FETÖ‘nün darbe girişiminin ardından hakkındaki ifadeler doğrultusunda Eskişehir 1. Ana Jet Üs Komutanlığında astsubay rütbesiyle görev yaparken meslekten ihraç edilen, daha sonra gözaltına alınan ve savcılıkta itirafçı olarak verdiği ifade nedeniyle adli kontrol şartıyla serbest bırakılan R.K. hakkındaki soruşturma tamamlandı.
Cumhuriyet savcısınca hazırlanan ve Bursa 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, R.K’nin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için verdiği ifadede, mahrem yapılanmaya ilişkin ilginç detaylar yer aldı.
Tutuksuz sanık R.K, ifadesinde, FETÖ üyeleri tarafından askeri liselere girmesi için özel olarak hazırlandığını ancak İzmir’deki Hava Astsubay Meslek Yüksek Okulunu kazandığını belirtti.
İzmir’de askeri okuldayken ve mezun olduktan sonra astsubay rütbesiyle atandığı Sakarya ve Eskişehir’de, kendisinden sorumlu örgütün sözde imamlarının bulunduğunu anlatan R.K, bir önceki sorumlunun kendisini bizzat sonraki kente gelerek diğer sorumluya devrettiğini bildirdi.
FETÖ ile 2004-2005 yıllarında lise birinci sınıfta okurken tanıştığına dikkati çeken R.K, lise son sınıfa geçtiğinde, örgütün sözde imamı “İlker” kod adlı Ş.A’nın kendisini askeri okul sınavlarına hazırladığını kaydetti.
– Kentten kente devir
Ş.A’nın, askeri okula gittikten yaklaşık 2 ay sonra kendisini ankesörlü bir telefondan aradığını belirten R.K, “İlker, İzmir’de olduğunu ve benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben de şahsı eskiden tanıdığım için söylediği çay bahçesine gittim. İlker bana ‘Seninle bundan sonra Süleyman abin ilgilenecek, hafta sonları seni arayacak ve sohbete çağıracak, bundan sonra ben gelmeyeceğim.’ dedi. İlker bana baskı yapmasın diye kabul ettim ve oradan ayrıldım.” ifadelerini kullandı.
– Örgütün gizliliği
R.K, askeri okuldan arkadaşı olan astsubay devreleri S.K.K. ve H.İ.Ö’nün de FETÖ/PDY içinde yer aldıklarını öne sürerek, şu bilgileri verdi:
“Eskişehir’e atandıktan 1-2 ay sonra Mahir/Tahir kod adlı şahısla biraz sohbet ettik. Bu konuşmamızda bana ev konusunda ne yapacağımı, ev arkadaşı olarak kiminle aynı evde kalmak istediğimi sordu. Kendisine S.K.K. ve H.İ.Ö’yle kalmak istediğimi söyleyince eğer bunlar bizden (örgütten) değilse bunun mümkün olmayacağını söyledi. Bu görüşmeden yaklaşık 1-2 hafta sonra abi beni ankesörlü numaraları üzerinden aradı, bir yere çağırdı.”
– “Üçümüzün bundan sonra badi olduğunu söyledi”
Söz konusu arkadaşlarının aynı örgütte yer aldığını sonradan öğrendiğini anlatan R.K, şunları kaydetti:
“Arkadaşlarım S.K.K. ve H.İ.Ö’yü gittiğimiz evde görene kadar örgüt içinde yer aldıklarını bilmiyordum. Evde Mahir/Tahir kod adlı abi, üçümüzün bir eve çıkacağını, sohbetleri birlikte gerçekleştireceğimizi, üçümüzün bundan sonra badi olduğunu söyledi. Görüşmeden yaklaşık 1-2 hafta sonra Eskişehir Akarbaşı Mahallesi’nde S.K.K. ve H.İ.Ö. ile ev tuttuk. Ev arama sürecimizde abi sık olarak beni veya diğer iki arkadaşımı ankesör numaraları üzerinden aradığı için ev tuttuğumuzu öğrendi. Abi 2012 yılının ortalarına kadar da yaklaşık 3-4 haftada bir evimize gelerek bize sohbet adı altında organizasyonlar yapmaktaydı. Sohbetler yukarıda söylediğim şekilde genel olarak bir kağıda muhtemelen Fetullah Gülen’in kitap veya videolarından çıkarmış olduğu özetler üzerinden yapmaktaydı.”
İddianamede, şüpheli R.K’nin, ByLock kullandığına dair veriye rastlanmaması, Bank Asya müşterisi olmaması, FETÖ ile iltisaklı vakıf, dernek ve eğitim kurumlarında kaydı bulunmamasına karşılık, Eskişehir’de ankesörlü telefonlardan ardışık şekilde diğer FETÖ üyeleriyle birlikte aranması, örgütün mahrem yapılanmasının ankesörlü telefon aracılığıyla gizlenmeye çalışılması olarak gösterildi.