Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kaşıkçı açıklaması: Elimizde başka bilgiler var

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri üzerinden 4 ay geçti. Bu sürede yaşananları gözden geçirdiğimizde başka ülkelerin 14 yılda yaşadıklarından fazlasına tekamül ettiğini görüyoruz. Milletimizin ortaya koyduğu irade kimsenin inkar edemeyeceği kadar açık ve net olduğu için sonuçkları kabullenmek zorunda kaldı. Biz kabinemizi kurduk. Hem içeride hem dışarıda siyasi ve ekonomik olarak çok önemli atılımların içine girdik.

Ekonomide 2013 yılında Gezi olayları ile fitili ateşlenen, 15 Temmuz’da alevlenen sıkıntıların farkındaydık. Bunlar için çok önemli kararlar almış uygulamaya başlamıştık. Tam bu sırada kur saldırısı başladı. Ülkemiz içindeki kimi kesimler de bu ateşe odun taşıdılar. Bu saldırı dalgasını kontrol altına almayı başardık. Her şerde bir hayır vardır. Cari açığımızı düşürmeye ve tasarrufa yönelik adımlar atmış olduk.

Yapısal reformları hızlandırdık. Türkiye’ye diz çöktüremeyenlerin ekonomi kozunu da boşa çıkardık.

Halen çözüm bekleyen sıkıntılarımız var. Piyasalarda nakit sıkışıklığı, istihdam gibi gelişmeler var. Hepsiyle ilgili çalışmalarımız var. Öncelikli sorunları hal yoluna koyduktan sonra sıkıntıları aşmak daha kolay olacaktır. Herkesten sabır istiyoruz. Tüm kesimlerin kendi kaynaklarını etkin şekilde kullanarak çarkların dönmesini sağlaması çok önemlidir.

Fevkalade dönemler, tedbirler ve bununla alakalı fedakarlıklar gerektirir. Bundan sonra işimiz daha kolay olacaktır. AK Parti milletiyle yola çıkmış, engelleri milletiyle aşmış bir partidir. Şehirlerinize döndüğünüzde bu durumu anlatmanızı istiyorum. Milletimizin gönlünü fethetmeden hedeflere ulaşamayız. Bu mesele seçim meselesi değildir, beka meselesidir, çocuklarımızın meselesidir, 2053, 2071 vizyonu meselesidir.

Partimiz hiçbir zaman “ben” diyenlerin partisi olmamıştır. Bizim kitabımızda “ben” yoktur, “biz” vardır.

Biz AK Parti’nin kaderiyle ülkemizin kaderini aynı görüyoruz. Türkiye’nin başına bir hal gelirse AK Parti olsa ne olur, olmasa ne olur. Onun için ülkemize sahip çıkacağız. İstiklal Marşımızda ifade edilen mesajları idrak edeceğiz ve hayata geçireceğiz. Bizim tek andımız İstiklal Marşımızdır. Günümüz şartlarında hiçbir manası olmayan fuzuli tartışmalarla milletimizi yormak yerine işimize bakacağız. AK Parti olarak 17 yıldır bu şekilde yol yürüdük.

İdlib’de milyonlarca insanın hayatını etkileyecek felaketin önüne geçmeyi başardık. Bu dış politikadaki AK Parti’nin en büyük başarısıdır. Rusya ve İran’la yürüttüğümüz görüşmelerle bölgedeki hassasiyetleri çözen gelişmeler ortaya çıktı. Cenevre çözemedi, Astana’yla bir çözüm bulduk. İdlib konusunda, Soçi zirvesiyle bu işi iyi bir yere getirdik. Bölgede huzur, sükun var. Suriye’de Türkiye’nin güvenlik altına aldığı her yerde aynı güveni görmek mümkündür. Dünya Türkiye’nin ne toprak işgali, ne de sömürgecilik için bulunmadığını kabullenmiştir. Bizim tek bir amacımız, Suriye’nin toprak bütünlüğü dahilinde, adil, sürdürülebilir, demokratik bir siyasi çözümün bulunmasıdır. 3,5 milyon Suriyeli, 500 bin Iraklı kardeşimizin geleceklerini kendi vatanlarında görmeyi temin edebiliriz. Kimseyi zorla bu coğrafyaya göndermeyi aklımızdan bile geçirmedik.

Ana muhalefet sığabilir, biz kendimizden mesulüz. Biz burada sorumluluğumuzun bilinciyle adımlarımız atacağız. Suriye sorununu kendi mecrasında çözmeye hız vermeliyiz.

Sırada Fırat’ın doğusundaki terör yuvalarının ortadan kaldırılması ve buraların Suriyeli kardeşlerimizin hayat yeri haline getirilmesi vardır. ABD, Mümbiç mutabakatını bizi oyalama aleti haline dönüştürmüştür. Şu anda devriye güçlerinin Gaziantep’te bizim askerlerle ABD’li askerlerin birlikte çalışma yaptıklarını biliyorsunuz. Artık Münbiç’te oyalanmak yerine, dikkatimizi Fırat’ın doğusuna çevirmekte kararlıyız. Türkiye buradan tehdit ediliyor. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz. DEAŞ’ın bölgede yapılan operasyonlar için bahane olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştır. DEAŞ’a verilen desteği meşrulaştırma gayreti devam ediyor.


Cemal Kaşıkçı cinayeti

2 Ekim tarihinde İstanbul’da bizi dehşete düşüren vahşi bir cinayet işlendi. Ölen de öldüren de bizim vatandaşlarımız olmamakla birlikte, olayın ülkemizde gerçekleşmesi hem de vicdani sorumluluklarımız bizi bu meseleyle yakından ilgilendirmeye zorladı. Cemal Kaşıkçı, ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğundan bir daha çıkamadı. Hadisenin makamlara haber verilmesinin ardından yapılan araştırma ve soruşturmalar Kaşıkçı’nın konsoloslukta öldürüldüğü sonucuna götürdü. Yapılan açıklamalar bizi endişelere sevk etti. Yapılan açıklamalar çok komikti. Cemal Kaşıkçı gibi bir insan dışarıda bekleyen nişanlısını almayacak. Bu mümkün mü? Bu çocukça açıklamalar devlet ciddiyeti, adamlığıyla uyuşmaz.

Bu 18 kişi Cemal Kaşıkçı’nın kimler tarafından öldürüldüğünü biliyor. Kaşıkçı’nın cesedi nerede? Fail bunların içinde. Bunların içinde değilse, yerli işbirlikçi kim bunu açıklayacaksınız. Bunları açıklamadığınız sürece, Suudi Arabistan bu zandan kurtulamaz. Merak edenlere elimizdeki bilgi, belgeleri veriyoruz. Bunu Suudi Arabistan’a da verdik. Bunları gördükleri zaman şaşırıyorlar. Aslında fail belli. Peki bu talimatı veren kim? Bu 15+3, bunların Türkiye’ye gelmesi talimatını veren kim? Buraya yerleşenler, bu gelenler kimlerin talimatıyla geldi? Bunu da yetkililerin açıklaması lazım. Elimizde başka bilgi, belge yok değil. Ama çok aceleci olmanın da anlamı yok. Gün ola harman ola. İlk etapta Kaşıkçı’yı öldürenleri Suudi yetkililer açıklayacak.

Pazar günü Suudi Başsavcı İstanbul’da Başsavcımızla bir araya gelip görüşmeler yapacak.

Yerel seçimler

31 Mart’ta yapılacak seçimler için hazırlıklarımız sürüyor. YSK’nın takvimini beklemeden bir takım süreçleri tamamlamak istiyoruz. Mevcut belediye başkanları ile değerlendirmemiz belli bir aşamaya geldi. Aday belirleme sürecini hızlandırmamız, milletimizin gönlüne girmemiz için yapacağımız çalışmalarda bize zaman kazandıracaktır. Mahalli seçimlerin kendine göre dinamikleri vardır. Mahalli seçimlerde aday tespitleri çok önemli, bunun yanında belediye meclis üyeleri çok önemli, il genel meclis üyeleri çok önemli. Her aşamada bu dinamikleri göz önünde tutumak gerekiyor.

Cumhur İttifakına bağlılığımızı sürdürmekle birlikte, seçim ittifakını bir kenara bıraktık. MHP ile ülke için birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ama mahalli seçimlerde herkes kendi yolunu izleyecek. 16 yılda ülkemize kazandırdığımız hizmetler bizim en büyük referansımızdır. Bunu anlatmakta acze düşersek yazıklar olsun bize.

“Çok büyük projelere sahibiz”

Gerek yerel, gerekse ülke genelinde devam eden veya başlayacak olan çok büyük projelere sahibiz. Mesela Pazartesi günü İstanbul’da dünyanın en büyüklerinden olan İstanbul Havalimanımızın resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Tabi gelecek birçok liderler, hükümet başkanlarıyla bu açılışı gerçekleştireceğiz. Çanakkale 1915 köprüsü devam ediyor, barajlar devam ediyor, Akkuyu nükleer santrali devam ediyor, şehir hastanelerimiz devam ediyor.

“Onunla külahları değiştiririz”

Her bir şehrimizi geleceğe taşıyacak altyapı, üst yapı faaliyetleriyle sosyal belediyecilik projeleriyle milletimizin karşısına çıkacağız. Kim ki bu asli misyonunu unutup, partimizi kendi heveslerinin amacı haline dönüştürmeye çalışırsa açık konuşuyorum. Onunla külahları değiştiririz. Bu konudaki hassasiyetlerimiz ileri derecede. Bu tür konumda olan arkadaşlarımız varsa zaten aday adayı olarak bile karşımıza gelmesin. Bizi de yormasınlar. Aday adayı olmasın ‘bana müsaade’ desin ve kenara çekilsin. Ve yeni isimlerle yolumuza devam edelim. Herhalde de bununla ne demek istediğimi anlıyorsunuz. Partimizin AK olan o isminin güzelliğini kimsenin lekelemeye hakkı yok. AK Parti kapısından içeri gurur, kibir, fitne, fesat, hizipçilik, bencillik, haram, yalan kesinlikle girilemeyecek bir partidir.

Unutmayınız, milletimiz bizim kara karşımız, endamımız, hoş sohbetimiz için değil; yaptığımız, yapacağımız hizmetler için bu görevlere getiriyor. Bu görevi unutup, kerameti kendinden veya kendinde görmeye başlayanlar eninde sonunda bu milletin tokadını yemeye mahkumdur.

Gündemimizde bir fındık meselesi var. Büyük önem taşıyor. Ülkemizin yıllara göre değişmekle birlikte 2-3 milyar dolar düzeyinde bir fındık ihracatı var. Fındık üreticilerini desteklemeye de önem verdik. İktidarlarımız döneminde, bu malum muhalefetin yaklaşımlarına dikkat ederek değil, vatanımızın, milletimizin, devletimizin geleceğine bakarak değerlendirme yapmamız lazım. Fındık üreticilerimize bugüne kadar 7,5 milyar lira destekleme ödemesi yaptık. Fındık üreticisi de dahil, milletvekillerimiz de dahil, muhalefet de dahil kimse bunun farkında değil. Ben aklı selim ile hareket ettiğine inandığım milletime sesleniyorum. Geçtiğimiz Fındık fiyatlarının düşük seyretmesi üzerine müdahale alımına gittik. 10 ila 10,5 lira fiyatla 143 bin ton fındık alımı gerçekleştirdik. Bu yıl ise rekolte düşük olmakla birlikte kalite iyi gözüküyor. Fındık fiyatlarının düşmeye başlamasıyla Toprak Mahsulleri Ofisini devreye sokalım dedik. TMO ile 1 Kasım 2018 tarihinden itibaren fındığın kilosunu 14 kiradan, Giresun fındığının kilosunu da 14,5 liradan almaya başlayacağız. Kayıtlı fındık alımlarında kilo başına 2 lira da destekleme ödemesi yapıyoruz. TMO’nun stoklarından da 10 bin fındığı teminat karşılığı FİSKOBİRLİK’e vererek bu kurumu da desteklemiş oluyoruz.