Ankara’da faaliyet gösteren bir hazır beton üretim tesisinde kullanılan kuyu suyu için belediye ekiplerince ‘kaçak’ tutanağı tutuldu. Bunun üzerine tesis işletmecisi, kuyu suyu abonesi oldu. Bir süre sonra da şehir suyu abonesi olan işletmeci hakkında belediye icra takibi başlattı. Belediyenin hakkında açtığı davaları kazanmasının ardından işletmeci, belediyenin muhtelif tarihlerde düzenlediği toplam 134 bin 250 liralık faturayı da ödemek zorunda kaldı. Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yolunu tutan iş adamı, belediyenin kuyu suyu aboneliği sebebiyle bedel talep etme hakkının olmadığını belirterek ödediği paranın iadesini istedi. Kanalizasyon hizmeti olmayan bir yerde atık su bedelini ödemek zorunda kaldığını belirten davacı, kuyu suyunun beton üretiminde kullanılması sebebiyle atık su oluşmadığını kaydetti. Davacı, kanalizasyon sistemi olmadığından kuyu suyu ve şehir suyu için bedel istenmesinin de haksız olduğunu dile getirdi. Davacı, 134 bin 250 liranın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı belediye avukatı ise, dava konusu faturaların bir bölümünün ödeme tarihleri itibariyle zaman aşımına uğradığını, esas yönünden ise davacıya kuyu suyu ve iş yeri abonelikleri nedeniyle tahakkuk ettirilen bedellerin yasal olduğunu öne sürdü. Mahkeme, Belediye Gelirleri Kanunu’ndaki ‘Belediye mücavir alan sınırlarında kullanılan yeraltı sularından kamu ve özel kişiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi sularına ait ücretleri’nin Anayasa Mahkemesi tarafından 1987’de iptal edildiğine dikkat çekti. İptal kararından sonra herhangi bir yasal düzenleme yapılmadığının hatırlatıldığı mahkeme kararında, davalı belediyenin tarifeler yönetmeliğine dayanarak kuyu suyu ücreti talep etmesinin yasal olmadığı vurgulandı. Davacının adresinde kanalizasyon hattının olmamasına rağmen atık su bedeli tahsilinin de yasaya aykırı olduğu belirtildi. Mahkemenin haksız bulduğu belediye, kararı temyiz etti. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, kuyu suyundan bedel istenebileceğini belirterek kararı bozdu. Dava dosyasını yeniden değerlendiren Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, ilk kararında direnince bu kez devreye Yargıtay 3. Hukuk Dairesi girdi. Belediyenin sırf kendi tarife yönetmeliğine dayanarak bedel talep edemeyeceğine hükmeden Daire, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kanalizasyon sisteminin bulunmadığı yerde atık su bedelinden bahsedilemeyeceğine dikkat çekilen kararda, “Tarifeler yönetmeliğindeki düzenleme uyarınca, kanalizasyon hizmeti verilmiş gibi atık su bedeli tahakkuk ettirilmesi hukuki dayanaktan yoksundur. Mahkemenin davanın kabulüne yönelik direnme kararı yerindedir. Mahkeme hükmünün onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir” denildi.