Don ve Lorraine, 25 yıldır evli olan harika bir çift. Hem hayatta hem de ticarette ortak oluyor, birlikte bir çiftlik işletiyorlardı.
Güzel evliliklerini 3 çocukla taçlandırdılar.
Hayat onlar için mükemmel denecek kadar güzeldi. 1995 yılında büyük bir trajedi yaşadılar. Don’a, ALS teşhisi konuldu.
Hastalık tüm vücudunu sardı. Solunum aleti ventilatörle, tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Lorraine, ise kocasından asla vazgeçmedi.
Don konuşamıyordu. Lorraine, çiftliklerini yönetme görevini üstlendi ve bütün aileyi ayakta tuttu.
Ama kocası Don’la konuşamamak Lorraine’in sonsuz acısına neden oldu.
Lorraine’in içten içe üzen şey ise artık eşiyle konuşamıyor olmasıydı. Çaresizce bir umutla eşiyle konuşabilmenin yollarını aradı.
Eşi için üzerinde harflerin yer aldığı özel bir tahta yaptırdı. Böylelikle eşinin baktığı her kelimeyi sırayla not alacak ve sözcüklerle cümle oluşturarak eşinin ne demek istediğini anlayacaktı.
Ancak, bundan istediği sonucu alamadı. Eşinin söylemeye çalıştığı şeyleri anlamak çok zaman alıyordu. Yine de aşama kaydettiklerini düşündü. Lorraine, engelli kişiler için çeşitli makineler üreten geliştirici Mick Ebeling ile temas kurdu.
Mick ve ekibi, Don’un söylemeye çalıştığı şeyleri anlayabilmek için gerekli olan yazılımı daha da geliştirdi. Yazılım, Don’un anlatmak istediklerine tercüman oluyordu. 15 yıllık sessizliğin ardından, Don’un kendini tekrardan ifade edebilmesi için bir çözüm bulundu!
Don’un eşine ilk söylediği şeyler ise şunlar oldu: “Canım Lorraine’im. Sensiz bir hayatı hayal bile edemiyorum Son 25 yılımın, ALS’liyken 20 yılımın akıp gitmesini sağladın. Önümüzdeki bir diğer 25 yılı iple çekiyorum. Seni seviyorum, Don.”
Lorraine’in mutlu olması için daha güzel bir şey olamazdı. Gözlerine bakıp defalarca öptü. Bu sahneyi izleyen herkes gözyaşlarına boğuldu.