Erdoğan: Bizim IMF ile şu an herhangi bir işimiz olamaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ziyareti sonrası Türkiye dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Almanya ile ilişkiler, ekonomi mesajları, terörle mücadele ve Suriye konularında önemli açıklamalar yaptı.

Almanya ziyaretini değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşılama, güvenlik ve devlet protokolü anlamında güzel ve başarılı bir ziyaret oldu” derken, “BM Genel Kurul toplantılarından sonra devlet ziyareti için malum Almanya’ya geldik. Almanya ile ikili ilişkileri geliştirmek ve bölgesel konuları ele almak üzere bu ziyareti gerçekleştirdik. Bizler pozitif bir gündemle geldik” ifadelerini kullandı.

“25 EKİM’DE ALMAN EKONOMİ BAKANI VE İŞ ADAMLARI TÜRKİYE’YE GELECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikili ilişkileri daha ileriye götürebilme adına verimli bir ziyaret gerçekleştirdiklerini belirterek şunları söyledi:

“Hem Steinmeier’in hem de Şansöyle Merkel’in ev sahipliği gerçekten memnuniyet vericiydi. İkili ekonomik ilişkilerimizi daha da ileri götürebilme hususunda bir mutabakat sağlayabildik diyebilirim. Hazine ve Maliye, Ticaret ve Enerji bakanlarımız 21 Eylül’de zaten buradaydılar. O zaman ön görüşmeleri yapmışlardı. 25 Ekim’de Alman Ekonomi Bakanı büyük bir iş adamı heyeti ile ülkemize gelecek. Bu tür temasları artıracağız. Türkiye’de yatırımı bulanan Alman firmaları ile çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Bu şirketlerin Türkiye’ye olan ilgisi memnuniyet vericiydi. Biz de onları teşvik etmeye devam edeceğiz.”

KÖLN’DEKİ CAMİ AÇILIŞI

Erdoğan, Köln’de gerçekleştirdiği cami açılışı hakkında şu ifadeleri kullandı:

“Almanya’da yaşayan büyük bir Türk topluluğu var. Köln bunların en önemlisi. Onların buradaki başarısı, huzuru, güvenliği bizim için son derece önemli. Almanya’daki Türk STK’larla geldiğimiz gün bir toplantı yaptık. Onların da meselelerini bizzat kendilerinden dinleyerek ele aldık. Ayrımcılık ve İslam karşıtlığı maalesef temel bir sorun olmaya devam ediyor. Camilere ve derneklere yönelik saldırılar endişe verici bir durumda. Bu durum Avrupa değerleri ile de çelişiyor. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, eşitlik ve çoğulculuk kavramları bu yüzden sorgulanır hale gelebiliyor. Dolayısıyla bu tür sorunları görmezden gelmemek lazım. Köln’de on bine yakın vatandaşımız, cami açılışına gelmelerine rağmen bizi doğrudan dinleme imkanı bulamadılar. Alman makamları güvenlik önemli vesaire diyerek bunun mümkün olamayacağını ifade ettiler. Biz de açılışı sınırlı sayıda bir katılımla gerçekleştirmek durumunda kaldık. Ama bizim amacımız üzüm yemek. Camiimizin açılışını en güzel şekilde yapalım dedik. Bunu da başardık.”

TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin terör örgütlerine ilişkin delillerin ilgili makamlara iletildiğini vurgulayarak “Tüm delilleri kendilerine verdiğimiz halde, mahkeme kararlarını ilettiğimiz halde, bunların adeta yok sayılmasını anlamak mümkün değil” dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Almanya’yla ilgili meselelerden biri de, PKK, FETÖ, DHKP-C gibi örgütlerin Türkiye karşıtı eylemleri konusunda yeterince duyarlı davranılmaması. Alman makamlarının bunlara karşı daha etkin mücadele vermelerini bekliyoruz. Bu beklentilerimizi de kendilerine bizzat ilettik. Ulusal güvenliğimize tehdit teşkil eden yapılara karşı etkin mücadele bizim temel hakkımızdır. Türkiye’de tutuklu bulunan bazı kişilerle ilgili onların söylediklerine karşılık olarak da, gerçek bilgileri bize sormalarının daha isabetli olacağını ifade ettik. Hadiseleri Türkiye’de kabine karşıtı ya da başkan karşıtı olanlardan dinleyerek değil, resmi kanallardan da dinlemelerinin, ona göre atılmasının daha doğru olacağını anlattık. Hükümete karşı olanlarla yürümekle sağlıklı sonuçlar alınamayacağını belirttik. FETÖ konusundaki yaklaşım farklılığı ortada. Bu, Merkel ile yaptığımız ortak basın toplantısında da açıkça görüldü. Yeterli delil olmadığından söz ediyorlar. Tüm delilleri kendilerine verdiğimiz halde, mahkeme kararlarını ilettiğimiz halde, bunların adeta yok sayılmasını anlamak mümkün değil.”

“DÖRTLÜ ZİRVEYİ ÖNEMSİYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa’nın katılımıyla gerçekleşmesi planlanan dörtlü zirveyi önemsediğini söyleyerek, “Bölgesel konularda, başta İdlip olmak üzere Suriye konusunda yaptıklarımızı hep şükranla anıyorlar. İdlip’teki gelinen süreci takdirle karşılıyorlar. Detaylar hakkında bilgiler istediler, biz de detaylar hakkında kendilerine gerekli bilgileri verdik. Bu ay içerisinde fevkalade bir durum olmazsa Rusya, Almanya, Fransa, Türkiye olarak bir dörtlü İstanbul Zirvesi’ni inşallah gerçekleştireceğiz. Macron ile görüştüm, o olumlu yaklaşıyor. Merkel de, ‘Ekim’in 14’ünde Bavyera seçimleri var, o seçimden sonra yapalım’ diye bir yaklaşım içerisinde. Süreci takip edeceğiz. Tarih belirlendikten sonra da o dörtlü zirveyi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu dörtlü zirveyi önemsiyorum. Bu önemli bir adım olacak” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump’un izlediği politika hakkında konuşan Erdoğan, “Küresel düzlemde Trump yönetiminin, tek taraflı politikalarının Avrupa’da da rahatsızlık yarattığını görüyorum. Gerek AB gerek diğer bölgelerle işbirliğimizi güçlendirerek adımlarımızı atmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

MERKEL İLE KAHVALTININ KONUSU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile ucu açık kahvaltıda yapılan görüşmelerin içeriğine ilişkin şunları söyledi:

“Merkel ile yaptığımız kahvaltıda tüm bu konuları ele aldık. Ağırlıklı konumuz ekonomiydi. Müşterek olarak neler yapabiliriz bunların üzerinde durduk. Bu konu ile ilgili Sanayi ve Teknoloji Bakanı’mız muhataplarıyla, Maliye ve Hazine Bakanı’mız muhatapları ile çalışmaları yapacaklar. Savunma sanayine yönelik birçok adımları atabilme şansımızın olduğunu görüyorum. İleri teknoloji konusunda birçok adımları atabileceğimizi görüyorum. Aynı şekilde Sağlık Bakanlıkları olarak da müşterek Bazı adımları atabileceğimizi görüyorum. MR, tomografi gibi araç gereçleri var. Bunların birçoğu Siemens ile ilgili. Bunu da Siemens’in Başkanı ile görüşme imkânımız oldu, belki bunların Türkiye’de ortak üretimi söz konusu olabilir. Değişik yerlerde Siemens’de bazı yatırımlara girme imkânı da olabilecek. Bunları inşallah görüşeceğiz. Bu sabah Merkel ile kahvaltıda, raylı sistem konusun da kendileri ile konuştuk. Kendileri de notlarını aldılar. Bize düşen budan sonra bunun takipçisi olmak.”

“2019 YILINDA AĞIRLAYABİLİRİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 yılında Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye’ye davet ettiklerini belirterek, “İnşallah 2019 yılı içinde kendilerini Türkiye’de ağırlamak suretiyle bu kesintili dönemi geride bırakmış olacağız” dedi. Erdoğan şunları söyledi:

“Köln’e geldik ve Köln’de Eyalet Başbakanı ile bir görüşmemiz oldu. Uçaktan indiğimizde Belediye Başkanı da oradaydı. Ardından Köln Camii’nin açılışını gerçekleştirdik. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin yaptığı Camii, gerek mimari yapısı, gerek fonksiyonları ile dikkat çekici bir külliye. Allah hayırlı hizmetlere vesile etsin. Netice itibariyle Almanya bizim için önemli bir ülke. Sorunlar elbette var, henüz tümüyle aşabildik diyemem. Ama sorunları aşma yolunda önemli bir fırsat yakaladığımızı düşünüyorum. Bakan arkadaşlarımızla beraber bu konuda karşılıklı geliş gidişleri artıracağız. Gerek Sayın Şansölyeyi, gerek Sayın Cumhurbaşkanını Türkiye’ye davet ettik, onlar da gelebileceklerini söylediler. İnşallah 2019 yılı içinde kendilerini Türkiye’de ağırlamak suretiyle bu kesintili dönemi geride bırakmış olacağız.

 

 

SORU-CEVAP

* Hem ABD hem Almanya için her iki ülkede FETÖ için özel bir başlık açtınız. Gerek FETÖ’nün elebaşı, gerek ise FETÖ elemanlarının iadesi veya haklarında hukuki bir işlem yapılması ile ilgili bir gelişme var mı? Özellikle Can Dündar’ın da aralarında bulunduğu bir isim listesinin Alman hükümetine verildiği belirtiliyor. Kaç kişilik bir liste bu? Bizimle paylaşır mısınız?

İsimlerin tamamını bilmiyorum ama külliyetli bir liste. Gerek Almanya gerek öbür tarafa yani ABD’ye bu listeler zaten zaman zaman hep veriliyor. Almanya’da 136 kişilik bir liste. ABD’ye iletilen listede ise sayı o kadar değil. Almanya’ya PKK ile ilgili daha önce dört binin üzerinde ismin olduğu klasörler verilmişti. ABD’ye de biliyorsunuz ki 85 koli belge ilettik. Daha sonra Sayın Trump, belgelerden ziyade isimlerin iletilmesini istedi. Biz de isimleri İbrahim Bey ile Bolton’a ulaştırdık. 20’nin üzerinde isim bildirdik. Neler olacağını önümüzdeki süreç gösterecektir. Ancak bunların terör anlayışları bize oranla farklılık arz ediyor. Bu hususta bizim gibi bir sorun yaşamadıkları için bizi doğru anlama konusunda zorlanıyorlar.

* Almanya’daki iş dünyası ile Şansölye Schröder döneminden beri ilk kez bu boyutta bir toplantı yapılıyor. Almanya da iş dünyasıyla ve büyük yatırımcılarla bir araya geldiniz. Somut olarak yatırıma dönük bir karar çıktı mı? Türkiye-Almanya ekonomik ilişiklerinde nasıl bir tutum var?

Bunların hemen hemen hepsi uzun yıllar Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler. Bunların yeni yatırımlara girmesini teşvik edelim istiyoruz. Siemens, Bosh, bunlar Türikye’de 150 yıllık, 130 yıllık şirketler. Otomotiv sektörüne yönelik bazı şirketler var. Tüm bu şirketlerle görüşmeleri yapıp, bunları yatırım ofisimiz vasıtasıyla yakın takibe alacağız. Gerek TOBB gerek DEİK ile temaslarını sağlayıp inşallah adımları atacağız.

* Bu ziyaretlere geliş sebebiniz belli ama Kılıçdaroğlu tarafından farklı yorumlandı. “Niye gidiyorlar, borç para için gidiyorlar, borç para dileniyorlar“ dedi. Nasıl değerlendirirsiniz?

Gülünç. Birleşmiş Milletler’de yaptığımız konuşma ortada. Borç aldıysak nereden borç almışız bunu da söylesin. Bizim bu tür ziyaretlerde maksadımız, yabancı yatırımları ülkelerimize çekmeye yönelik adımlar atmaktır. Kaldı ki, biz görevi devraldığımızda hatırlarsanız Türkiye’nin IMF’e 23.5 milyar dolar borcu vardı. Kimler almıştı o borcu? Geçmişte CHP’nin de koalisyon ortağı olduğu dönemlerin bir borç yüküydü o. Bizim dönemimizde sıfırlandı o borç. Birilerinin iddialarının aksine, bizim IMF ile şu an herhangi bir işimiz olamaz. Biz şu anda ülkemizdeki durumu zaten toparlamaya başladık. Çok kısa zamanda bu sıkıntıyı atlatacağız, 2019’a da çok daha ciddi, çok daha farklı bir şekilde gireceğiz.

* Almanya Cumhurbaşkanı’nın verdiği yemeği merak ediyoruz. Çünkü yemekteki konuşmanız sitemkârdı. Yemeğe tartışmalı isimler de davet edilmişti. Bu yemek ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? Bir de Alman siyasilerin konuşmasında kamuoyunun baskısının etkili olduğunu düşünüyor musunuz?

Akşam yemeğindeki konuşmada o tür bir yaklaşım sergilenmesi çok şık olmadı. Biz sizinle görüşmeyi yapmışız, bu konuları da görüşmüşüz. Akşam yemeğinde yapılan bir konuşmada onları tekrar dile getirmenin gereği yoktu. Almanlar bile herhalde bundan rahatsız oldular. “Steinmeier yanlış yaptı, Erdoğan da haklı tepkisini ortaya koydu” şeklinde konuşanlar olmuş. Biz bizim ülkemizde, bir misafirimizi yemeğe davet edip, ondan sonra böyle bir şeye girişimde bulunmayız. Dolayısıyla ben o tür bir üslubu şık bulmadım. Medya şöyle der, şunu yazar şeklinde yersiz yaklaşımlarla ya da iç politika adına o tür bir tavır sergilenmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim.

* Almanya’da Türk toplumu sizinle görüşmek istiyor, siz de onlarla buluşmak istiyorsunuz. Ama mümkün olmadı. Almanya’nın bu tavrı ile ilgili düşünceniz nedir?

Güvenlik gerekçesiyle öyle yaptıklarını söylediler. Ama toplantı ve gösteri hakkından bahseden bir ülkenin salon toplantısına izin vermekten çekinmiş olması tabii ki manidar. Bunu özgürlükle bağdaştırmak zor. Ama öbür taraftan da Türkiye’de 5 yıl 10 aya mahkum olmuş birinin hukukunu aramaya soyunuyorlar. Ne alakası var bunun sizinle? Türkiye’de mahkum olmuş birisi. Aramızda suçluların iadesi anlaşması var. Size düşen onu bize iade etmektir. Ayrıca Türkiye’de tutuklu 5-10 Alman’ın kendilerine verilmesini istiyorlar. Ben de onların belirli suçlardan yargılanmakta olduklarını anlattım. Almanya’da suç işleyen Türkler nasıl yargılanıyorlar ise bizde de suç işleyen kişi yabancı da olsa yargılanıyor. Kendilerine, Türkiye’nin de bir hukuk devleti olduğunu hatırlattım.

* Dörtlü zirve ekimde gerçekleştirilecek. Bu toplantıdan beklentiniz nedir?

İdlib başta olmak üzere Suriye’yi konuşacağız. Amacımız daha olumlu istikamette daha iyi yere taşımak. Şimdi bir “small” grup diye bir şey çıkardılar. ABD, Mısır, Suudi Arabistan, İngiltere, Ürdün, Almanya, Fransa toplam 7 ülke var. 7 ülke ile toplantıyı yapacaklar. Bu toplantılara Türkiye’yi çağırmıyorlar. Hatta hatta Suriye’yi çağırmıyorlar. Suriye hakkında toplantı yapıyorlar, Suriye bu toplantıda yok. O da Trump’ın düzenlemiş olduğu toplantı. Ben de Sayın Merkel’e “Bizimki de ‘smaller’ olur” dedim.

* Euro 2024 Almanya’ya kaldı… Ne dersiniz? Lobiler etkili oldu iddiaları var.

Açık konuşayım. Çok da önemsemedim. Bu hep böyle dönüyor. İki dünya kupasını veriyorsun, bir Avrupa kupasını veriyorsun. Aynı ülkede bunu yapıyorsun. Türkiye’ye gelince şöyle böyle diyorsun. Tesis ise bizim şu anda Almanlardan geri kalan bir halimiz yok. Çok modern ve kilometre olarak çok daha iyi tesislerimiz var. Hayırlı olsun. Neticede masraftan kurtulmuş olduk.

* Merkel ile görüşmenizde ABD’nin ticaret saldırıları ne kadar gündeme geldi? Almanya nın kaygıları var mı? Türkiye’ye yaklaşımında motivasyon olabilir mi? ABD’nin estirdiği ekonomik teröre karşı ülkeler yakınlaşır mı?

Acaba? Acaba?

* Rusya, Çin, Almanya yakınlaşmayacak mı?

Sen yine de soru işaretini koy oraya. Bu saydıklarınız arasında, şu anda bir duruş sergileyebilecek olan ülke belki Çin olabilir. Ben bu konuda yine de bir yorum yapmayayım.

Kaynak: Haberturk