Sağlık Bakanı Koca’dan SMA Hastalarının Yüzünü Güldürecek Açıklama

Bakan Koca, düzenlediği basın toplantısında, kanser hastalarının ilaç teminine ilişkin geçen ay biyobenzeri olmayan ve yaygın kullanılan iki ilaçla ilgili ihaleye çıktıklarını hatırlattı.

Koca, “İhaleye çıktığımız dönemde hem döviz bazında bizden artış talebinde bulunan, fiyatları beğenmeyen üstelikte zam beklentisi içinde olanlar, ‘Kasımda zam yapılmazsa ciddi sorun yaşanacak.’ diye de medyada gündem oluşturdular. Biz de bunun üzerine ihaleye çıktık. Bu sayede yeni bir biyobenzer ilaca ruhsat verilerek geri ödeme listesine alındı.” diye konuştu.

Koca, SMA hastalarının ilaç teminine ilişkin soru üzerine, ilacın Amerika’da Aralık 2016’dan sonra Tip 1 için gündeme geldiğini ancak Tip 2 ve Tip 3 hastaları için gündeme gelmediğini hatırlattı.

SMA Tip 2 ve Tip 3 hastalarına yönelik ilaçların klinik çalışmalarının ise bu yıl Mart sonu itibarıyla tamamlandığını dile getiren Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ilaç yıllardır piyasada var. Türkiye bu ilacı geri ödemiyor değil. Bakanlığa gelişimden sonra bu ilacın nasıl bir ilaç olduğu, 55 bin avro gibi bir değeri olup olmadığı böyle bir rakamın düşük bir rakam olmadığı ve üretiminin çok zor olan bir ilaç olup olmadığını incelettik.”

Koca, geçen pazartesi itibarıyla Tip 2 ve Tip 3 SMA hastalarıyla ilgili önce ilacın Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna müracaat edildiğini ve başvurunun değerlendirildiğini dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:

“(Başvuran ilk hastalardan itibaren değerlendirip kararınızı verin) diye talimatı verdim. Geçen pazartesiden itibaren hastalar değerlendirildi ve uygun görülen, ‘İlacı verilebilir’ denilen hastalar olmaya başladı. Uygun görülen hastaların ilaca erişiminin önü açıldı. Müracaat edenler onaylanmaya devam ediyor. Tip 1 SMA hastalarının ilaçları nasıl veriliyorsa, Tip 2 ve Tip 3 hastalarının ilaçları da aynı şekilde alınmaya devam ediyor olacak. İlaca erişimde bu anlamda sorun yok. SMA Tip 2 tanılı 127, SMA Tip 3 tanılı 41 hasta olmak üzere 168 hasta için ilaç başvurusu yapıldı.

SMA hastalarımız tedirgin olmasınlar, rahat olsunlar. İlaca erişimde asla bir sorun olmayacak. 55 bin avronun önümüzdeki dönemde nasıl bir seyir alacağını birlikte göreceğiz. Hepimizin fırsatçılık noktasındaki yaklaşımını nasıl cevap vermemiz gerektiğini de düşünmemiz gerekiyor.”

“ŞEHİR HASTANELERİNDE HASTA GARANTİSİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”

Şehir hastaneleriyle ilgili eleştirilere de değinen Koca, Hazine ve Sağlık Bakanlığının kamu özel iş birliği sözleşmelerine yönelik, bugüne kadar hiçbir sözleşmeye borç üstlenim anlaşmasının imzalanmadığına dikkati çekti.

Sözleşme ihalelerinin gizli yapıldığı konusunda Koca, ön yeterlilik ihalesinin Resmi Gazete ve ulusal basın aracılığıyla duyurulduğuna değinerek, bugüne kadar projelere 17 firmanın katıldığını aktardı.

Bakan Koca, şehir hastanelerinde hasta ve ameliyat garantisi olduğu iddialarına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ne acil hizmetlerde ne poliklinik muayenelerinde ne hasta sayısında ne yatan hastada ne de ameliyatta herhangi bir taahhüt ve garanti asla söz konusu değildir. Ayrıca yatak doluluk oranı ile de herhangi bir garanti söz konusu değildir. Bu anlamda birtakım hizmetlerde garanti söz konusu. Görüntüleme, laboratuvar gibi bu hizmetlerin doluluk oranı şu an kamuda yüzde 80 oranında. Burada özellikle görüntüleme, laboratuvardaki yüzde 70 garanti durumu bizim daha fazla indirim sağlamak üzere olan bir garanti durumu.

Görüntüleme ve laboratuvarı hizmet ağırlı olmak üzere kamu hastanelerinde ve üniversite hastanelerimizde yapılıyor. Hiçbir kamu veya üniversite hastanesinde asla bu indirim söz konusu değildir.

Şehir hastanelerinde bizim ‘kullanım bedeli’ dediğimiz sabit bir bedel artan bir bedel bunun dışındaki görüntüleme gibi hizmete dayalı olan zorunlu bir ödeme söz konusu değildir. Şehir hastaneleri sadece kirasını vermekle sorumludur. Herhangi bir borcunu veya ödemesini asla garanti etmek durumu söz konusu değildir.”

Yerli ve bir milli ilaç platformuna ilişkin çalışmaların nasıl yürütüleceği konusundaki bir soru üzerine Koca, “Yeni dönemde yerlileşmeyi, millileşmeyi önemsiyoruz. 12 milyar dolar olan dışa bağımlılığımızı en az önümüzdeki 5 yıllık süreçte yarıya indirmeyi hedefliyoruz. İlaçta değer bazında yüzde 54, sarfta yüzde yüzlere yakın, cihazda yüzde 80’lerin üzerinde dışa bağımlılığımız söz konusu.” dedi.

“İHALE FARKLI BİR MODELE GEÇİŞ NEDENİYLE ERTELENDİ”

Sanayi İşbirliği Programı (SİP) kapsamında 5 tıbbi cihazın yerlileştirilmesi için yapılacak ihalenin ertelenmesine ilişkin de Bakan Koca, şunları kaydetti:
“Kimi zaman teknoloji transferi şeklinde yapabiliriz kimi zaman da Ar-Ge’sini ve üretimini kendimizin yaptığı yaklaşım tarzımız olabilir. Özellikle 5’li pakete tek firmanın teklif vermesi şeklinde bir düzenlemeydi. Biz bu düzenlemenin yerli firmalar ve ayrıca genel olarak rekabeti zayıflatacağı endişesi içindeyiz. Hem rekabeti güçlendirmek hem de 5’li paket içinde üreticilerimizin de teklif verebileceği kalemler var. Onların da önünü açmak için ihalede farklı bir modele geçiş nedeniyle ötelendi.”

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığını (TÜSEB) teknoloji transferi yapan bir kuruma dönüştürmek istediklerine işaret eden Koca, bu yapının da yeri geldiğinde geri ödeme garantisi verilen kalemlerle ilgili altın hisse dahil olmak üzere farklı yaklaşımların devrede olmasını arzu ettiklerine işaret etti.

“ŞEHİR HASTANELERİYLE PERSONEL ALIMI ARTACAK”

Sağlık personeli alımına ilişkin bir soruya karşılık Koca, sağlık kuruluşlarına ihtiyacın olduğu il ve ilçelerde yatırımlara asla ara vermediklerine değindi.
Şehir hastanelerinin kesintiye uğramadan belirtilen takvimde tamamlanmaya devam edildiğini vurgulayan Koca, Bilkent Şehir Hastanesinin bu yılın sonuna kadar açılmasının planlandığını anlattı.

Bakan Koca, sağlık yatırımlarının sadece şehir hastaneleri modeli ile sürdürülmediğine dikkati çekerek, şehir hastanelerinin devreye girmesiyle de personel alımının artarak devam edeceğini aktardı.

Koca, şehir hastanelerinin açılmasıyla mevcut hastaneleri hemen kapatmak istemediklerini vurgulayarak, “Bunu bir sürece yaymak gerekiyor. Kimi yerlerde özellikle erişimin zor olabildiği yerlerde acil ve poliklinik hizmetlerinde kimi yerlerde devam etmeyi de düşünüyoruz. Bunu bir plan dahilinde bunu yapmış olacağız.” diye konuştu.

“SİGARA DENETİMLERİNİ ARTIRDIK” 

Sigarada düz paket uygulamasına ne zaman geçileceğine, kendisinin de hiç sigara kullanıp kullanmadığına ilişkin bir soru üzerine Koca, şöyle dedi:
“Ben bugüne kadar hiç sigara içmedim. İçilmesini de kimseye tavsiye etmiyorum. Sigarayla ilgili özellikle cezbedici olan ortam veya paket uygulamasını asla istemiyoruz. Özellikle son dönem uygulamada, çapraz denetimleri sıklaştırdık.

Üniversite, kampüs ve benzeri alanlarda kanunla satılmasını da yasakladık. Tek tip sigaraya geçilmemişti. Bugüne kadar çok yoğun tepkilerin olduğunu iyi biliyorsunuz. Tek tip kanuna bu metinde yerleşti. Sayın Cumhurbaşkanımızın imzalamasıyla belirlenen takvimle tek tip uygulamasına da geçilmiş olacak.”