Kızı için iki kez ameliyat oldu, 99 kilo verdi

Deniz Şener, çocukluğundan bu yana kilo problemi yaşadı. Genç kadın, zamanla 158 kiloya kadar ulaştı. Zorlu bir hamilelik süreci geçiren Deniz Şener, bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Birçok kez zayıflama ilacı kullanan, çeşitli diyetler deneyen Şener, ne yaptıysa kilo veremedi. Kiloları nedeniyle depresyona giren Şener, kızıyla da vakit geçirememeye başladı. Bu durumun kendisini çok üzdüğünü söyleyen genç anne, tüp mide ameliyatı olmaya karar verdi. Kızı için iki kez ameliyat masasına yatan Şener, bir yılda 99 kilo vererek 158 kilodan 59 kiloya düştü. Artık ailesiyle yakından ilgilenebildiğini söyleyen genç kadın, şimdilerde ise bir özel hastanenin obezite cerrahisi bölümünde çalışıyor. Kendini kızına ve kilo vermek isteyen insanlara adayan Şener, azmi ve hikayesiyle de herkese örnek oluyor.

“İNSANLARDAN UZAKLAŞTIM EVDEN DIŞARI ÇIKMIYORDUM”

Son zamanlarda 158 kiloya kadar ulaştığını anlatan Şener, “Ciddi anlamda zor bir süreçti. O evreye gelene kadar çok diyet başlangıçlarım ve bitişlerim oldu. Kilo veremedim birçok ilaç kullandım. Kilo zaten genetik yapımda, ailemde olan bir sorundu, kendimi bildim bileli kiloluydum. Hiç 85 kilonun altını görmedim. Evlendim ve çocuğum olduktan sonra bu kilo beni çok farklı etkilemeye başladı. Kızımın altını bile değiştiremiyordum. Kızımı uyuttuğumda da beşiğine eşim veya annem koyuyordu. Çok zorlu bir süreç geçirdim. Kilo aldıkça depresyona girmeye başladım. İnsanlardan uzaklaştım. Dışarıya dahi çıkmıyordum. Sinemaya gittiğimde ya da otobüse bindiğimde insanların farklı bakışları altında kalıyordum. Tek kişilik koltuklara sığmadığımdan uçakta ekstra kemerler geliyordu. Benim için büyük sıkıntıların olduğu bir dönemdi” diye konuştu.

“KIZIMIN OKUL GEZİSİNDE KARAR VERDİM”

Kıyafet bulmakta zorlandığını, hayatı boyunca hiç topuklu ayakkabı giyemediğini belirten Deniz Şener, kızının okul gezisinde kilo verme kararı aldığını anlattı. Şener, “Kızım, okul arkadaşları ve aileleri hep birlikte bir piknik düzenlediler. Ben de onlarla birlikte gittim. Çimlerde oturduk. Herkes annesiyle top oynamaya başladı. Fakat ben yerimden bile kalkamadım. Bu nedenle kızım yanıma gelip o zaman ben seninle oturayım demişti. Bu beni çok etkiledi ve kilo verme kararı aldım. Tüp mide ameliyatını öğrendim. Ablamın arkadaşı vesilesiyle doktorumla tanıştım ve ameliyat oldum böylece zayıflama sürecim başladı. Şimdilerde kızımla arkadaş gibiyiz. Sinemaya birlikte gidiyoruz, oyun parkında tahterevalli ve salıncağa birlikte binebiliyoruz, yürüyebiliyoruz. Önceden istediği yemeği dahi kalkıp mutfakta onun için hazırlayamıyordum. Ayakta durduğumda belim ağrıyordu. Şimdilerde çok mutluyuz” ifadelerini kullandı.

Genç kadın, geçirdiği iki operasyon sonrası şimdi bir özel hastanenin obezite cerrahisi bölümünde çalışıyor. Hastalara danışmanlık yapan Şener, hikayesiyle de insanlara örnek oluyor.

“OBEZİTE CERRAHİSİ EN SON BASAMAK OLMALI”

Medicana International İstanbul Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Çipe ise obezite cerrahisinin kilo vermede en son basamak olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Türkiye’de iki kadından ve üç erkekten birisinde obezite görülüyor. Kilolu kişilerin ameliyatın son seçenek olduğunu en baştan bilmesi gerekiyor. Obezite cerrahisi, obezitenin tedavisinde en son basamaktır. Bu nedenle kilosu olup kendi imkanlarıyla kilo veremeyen kişiler mutlaka uzman yardımı almalı. Mutlaka birinci basamak diyetisyen olmalı. Bir kişi diyetisyen gözetiminde 6 ay kilo veremiyorsa ve kilo verdikten sonra tekrar alıyorsa o zaman obezite cerrahisi için düşünülebilir. Kişinin eğer vücut kitle indeksi 35’in üzerindeyse ekstra hipertansiyon, diyabet, karaciğer yağlanması varsa bu kişiler obezite cerrahisi için aday olabilirler.”