlendirdim. Elif okumak istemedi. Ona bir baba olarak ‘Yapma, etme’ dedim ama evlilik ‘kendi isteği’ olunca daha fazla karşı çıkamadım. Keşke, baştan ‘Hayır’ deseydim” dedi.

Elif, ortaokulu bitirdikten sonra eğitimine devam etmedi. Bir yıldır evdeydi ve sonunda gelen görücülerden birine ‘Evet’ demişti. Yaklaşık sekiz ay süren bir ‘nişanlılık’ geçirdi. Bu esnada yeni ‘evi’ için hazırlıklar yapıldı. Sonunda 2 bin kişilik bir düğün organize edildi. Elif gelinlik giydi, düğün makyajı yapıldı. Devamını babası anlatıyor:

“Düğünü polis bastı. Damat tarafı ‘Gelinimizi vermeyiz’ diye diretti. Herkes silahlıydı. Ben ‘gelin’in babası olarak araya girdim. Kızımla polis arabasına binip karakola gittim. Kızım devlet koruması altına alındı. Elif, devlet korumasındayken her gece onu düşündüm. Sabahlara kadar  gözüme uyku girmedi. Rahmetli annem ‘Elif, gözüm’ derdi. Elif bana ondan bir emanettir. Damadın ailesi de çok kızgındı. İş, kan davasına kadar gidiyordu. Bunun üzerine, ‘Görücüye geldiniz. Gençler ‘Tamam’ dedi, kararlarına saygı duyduk. Kızım vazgeçince kararına saygı duymamız gerekiyor. Üstelik artık araya devlet girmiş. Biz burada birbirimizi vursak artık neye yarayacak’ dedim. Sonunda tatlıya bağlandı.”

‘AKRABALARIMIZ TEHDİT ETTİ’

Annesi kızının okumasına karşı çıkıyor ama babası Elif’i hangi okula kaydettireceğine bile karar verdiğini söylüyor:

“Kızımın yanındayım. Onu en iyi okula yazdıracağım. Bundan sonra kendi ayaklarının üzerinde durmasını istiyorum. Ezilip bükülmesine izin vermem. Elif şu an devletin koruması altında. Yine kendi kararlarını verecek ama ülkesine faydalı bir insan olsun diye çalışacağız. Aileler çocuklarını okula göndersin. Çocuklar, öğretmenlerini dinlesin. Ben de 15 yaşında evlendim. Keşke bu nişan hiç olmasaydı. Öbür insanlar da incinmeseydi… Beni en çok kendi akrabalarım üzdü. Bizi, ‘Elif’in ayaklarını kıracağız’ diye tehdit ettiler. Hepsine ‘Size ne, kızım istemiyorsa istemiyor’ diye karşı çıktım.”

‘KALABALIĞI GÖRÜNCE KORKTUM’

Babası bunları anlatırken içeri Elif giriyor ve yaşadıklarını anlatmaya başlıyor:

“Çok görücüm geliyordu ama babam kimseyle evlenmemi istemiyordu. Komşularımız çok ısrar ediyordu. Babam da ‘Evet dersen kızım değilsin‘ diyordu. Sonra akrabaların ısrarına dayanamayarak ‘Tamam’ dedim. 8-9 ay nişanlı kaldık. Ben ‘Evi nasıl geçindiririm, ev işlerini nasıl yaparım’ diye düşünüyordum ama babama söylemeye çekindim. Düğün günü kalabalığı görünce korktum. Karnım ağrıyor diye tuvalete gidip polisi aradım. Polise tam adres vermediğimden geleceklerini hiç düşünmüyordum ama geldiler.”

Elif, ‘düğün elbisesi’ ve ‘gelin makyajı’yla karakolda ifade verdikten sonra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na teslim edildi. 1.5 ay devlet koruması altında yurtta kaldı. Bakanlığın aileyle yaptığı kapsamlı görüşmelerin ardından evine döndü. Elif bundan sonra okula devam etmek istediğini söylüyor ve ekliyor:

“20-25 yaşıma kadar evlenmem. Benim yaşımda insanın kendisi daha çocuk oluyor.”