Gelecek bilimcilere göre, çocuk sahibi olmanın beraberinde getirdiği ağır maddi yük ve yapay zekadaki gelişmeler insanları sanal bebek sahibi olmaya itecek. Sanal bebeklerin 2050 yılından itibaren hayatımıza gireceği öngörülüyor.
Bilim insanları gelişme hızı göz önüne alındığında 30 yıl içinde DNA’ya ilişkin daha derinlikli bilgi sahibi olunacağını ve insanların genomlarını bilgisayar veritabanına yükleyebileceklerini belirtiyorlar.
SANAL BEBEK KİŞİNİN DNA’SINA GÖRE YARATILACAK
Buna göre dijital nesil kişilerin DNA’larına dayanılarak oluşturulacak ve tıpkı gerçek çocuklar gibi davranacak. “Ebeveynler” artırılmış gerçeklik gözlükleri aracılığıyla sanal bebeklerle etkileşim kuracak.
DNA’ları bir başka kişinin DNA’sıyla birleştirip “ortak çocuk sahibi olmak” da seçenekler arasında.
Bu teknolojinin, doğal yollardan bebek sahibi olamayan ve gerçek bir çocuk sahibi olmadan önce ebeveynlik deneyimi yaşamak isteyenler için oldukça yararlı olacağı belirtiliyor.
Sanal bebeklerin çocuk sahibi olmak isteyen ancak finansal yükü kaldıramayacak kişiler için önemli bir alternatif olacağı öngörülüyor. ABD’de 2014 yılında yayımlanan verilere göre, hiç çocuk doğurmamış kadınlar 15-44 yaş arası doğurgan neslin yüzde 48’ini oluşturuyor. Avrupa’da ise bu oran yüzde 20 dolaylarında ve çocuk sahibi olmayan kişiler ağırlıklı olarak ekonomik krizle sarsılan Yunanistan, İspanya ve İtalya’da yaşıyor.