İzmir Karabağlar’da yaşayan ve tekstille uğraşan M.A., 2018 yılında kızı F.A.’nın evden kaçtığını iddia ederek, polise başvurdu. Kısa süre sonra M.A.’nın, şikayet için gittiği Bornova’daki polis merkezinde olduğu anlaşıldı.
M.A., emniyetteki ifadesinde, babasının kendisine cinsel istismarda bulunduğunuöne sürdü. Polislerden bunu anlattığını kimseye söylenmemelerini isteyen F.A., “Babam söylediğimi öğrenirse küçük kardeşlerimi öldürür” dedi.
Çocuk İzleme Merkezi’ne gönderilen F.A., burada da babasının, annesinin 2014 ve 2015 yıllarında, doğum yapmak için hastanede olduğu zamanlarda kendisine cinsel istismarda bulunduğunu ileri sürdü. Yapılan muayenede, F.A.’ya yönelik cinsel istismar bulgusuna rastlanmadı. ÇİM’de hazırlanan raporda, olayın üzerinden geçen süre dikkate alındığında, cinsel istismar bulgusuna rastlanmasının mümkün olamayacağı; ancak mağdurun anlattıklarının samimi ve yaşına uygun olduğu belirtildi. Bunun üzerine gözaltına alınan baba M.A., suçlamaları kabul etmedi. Savcılık ifadesinin ardından tutuklanması talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilen M.A., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. M.A. hakkında, ‘zincirleme olarak çocuğun cinsel istismarı’ suçundan dava açıldı. F.A. ise devlet korumasına alındı.
‘O ÇOK KÖTÜ BİRİ, ŞİKAYETÇİYİM’
İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın son duruşmasına tutuksuz sanık M.A., Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen ve tarafların avukatları katıldı. Duruşmaya adli görüşme odasından telekonferansla bağlanan F.A., pedagog eşliğinde ifade verdi. Annesinin 2014 ve 2015 yıllarında doğum yaptığını söyleyen F.A., bu süreçte babasının cinsel istismarına uğradığını öne sürdü. O zaman yaşı daha da küçük olan F.A., “Annem 2 kez doğum yaptı. O hastanedeyken, babam bana cinsel istismarda bulundu. Zorla yaptı ve anneme ya da başka birine söylediğim takdirde ‘Seni ve yeni doğan kardeşlerini öldürürüm’ dedi. Kardeşlerim çok küçük; onlar ölmesin, diye sustum. Babam çok kötü birisi, şikayetçiyim” diye konuştu.
‘BANA HEP, SEN BENİMSİN, DİYORDU’
F.A., pedagogun “Annene neden anlatmadın?” sorusuna ise “Babam, annemi evde hortumla döverdi. Ben ona kıyamazdım. Beni ve kardeşlerimi hortumla döver ve penseyle etimi çekerdi. Anneme eziyet etmesin, diye söylemedim” yanıtını verdi.
Pedagogun “Neden hiç okula gitmedin?” diye sorduğu F.A., “Neden okula gitmediğimi bilmiyorum. Babam bizim sokakta yürümemize bile kızardı. ‘Sağa sola bakmayın, kafanızı kaldırmayın. Evde pencereden dışarı bakmayın’ derdi. Nasıl okula gidebilirim ki? O bana hep ‘Sen benimsin’ diyordu” dedi.
‘KIZDIM, BU YÜZDEN BENİ SUÇLADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM’
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen sanık M.A. ise kızının iddia ettiği doğumlarda evde değil; eşinin yanında, hastanede olduğunu öne sürdü. Kızına kötü davranmadığını ve cinsel istismarda bulunmadığını iddia eden M.A., “Birkaç kez evde para kayboldu. Dedesine gittiğinde de para kaybolmuştu. Ben de kızımı suçladım. Bunun dışında sokaktaki berbere baktığını gördüm. ‘Niye bakıyorsun?’ diyerek kızdım. Bu nedenlerle beni suçladığını düşünüyorum” diye konuştu.
‘NEDEN HALA TUTUKSUZ, ANLAMIŞ DEĞİLİZ’
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen de F.A.’nın anlatımlarının samimi ve en önemli delil niteliğinde olduğunu belirterek, “Biz mağdurun ifadesine aynen katılıyoruz. Mağdurun ses tonundan bile korku içinde olduğunu, hala yaşadıklarının etkisinde olduğunu anlıyoruz. Bu kadar önemli bir delil varken neden hala sanığın tutuksuz yargılandığını anlamış değiliz. Sanığın bu celse tutuklanmasını talep ediyoruz” dedi.
Duruşma savcısı da suçun mahiyeti ve niteliği bakımından, toplanan deliller ile mağdurun anlatımları göz önüne alınarak, sanığın tutuklanması yönünde mütalaa verdi.
‘TUTUKLANSIN’ TALEBİNE RET
Mahkeme heyeti, bakanlık avukatı ve savcının talebini reddederek, sanık M.A.’nın tutuksuz yargılanmasının devamına, eşinin 2014 ve 2015 yıllarındaki doğumları sırasında telefon kayıtlarının baz istasyonları üzerinden belirlenerek, rapor istemesine karar vererek, duruşmayı erteledi.