Bursa’da Cezaevindeki Dehşetin Detayları Ortaya Çıktı

Bursa’da annesi Muazzez Bakıryapan’ı (67) 243 yerinden bıçaklayarak, öldüren Selçuk Bakıryapan’ı (43) tutuklu bulunduğu cezaevinin koğuşunda döverek, öldürdükleri öne sürülen 7 tutuklu sanık Hakan G. (18), İbrahim Ç. (33), Muhammed M. (20), Savaş M. (23), Ünal K. (34), Uğur A. (44) ve Öztürk T. (30) kasten adam öldürmek suçundan hakim karşısına çıktı. Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya sanıklar, sanık yakınları ve avukatları katıldı. 

Duruşmada savunma yapan sanıklardan Muhammed M, Savaş M. ve Hakan G. Bakıryapan’ı Ünal ile İbrahim’in öldürdüğünü öne sürerek haklarındaki iddiaları kabul etmedi. Hakan G. Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla yaptığı savunmasında, “Olay tarihinde Selçuk ilaç alımı sırasında Ünal ve İbrahim’in kendisini dövdüklerine dair şikayette bulunmuş. Bu konu koğuşta konuşulmaya başlayınca İbrahim, bana Savaş’a ve Muhammed’e “alın onu yukarı getirin” dedi. Biz Selçuk’u almaya gittik, o esnada alt katta da dövülmüştü ama kimin dövdüğünü görmedik. Biz İbrahim’in talimatı doğrultusunda Selçuk’u üst kata çıkardık, ancak dövmek için çağırdığını bilmiyorduk. İbrahim ve Ünal Selçuk’u sorgulamaya başladılar. Daha sonra ikisi birlikte tekme ve yumruklarla Selçuk’u dövmeye başladı. Ünal’ın elinde çekbas sopası vardı. Kimse Ünal’a ve İbrahim’e “Selçuk’u bırakın” demedi. Selçuk kötü olunca kendileri bıraktı dövmeyi. Selçuk’u Mazlum ile Mehmet adında 2 kişi aşağı indirdi. Kötü durumdaydı ama konuşabiliyordu. Daha sonra yatağa yatırdık. Ünal Selçuk’un başına gelerek ‘Seni kim dövdü’ diye sordu. O da Ünal deyince, Ünal dolabından asker botu gibi bir ayakkabı çıkararak giydi. Selçukun başına geri geldi. Ünal ayağına giydiği botla Selçuk’un göğsüne ve boynuna vurdu. Sonra banyoya soktuk. Diğer sanıkların beyanları doğru değildir. Selçuk botla dövüldükten sonra kötü hale geldi. Bilincini kaybetmişti. Uğur, “belki numara yapıyordur, kendine gelsin” diyerek Selçuk’u banyoya sokmamızı istedi. Mazlum ve Mehmet isimli kişiler Selçuk’u yıkayıp yerine yatırdı. Sonra aşağıda oturuyorduk. İbrahim ve Ünal bize ‘Bu kişi yarına çıkmayabilir, dayak olayını kesinlikle anlatmayalım’ dediler. Gece tuvalete kalktığımda Selçuk’un zor nefes aldığını gördüm. Ertesi gün sabah sayıma gelindiğinde infaz koruma memurları Selçuk’un yattığını görünce sordular “biz de hasta” dedik. İnfaz koruma memurları Selçuk’un durumunu bildikleri için üstelemediler, ancak ilaç vermeye geldiklerinde kötü olduğunu anlayıp götürdüler. Bizi de avluya çıkardılar. Benim daha önce yaşadığım bir olay yüzünden boğazımda tırnak izleri vardı o yüzden beni hücreye attılar. Ben Selçuk’u dövmedim, suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

Hakkında Selçuk’u botla dövdüğü iddiaları bulunan sanık Ünal K. ise SEGBİS aracılığıyla değil huzurda savunma yapmak istediğini belirterek savunma yapmadı.
Bir diğer sanık İbrahim Ç. yaptığı savunmada iddiaları kabul etmedi. Selçuk’u kendisinin öldürmediğini iddia eden İbrahim Ç. “Benim hakkımda söylenenler yenilir yutulur şeyler değil. Ulu orta sapık sapık hareketler yapan biriydi. Bu hareketlerinden rahatsız olan mahkumlar sürekli kendisini döverlerdi. Selçuk gardiyanlara Muhammet, Savaş ve Hakan’ın kendisini dövdüğünü söylemiş. Savaş, Muhammet ve Hakan bunu duyunca benim yanıma gelerek Selçuk’u döveceklerini söylediler. Ben de “çağırın gelsin, konuşalım” dedim. Selçuk’u yanımıza getirdiler. Önce kendisiyle konuştular, daha sonra tekme tokat vurarak dövmeye başladılar. Ellerinde sopa görmedim. Uğur’un bu konuda anlattıkları doğrudur. Başka tutuklular gelip Selçuk’u alt kata indirdi. Durumu çok kötü değildi, ben bu olaydan sonra avukatımla görüşmek için koğuştan çıktım. Saat gece 01.00 sıralarında tekrar koğuşa geldiğimde; Muhammet, Savaş ve Hakan’ın tekrar Selçuk’u daha kötü bir şekilde dövdüğünü öğrendim. Bu durumu görmedim, duydum. Ünal’ın Selçuk’u dövdüğünü dair herhangi bir şey duymadım. Cezaevi idaresi bu olaydan sonra koğuşta bulunan kişilere hücre disiplin cezası verdiği için biz disiplin cezası almamak için soruşturma aşamasında Selçuk’un merdivenden düştüğünü söyledik. Öleceğini bilsem bu şekilde ifade vermez, doğruyu söylerdim. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum” dedi.
Duruşma diğer sanıkların savunma yapması ve eksik evrakların tamamlanması için ileri bir tarihe ertelendi.