CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hatay’da düzenlenen Meslek Odaları Kurulu toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
— Hepinize selamlarımı saygılarımı sunarak sözlerime başlamak istiyorum. Sayın Başkan kısa ama içi dolu bir konuşma yaptı. Biraz eleştiri, biraz öneri şeklinde bir konuşmamız oldu. Kendilerinden beklediğimiz de bu. Altında bulunduğumuz çatı, entelektüel düzeyi yüksek çatı. Nitekim sayın başkan yerel seçimlerden sonra seçilecek başkana her türlü yardımları yapacaklarını da ifade ettiler. Sorunu çok, sorunu kadar da güzel olan bir kent olan Hatay’dayız. Hatay’ın olağanüstü bir güzelliği var, tarihi, dokusu, coğrafyasıyla, yemeğiyle… Size farklı bir pencereden farklı bir konuyu gündeminize getirmek isterim. Suriye’de bir iç savaş yaşanıyor.
— Binlerce kadın ve çocuk hayatını kaybetti. Aslında orada hayatını kaybedenler bizim akrabalarımız. En büyük sınırımız orada. Biz hiçbir zaman savaş olsun istemedik, milyonlarca insanın kendi topraklarını terk edip kaçmasını istemedik. Bizim bu coğrafyayı değiştirme imkanımız yok, o yüzden barışı kılmalı, beraberce dostça yaşamalıyız. Hatay bunun örneği. Yıllardır beraber yaşıyor Hatay. Neden Ortadoğu böyle olmasın? Malum CHP hep eleştirir ama öneri getirmez derler ya biz farklı bir öneri getirdik. Ortadoğu’da bütün bu savaşların nedeni ne? Petrol onların başına bela olan bir unsur olarak bir anlamda karşımıza çıkıyor.
— Bizlerin sorumluluğu aydın olarak çok daha fazla. Geniş kitlelere bilgi aktarmak açısından. Liyakatten söz ettik, devleti ayakta tutan adalet ve liyakat. İşin uzmanlarına sorunun teslim edilmesi. İşin uzmanı nedir, kenti planlayacaksanız şehir planlamaya, hayvancılıkla ilgili sorun varsa veteriner işlerine gideceksiniz. Bu kadroların devlette olması lazım. Bu kadrolar büyük ölçüde devletten dışlandı. Liyakat değil, sadakat esas alındı. Eğer TÜBİTAK’a o konuda hiçbir bilgisi olamayan birini getirirseniz, TÜBİTAK’ı öldürürsünüz. Bakıyorsunuz, bir üniversitede tanzim satış noktası açılmış.
– Allah aşkına böyle bir şey olabilir mi? O üniversitenin tarım bu hale nasıl geldi onu araştırması gerekiyor. Çünkü onu araştıracak kişileri başa getirmiyor. Kendi kendine yeten bir ülke nasıl oldu da tarımda bu duruma düştü bunu araştırması lazım. Sırf saraya yaranmak için biz de tanzim satış açtık diyorlar. Bunlara akademisyen, bilim insanı denir mi? Liyakat sahibi insanın işi sorgulamaktır zaten. Bunların hiçbirisi yok. Bu nedenlerle sizlerin akademik dünyanın büyük sorumluluğu var. Ben sorunu çözmek için sizlerin bilginize başvururum. Ben ekonomiyi, maliyeyi çok iyi bilirim ama tıbbı bilmem, size sorarım. Siyaset kurumu sizin ürettiğiniz çözümlerden yararlanır. Şimdi bunlar kalmadı. Kamudan bağımsız çalışan sizlerin görevi çok daha fazla. Biz sizlere güvenmek zorundayız. Üreteceğiniz her bilgi bizler için önemlidir.