Önce Cargill Davasına Değindiler Sonra Kağıt Fabrikasına

Bursa Barosu Çevre Komisyonu öncülüğünde çevreci kurum ve kuruluşlarca sürdürülen iki önemli çevre davası hakkında basın açıklaması yapıldı. Bursa Barosu’nun Adalet Sarayı Sarayı’ndaki başkanlık makamında gerçekleştirilen açıklamayı, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun okudu.

Bursa Barosu Yönetim Kurulu ile Çevre Komisyonu başkan ve üyeleri, avukatlar, DOĞADER Başkanı Caner Gökbayrak’ın katıldığı basın açıklamasında önce Cargill davasına değinildi. Başkan Altun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Cargill ile ilgili açılan davanın sonucunun bu ay Bursa Barosu’na ulaşacağının bildirildiğini açıkladı.

Altun, “Bursa İli, Orhangazi İlçesi, İznik Gölü yakın mesafe koruma alanında, (göle uzaklığı 540 metre olan) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca, 1/25.000 ölçekli İznik Gölü Çevre Düzeni Planı Değişikliği 02 Ekim 2013 tarihinde yapılmıştır. Plan değişikliğinin amacı, Albayrak Turizm Seyahat İnşaat Tic. AŞ’ne 174.000 ton/yıl kapasiteli kâğıt üretimi yapacak bir tesisin hayata geçirilmesini sağlamaktır. Tesise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, tarafından 03 Mart 2014 tarih ve 3380 sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı verilmiştir. ÇED olumlu kararı, Bursa 3. İdare Mahkemesi tarafından 03 Temmuz 2015 tarihinde iptal edilmiş ve bu karar Danıştay 14. Dairesi tarafından onanıp; kesinleşmiştir.

Plan değişikliği kişiye özel olarak yapılmıştır. Bunun ispatı da plan değişikliği ve ÇED başvuru sürecinin iç içe geçmiş niteliğinden açık olarak görülmektedir. Önce plan değişikliği yapılıp; bundan sonra ÇED işlemlerinin başlatılması gerekirken; ÇED başvuru dosyası 27 Ağustos 2013 tarihinde Bakanlığa sunulmuş; 1/25.000 ölçekli İznik Gölü Çevre Düzeni Planı Değişikliği ise 02 Ekim 2013 tarihinde onaylanıp; 24 Ekim 2013 tarihinde askıya çıkarılmıştır. ÇED sürecindeki halkın katılımı toplantısı 08 Ekim 2013 tarihinde yapılmıştır.

Albayrak Turizm Seyahat AŞ kendinden ve bakanlıktan o kadar emindir ki, ÇED süreci için plan değişikliğinin gerçekleşmesini bekleme gereği duymamıştır” dedi.

İlginçlikler dava aşamasında da sürdü

Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun şöyle devam etti:

Plan değişikliği Bursa 2. İdare Mahkemesi tarafından 8 Ekim 2014 tarihinde, İznik Gölü Havzası Koruma İlkelerine ve mevzuata aykırı olması nedeniyle iptal edilmiş; Bakanlık ve şirket kararı temyiz etmiştir. Danıştay 6. Dairesi bu kararı 3/2 onamıştır. Karara muhalif üyelerse, yapılan değişikliğin üst ölçekli planla uyumlu olup olmadığı, keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra karar verilmesi gereğini ileri sürmüşlerdir.

Onama kararı üzerine Bakanlık ve şirket bu kez aynı daireden karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır. Bu arada onama kararı veren 6. Dairenin beş üyesinden üçü değişmiştir. Karar düzeltme aşaması istisnai bir yol olmasına rağmen; aynı daire bu kez 3/2 kararı bozmuştur. Gerekçe ise, yapılan plan değişikliğin üst ölçekli planla uyumlu olup olmadığı ve bilirkişi ve keşif yapılmasından sonra karar verilmesi gerektiği şeklinde olmuştur. Eski heyetten daha önce onama yönünde oy kullanan bir üye bu kez hiçbir gerekçe göstermeden bozma yönünde oy kullanmıştır.

Bozma üzerine dosya tekrar Bursa 2. İdare Mahkemesi’ne gelmiş; davacıların direnme istemine rağmen, mahkeme bozmaya uymuş ve plan değişikliği yapılan bölgede bilirkişi heyetiyle birlikte keşif yapıp; bilirkişi raporu hazırlatmıştır. Bilirkişi raporu ayrıntılı ve birçok hukuki ve bilimsel nedenle plan değişikliğinin hukuka aykırı olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.

Bilirkişi raporu mahkemece taraflara tebliğ edilmiş ve dava karar aşamasında iken, Albayrak Turizm Seyahat AŞ vekilleri,  14 Mayıs 2018 tarihinde Bursa 2. İdare Mahkemesi Başkanı hakkında reddi hakim dilekçesi vermişlerdir. Nedeni de, Albayrak grubundaki Yeni Şafak Gazetesi’nde, söz konusu hakimle ilgili FETÖ’cü yakıştırması yapılan haber için açılan tekzip davasıdır.

Bunun üzerine mahkeme başkanı davadan çekilme kararı almış ve bu karar da başkanın katılmadığı heyet tarafından kabul edilmiştir.

Bütün bu süreçte çok açık olarak yargının üzerinde yoğun bir siyasi baskı olduğu anlaşılmaktadır. Bu baskı başkanın davadan çekilme kararının heyet tarafından kabulünde de çok açık olarak ortaya çıkmıştır.

ÇED ve plan değişikliği süreçlerine ilişkin idari evreler de dahil olmak üzere, yargılama aşamasında hukuka aykırı şekilde olup bitenler, bizde bu davanın adil bir sonuca ulaşamayacağı yargısını çok güçlendirmiştir.”