Ankara’da özel bir güvenlik şirketinde günde saat 08.30 – 22.00 arası ‘kıdemli güvenlik danışmanı’ olarak çalışan genç, fazla mesai ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle iş akdini haklı olarak feshetti. Ankara 19. İş Mahkemesi’ne alacak davası açan işçi; hafta tatili kullandırılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştırıldığını, talep etmesine rağmen bu çalışmaları karşılığı ücretlerinin ödenmediğini öne sürdü. Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı sebeple sona erdirdiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı patron, davacının satış hedeflerine göre prim aldığını, çalışmanın iş yeri dışında (sahada) randevu sistemi ile gerçekleştirildiğini, randevu saatlerini davacının ayarladığını, fazla çalışma yapmadığını iddia etti. Davalı işveren; davacının kendi çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini, fazla çalışma yapmış olsa dahi ödenen primler ile fazla çalışma ücretinin karşılandığını, ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışma olmadığını belirterek davanın reddini savundu.
Mahkeme, davacının ödenmeyen ücretinin bulunmadığına hükmetti. Serbest zamanlı olarak sahada çalışmasını sürdüren davacının hafta tatili ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına hak kazanmadığına karar verdi. Mahkeme kararında, “Bir an için bunlara hak kazandığı düşünülse dahi davacıya ödenen primlerin hafta tatili ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağını fazlasıyla karşıladığı, bu bağlamda davacının haklı sebep olmaksızın iş sözleşmesini feshettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir” denildi.
Mahkeme kararıyla şok olan davacı işçi, Yargıtay’ın kapısını çaldı. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 22. Hukuk Dairesi ‘içtihat metni’ özelliğinde emsâl bir karara imza attı. Daire, işçinin mal veya hizmet üretiminde daha istekli hale gelmesi ve başarısının artması için işverence ödül niteliğinde verilen ek ödemenin prim olarak adlandırıldığına dikkat çekti. Kararda, primin gayesinin işçinin daha verimli çalışmaya özendirilmesi olduğu hatırlatıldı. Pirimin kişiye mahsus olması sebebiyle ikramiyeden farklı olarak prim ödemelerinin genel bir nitelik taşıması gerekmediği vurgulandı. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin de bu iddiasını ispatla yükümlü olduğuna dikkat çekilen kararda, “İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir” denildi.
Güvenlik danışmanı olarak sabit ücret ve primle çalışan davacının aldığı primlerin fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerini fazlasıyla karşıladığı gerekçesiyle davacının söz konusu taleplerinin reddine karar verildiği dile getirildi. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Ne var ki, prim ve fazla çalışmalar birbirinden farklı kavramlardır. Davacının aldığı satış primi yaptığı satışlara bağlı olarak davacıya yapılan bir ödeme olup esas itibariyle çalışanı özendirme ve ödüllendirme amacına matuf ek ücret niteliğindedir. Fazla çalışmalar karşılığı yapılan ödemeler ise bizatihi ücretin kendisidir. Fazla çalışma yapılsın veya yapılmasın, iş yeri uygulaması gereği şartlar oluştuğunda prim ödemesine hak kazanıldığı nazara alındığında, prim ödemesinin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretleri yerine geçtiği kabul edilerek, söz konusu taleplerin reddi yerinde olmamıştır. Mahkemece, tanık beyanları alınarak varsa fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tüm taleplerin reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan hükmün, bozulmasına oy birliğiyle karar verildi.”