Başbakanlık Avukatları: “Halisdemir’in Kemiklerini Sızlattı”

Başbakanlık avukatları Necdet Yılmaz ve Rıfat Bakan, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, 8. Ağır Ceza Mahkemesinin tutuklu sanıklardan Şahabettin Harput, Mehmet Ali Yayıkçı ve Ali Kemal Turhan’ın yaşlarının ilerlediği gerekçesiyle yurt dışı yasağı konularak 50’şer bin lira kefaletle tahliye edilmeleri kararından dolayı bir üst mahkemeye itirazda bulundu.
İtiraz dilekçesinde FETÖ’nün darbe girişiminin ardından yaşananlara yer verilerek, “Dosyadaki yargılama, 250 vatan evladının şehit edilmesine, binlercesinin yaralanmasına sebep olan FETÖ’ye destek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, üye olma ve örgüte finans sağlama suçları yönünden yapılmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

Sanıkların duruşmayı başından beri duygu sömürüsü yaparak uzattığına değinen avukatlar, dilekçelerinde “Başından beri tüm sanıklar davayı uzatmak için ellerinden geleni yapmaktadır. Her duruşmada esasa ilişkin uzun uzun savunmalara yapılmakta, gerekli gereksiz tanık isimleri bildirilmektedir. Yargılamanın uzadığını, tutuklama sürelerinin de uzunluğundan şikayet etmektedirler. Tam bir FETÖ taktiği ile yargılamanın adil olmadığı, tutuklamanın haksız olduğu algısını oluşturmaya çalışmaktadır. Sanıklar ve vekilleri her duruşmada sızlanmakta, ağlamakta ve merhamet dilenmektedirler. Ailelerinden uzak kaldıklarını, sağlık sorunlarını ve para kaybettiklerini işlerinin bozulduğunu ileri sürerek tahliye talep etmektedirler. Mahkemede zaman zaman bu algının etkisinde kalarak tahliyelere karar vermektedir. Bu silahlı terör örgütünün en tepesinde yer alan dönemin valisi, devlet gücünü, emniyeti, vergi dairesini hatta adliyeyi kullanarak baskı ile örgüte menfaat temin eden Orhangazi Üniversitesi mütevelli heyeti başkanı Şahabettin Harput’un tahliyesine karar verilmiştir. Gerekçe ise yaş ve sağlık durumudur” ifadelerine yer verdi.

“Her duruşma duygu sömürüsü yapmıştır” 
Kararın hukuki olmadığının çok açık bir şekilde ortada olduğunu vurgulayan avukatlar “Ancak daha da önemlisi vicdanları yaralamıştır. Ailesini göremediğini söyleyen eski vali, kendisinin açık görüş hakkı bile olduğunu unutarak, 250 şehidin toprak altında olduğunu, bunların ailelerinin artık bir daha onları göremeyeceğini, şehit edilen annenin, babanın, eşin, kardeşin, evladın bir daha hiç görülemeyeceğini umursamaksızın her duruşma duygu sömürüsü yapmıştır” dedi.

Harput’un prostat rahatsızlığını tahliyeye gerekçe göstermeye çalıştığına değinen avukatlar, dilekçede şunlara yer verdi:
“Ne yazık ki Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti bu duygu sömürüsünün etkisi altında kalarak Harput ile birlikte Mehmet Ali Yayıkçı ve Ali Kemal Turhan’ın tahliyesine karar vermiştir. Bu karar hukuki değildir. Dosyada sanıkların tedavisinin cezaevi ortamında devam edebileceğine ilişkin doktor raporları vardır. Sağlık sorunları tüm sanıkların nedense tutuklandıktan sonra ortaya çıkan bir çoğu basit prostat, bel ağrısı, diz ağrısı türünden rahatsızlıklardır. Hukuki olmayan bu karar ile 250 şehidin kemikleri sızlamıştır. FETÖ mensubu hainlerce bedenine 30 kurşun sıkılarak şehit edilen Ömer Halisdemir’in kemiklerini sızlatmıştır. 16 yaşında kara toprağa giren delikanlıların kemiklerini sızlatmıştır. Anneleri, babaları, kardeşleri tüm Bursa halkını yaralamıştır. Bu nedenle bu karara itiraz ediyoruz. Hukuki bir dayanağı olmayan bu karara karşı gereksiz olacağından kanun maddelerini sıralamaya gerek bile duymuyoruz. Sayın mahkemenin vicdanına bırakıyoruz. Sayın heyetin vicdani kanaatleri ile başta Harput olmak üzere tahliyesine karar verilen sanıkların tutuklanarak kamu vicdanını rahatlatmalarını bekliyoruz.”

Harput ve diğer iki sanığın bir üst mahkemenin yapacağı değerlendirme sonucunda tekrar tutuklanıp tutuklanmayacakları belli olacak.