CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş‘un açıklaması aynen şöyle:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nde 24 Haziran Erken Genel Seçimleri’nin ardından kurultay talebiyle başlatılan süreç yeterli imzanın bulunamaması nedeniyle akamete uğrarken, yönetim değişikliği talebinin çok dışına taşan ve sürekli dozu artırılarak hakaret boyutuna götürülen sosyal medya paylaşımlarıyla CHP haksız ve ölçüsüzce yıpratılmaya çalışılıyor.
Son günlerde CHP İl Yönetiminin 57 kişiyi disipline sevk ettiği yalanıyla birlikte servis edilen iddiaların, “Gerçekten doğru mudur?” diye sorgulanma gereği bile hissedilmeksizin gazete sayfalarına taşındığına da tanık oluyoruz. Bu yalanlar o denli ileri gitti ki, “Partililerin Bekir Coşkun’un yazısını beğenmek-paylaşmak nedeniyle disiplin kuruluna sevk edildiği” bile öne sürülüyor.
CHP İl Yönetimi olarak aşağıdaki hususları ilgililerin ve kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
1) Bursa İl Yönetimince disiplin kuruluna sevk edilen dosya sayısı 11’dir. Bu dosyalarda adı geçen partili sayısı da 11’dir. Disiplin Kurulu, hukukçuların bulunduğu bir kurul olarak sevk gerekçelerini değerlendirir ve kararını alır. Ancak şunu söylemek gereğini hissediyoruz. “İfade Özgürlüğü” hepimizin üzerine titrediği bir Anayasal haktır. İfade özgürlüğü sınırları içerisinde kalan, parti içi taleplerin ya da tartışmaların dile getirildiği ya da tartışıldığı hiçbir paylaşımdan ötürü hiçkimse hakkında bir işlem yapılmamıştır. Başta Genel Başkanımız olmak üzere parti yöneticilerine hakaret, partinin tüzel kişiliğine hakaret ve küçük düşürme, seçimlerde sandık boykotuna çağrı gibi parti disipliniyle yakından uzaktan ilgisi bulunmayan, parti üyelerimizin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan paylaşımlarda bulunanlar, gereği görüşülmek üzere Disiplin Kurulu’na sevk edilmiştir.
2) Bursa’da 57 CHP üyesinin disipline sevk edildiği iddiası yalandan ve algı oluşturma operasyonundan ibarettir. Minareyi çalanlar, yalanlarına kılıfı da “Tepki olmasın diye, aralıklarla 3’er 5’er kişi sevk edecekler” cümlesiyle uydurup, “Diktatör CHP” algısını kamuoyuna pompalamaya çalışıyorlar. “Tepki olmasın diye, aralıklarla 3’er 5’er kişi sevk edecekler” yalanıyla kendilerine, gerçek dosya sayısı ortaya çıktığında kıvrak manevralar yapabilmek için zemin hazırlıyorlar.
3) 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından iki kez gözaltına alınıp serbest bırakılan bir CHP üyesi, bugün gelinen süreçte ve hakaretamiz paylaşımları nedeniyle Disiplin Kurulu’na sevk edilmesinin ardından algı opersyonuna girişerek, “Bekir Coşkun’un yazısını beğendiği-paylaştığı gerekçesiyle disiplin kuruluna sevk edildiği” iddiasını basında-kamuoyunda-sosyal medyada gündeme getiriyor. “Bursa’da Bekir Coşkun’un yazısını beğenmek-paylaşmak nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilen bir tek CHP üyesi bulunmamaktadır”. Bekir Coşkun’un yazısını beğenen birçok CHP üyesi mevcuttur. Hiçbiri hakkında herhangi bir disiplin işlemi yapılmamıştır. Bekir Coşkun’un yazısını paylaşan partililerin disipline sevk edildiğinin iddia edilmesi bile insan aklıyla alay etmenin farklı bir yöntemidir. Bu iddianın oluşturduğu ironi, basının ilgisini çekmek için çok parlak bir buluş olmakla birlikte, iddia maalesef yalandan ibarettir. Dolayısıyla bu konuda kaleme alınan her satır da, asparagas haber niteliği taşımaktadır.
4) Sözcü yazarı Uğur Dündar’ın Halk Arenası programının Bursa’da yapılmasıyla ilgili girişiminden de, Plaza16 Salonu’nun kiralandığından da, salon rezervasyonunun gerekçe gösterilmeksizin iptalinden de, Uğur Dündar’ın bugünkü yazısı üzerine haberdar olmuş bulunuyoruz. Bursa’da yapılması konusundaki girişimlerden de haberdar olmadığımız TV programı için tahsis edilen ve tahsisi iptal edilen salonla ilgili “CHP’ler” genel tanımıyla partimize ya da partililerimize bir sorumluluk yüklenmesi haklı bir tavır değildir. Sayın Uğur Dündar’ın bu konuda yanlış bilgilendirildiği ya da kasıtlı olarak yanıltıldığı kanaatimizi kendisiyle ve kamuoyuyla paylaşıyoruz. Umudumuz o ki, Sayın Dündar kimin ya da kimlerin bu programı engellediği ortaya çıkarıp, tek tek köşesinde yayınlayacaktır. Çünkü “Atatürk’ün anlatılmasını engelleyen CHP’liler” yaftası, hiçbir CHP’linin kabul edebileceği bir tanımlama değildir.
5) Tedbirli olarak Disiplin Kurulu’na sevk edilen kimi parti üyelerinin il binamızda basın toplantısı düzenleyeceklerine ilişkin basın kuruluşlarına bildirimde bulunmaları, sadece provokasyondan ibarettir. CHP il binamızda bugün için planlanmış bir basın toplantısı bulunmamaktadır. Parti Tüzüğümüzde yeri bulunmayan bu tür haddini aşan bir yaklaşıma izin verilmesi düşünülemez.”
Uğur Dündar, bugün Sözcü’de kaleme aldığı yazısında CHP Bursa örgütünü isim vermeden sert sözlerle eleştirmişti.
Dündar’ın “Atatürk’ün anlatılmasını yasaklayan CHP’liler!..” başlıklı yazısı şöyle:
Sevgili okurlarım,
Israrlı sorularınız üzerine pazar günü, Halk Arenası’na 12 Ekim’de Bursa-Nilüfer’de başlayacağımızı ve programda değerli kardeşim Yılmaz Özdil’in, muhteşem eseri “Mustafa Kemal” kitabını anlatacağını duyurmuştum.
Ancak önceki gün, CHP’nin geçen dönemdeki Bursa Milletvekillerinden Dr. Ceyhun İrgil aradı ve kiralanan salonun şaşırtıcı biçimde iptal edildiğini söyledi.Hayatımda tanıdığım en dürüst ve değerli insanlardan biri olan İrgil, çok üzgündü. CHP’nin yıpranmaması için yorum yapmak istemiyor ve duyurum üzerine devreye birilerinin girdiğini ve Bursa’ya gitmemizi engellediklerini söylemeye dili varmıyordu!
Doğrusunu isterseniz bu habere hiç şaşırmamakla birlikte, bu yasakçı girişimi başlatanların kim ya da kimler olabileceğini araştırma gereği duydum. Çünkü daha önce Mudanya’da yapmayı düşündüğümüz bir Halk Arenası öncesinde Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz benzer, hatta hakaretamiz bir yaklaşım sergilemiş, programın olabilmesi için Muharrem İnce ve Yılmaz Özdil’in yer almamaları koşulunu dayatmıştı. Gerekçe olarak da “İlçemizde Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret ettirmeyiz” diyerek, akla ziyan bir iftira atmaktan çekinmemişti!..
Bu haksız ve hadsiz davranış üzerine biz de değerli Mudanyalılardan özür dileyerek, Hayri Türkyılmaz durdukça, oraya gitmeyeceğimizi duyurmuştuk.
Son engellemeyi (!) tezgahlayanlara gelince…
Nilüfer’in sevilen Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Dr. İrgil’in önerisi üzerine 13 Eylül günü harekete geçiyor. Talimatlandırdığı Kültür Müdürlüğü daha önce Halk Arenası’nı gerçekleştirdiğimiz Plaza-16 adlı salonun kiralanması konusunda ilgililerle ön mutabakata varıyor. Bununla da yetinmeyip 25 Eylül günü saat 12.00’de gönderdiği e-posta ile rezervasyonu kesinleştiriyor.
Ancak birkaç saat sonra Plaza-16’dan gelen bir mesajla, o tarihte başka bir etkinliğe söz verildiği ve Halk Arenası’nın yapılamayacağı bildiriliyor.
Etkinliğin ne olduğu sorulduğunda da “Size açıklama yapmak zorunda değiliz” deniliyor!..
Nilüfer’i çağdaş ve imrenilecek bir kent haline getiren başarılı belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise “Bu programı mutlaka yapacağız” diyerek, belediyeye ait daha küçük salonu tahsis ediyor…
Durumu Yılmaz kardeşime anlatınca acı acı güldü ve “Doğrusunu istersen hiç şaşırmadım ağabey” dedi…
Ve… Eskişehir’i ölmeden önce herkesin görmesi gereken harikulade bir kent haline getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen “Mustafa Kemal kitabının anlatılacağı Uğur Dündar’la Halk Arenası’nı ve yazarı Yılmaz Özdil’i bin kişilik Kongre Merkezi’mizde ağırlamaktan onur duyarım” dedi.
Biz de Büyükerşen hocamızın şahsında sevgili Eskişehirlilerin konuğu olmaktan onur duyacağımızı söyledik.
Böylece 12 Ekim’deki ilk Halk Arenası’nı Bursa-Nilüfer yerine Eskişehir’de yapmaya karar verdik…
Yeri gelmişken söylemeden geçmeyeyim.
Yılmaz Özdil, Büyük Önder Atatürk’ün anısına duyduğu saygı nedeniyle muhteşem “Mustafa Kemal” kitabının kapağına kendi adını yazdırmadı!
Yasakçı kafanın gözü öylesine kararmış ki, Yılmaz Özdil ve “Uğur Dündar’la Halk Arenası”nı engellediğini zannederken, Bursalılara “Mustafa Kemal”in anlatılmasını yasaklamış olduğunu farkedemiyor!..
Dün sevgili Bekir Coşkun CHP’deki bu zihniyeti çok ağır bir dille eleştirdi.
Usta yazar dostum, yerden göğe kadar haklı.
İnanın Bursa’daki yasakçı kafa, elinden gelse, CHP’yi kuran Atatürk’ü bile kesin ihraç istemiyle disipline verir!..
Dün sevgili Bekir Coşkun CHP’deki bu zihniyeti çok ağır bir dille eleştirdi.
Usta yazar dostum, yerden göğe kadar haklı.
İnanın Bursa’daki yasakçı kafa, elinden gelse, CHP’yi kuran Atatürk’ü bile kesin ihraç istemiyle disipline verir!..“