
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
Vatandaş tercihi kullandı. Gitti sandığa oyunu kullandı. Adaletten belediye başkanımızdan yana oyunu verdi. Onların tahmin etmediği bizim de yüzde yüz kazanacağımız yerleri aldık.
İstanbul’a gelince kumpas kurmaya başladılar. Milletin iradesine demokrasiye kumpas kurmaya başladılar. YSK’deki bazı hakimlerle kurdular.
Onların yüzünü bugün size göstereceğim. Demokrasi adına utanırlar mı çocukların adına utanırlar mı bilmiyorum. Kendilerine hakim dedikleri için utanırlar mı onu da bilmiyorum.
Esen rüzgara göre gelen talimata göre karar veren bir YSK istemiyoruz. Gelen şikayet üzerine 39 ilçede tüm oylar sayıldı. bir oy bile kalmadı. Sonuç Ekrem İmamoğlu. 6 İlçede bütün sandıkları sayacağız dediler buyurun dedik. Bütün oylar sayıldı değişen bir şey oldu mu? Hayır
Baktılar değişmiyor Büyükçekmece’yi savcısı kaymakamı evlere baskın yapıp sahte tutanak tutmaya başladılar. Milletvekillleri arkadaşlarımız o evlere gittiler tutanakları buldular. İtiraz edecekleri bir şey kalmadı.
Sondajla sayacağız Peki dedik. 57 sandığı beyler oturdular saydılar sonuç yine değişmedi. 41 bin kısıtlı var dediler. Seçim sonuçları bunları etkiler dediler. Normalde bu siyasi partilerde olmaz. 766 kısıtlı çıktı.
Baktılar olmuyor sandık kurullarında usulsüzlük var dediler. İyi de biz oluşturmadık. Bunları gerekçe göstererek verilen mazbatayı iptal ettiler. Hakim dediğin adam verdiğin kararın arkasında duran adamdır. Hakim dediğin adam vicdanına göre karar veren adamdır. Hakim denen adam satılık değildir.
Hakim dediğin kişi siyasal baskılara boyun eğen adam değildir. Adaletin olmadığı bir yerde bir devlet ayakta kalamaz. Milletin iradesine kumpas kurdular.
Seçim itirazlarının gerekçeleri:
Bu kumpası CHP yapmadı. Henüz kimin yaptığını bilmediğimiz birileri bir şeyler yapıldı. Bu işte bir gariplik var.
YSK içinde çete mensubu sözde 7 hakim.
“İstanbul’da kesinlikle bir şeyler oldu. Sandık başında oldu” Bak bu doğru. Sandık başında halk Ekrem İmamoğlun’u seçti.
YSK’ya 2 kez 7 madde halinde yaptım. YSK kanunlara daha önce benzer olaylarda aldığı kararlara uymak zorundadır. Geçmişte ne karar aldıysan arkasında duracaksın.
Seçimde kaybedenler devletin gücünü kullanmak isterse YSK elinin tersiyle itecek.
Bugün geldiğimiz noktada iktidarın YSK’da 7 taşeronu vardır.Biz bunları gözlüyoruz. Biz bunun için YSK’ya bir çağrı yaptık Akşener’le birlikte iki kez bu çağrıyı yaptık. 7 madde halinde bu çağrıyı yaptık. Birinci madde; ‘YSK yasalara ve daha önce benzer olaylar karşısında aldığı karalara uymak zorundadır’ dedik. Devletin gücünü kullanarak yasa dışı itiraz için gerekçe üretiyorsan YSK bunu reddetmelidir dedik. Üçüncü madde, YSK iktidar sahiplerinin yani egemen güçlerin YSK üzerinde kurduğu baskılara boyun eğmeme zorundadır.
YSK dik ve onurlu durması gerekir çünkü onun cübbesinde düğme yoktur. YSK, seçimsiz bir Türkiye isteyen iktidar sahiplerine dur demek zorundadır. Beşinci madde; YSK, hukukun üstünlüğünü mü iktidar sahiplerinin üstünlüğünü mü savunacaktır. Buna karar vermelidir.
Ve YSK hukukun üstünlüğünü esas alarak karar vermek zorundadır. Bunu hatırlattık. Altıncı madde; YSK’da altıncı madde mi var yoksa iktidar sahiplerinin taşeronlaştırmak istedikleri mi var. Bugün gelinene noktada YSK içinde iktidar sahiplerinin taşeronları vardır. YSK haram yemeyi kabul etti. Kul hakkı yemek ne zamandır beri hakimlerin görevi oldu. Biliyorum bunu söyledim diye tazminat davası açacaklar. Açmazsanız namertsiniz.
Kılıçdaroğlu YSK’daki hakimlerin ismini açıkladı:
Erhan Çiftçi
Nakiddin Buğday
Faruk Kaymak
Refik Eğri
İlhan Hanağası
Zeki Yiğit
Muharrem Akkaya
Bunlar YSK’da görev yapan çete mensubu sözde hakimler
Milletin vicdanı kanıyor. Adaletsizlik karşısında susan dilsiz şeytandır. Adaletsizlik varsa bizim mücadele etmemiz namus borcumuzdur. Her yerde her kişi için arayacağız. Fakir fukara için de adalet olmalı. Adalet 82 milyonun adaletidir.
Üstelik ramazanın ayının ilk gününde. Bu 7’li çeteye söylüyorum. Hakim diyorsunuz kendinize. Hangi hakimden bahsediyorsunuz? Taşerondan üçkağıtçıdan hakim olmaz. Hakim vicdan sahibidir.
İstanbullulara sesleniyorum. O çeteler milletin iradesini yok saydılar. Siz tarihin önünde suçlusunuz çocuklarınızın önünde suçlusunuz.
23 Haziran’da bütün İstanbullular bir tarihi yeniden yazacaklar.
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“İstanbulluların vicdanına sesleniyorum: YSK’nın vicdanına güvendin ve oyunu kullandın. Sandıklar açıldı. Günlerce sayım yapıldı. Sonunda elini vicdanına koy ve düşün kardeşim: Sadece bir kişi çıktı onun adı da Ekrem İmamoğlu’ydu.
“Milyonlarca kişi sandığa gitti, oy kullandı. Vatandaşın oy kullanırken yaptığı sahtekarlık var mı? Yok. Heyet orada, sayımlar yapıldı, sonuç belli. Neye göre iptal ediyorsun? Milletin vicdanı kanıyor. Bizim de vicdanımız kanıyor. Adaletsizlik karşısında susan dilsiz şeytandır. Her yerde adaleti arayacağız.
“Bu yedili çeteye söylüyorum: Hangi dinde imanda vardır birinin hakkını hukukunu gasp etmek?
“Taşerondan, üçkağıtçıdan hakim olmaz. Hakim ahlaklıdır, düzgündür, vicdan sahibidir.
“YSK’daki çetelere iyi bir ders vermek zorundayız. O çeteler hukuku, milletin iradesini yok saydılar, o iradeyi yok sayarak birilerine yaranmaya çalıştılar. Siz çocuklarınıza karşı da suçlusunuz. Hiçbir baba, çocuğuna karşı bu kadar ağır bir miras bırakamaz.
“Ekrem İmamoğlu artık CHP’nin adayı değildir, 16 milyon İstanbullunun adayıdır.”
“‘Madem seçimi yenilemek istiyorsun’ diyorum YSK’daki çetelere, ne yaparsanız yapın biz bundan galip çıkacağız.
“Saraydan güç alanlar bir gün hesap verecektir. Yarın tarih neler yazacaktır, biz bütün bunları biliyoruz.
“Şimdi doğruları görme, ahlaklı olma zamanıdır. O nedenle biz İstanbullular olarak hep birlikte hareket etmek ve bozulan adalet çarkı yeniden inşa etmek zorundayız. Nasıl? Ekrem İmamoğlu’nu yeniden belediye başkanı yaparak.
“Mart’ın sonu bahar demiştim, Mart’ın sonunda bahar oldu. O çiçekler şimdi Haziran’a kadar hep açacak.
“Türkiye’nin bütün demokratlarını İstanbul için göreve çağırıyorum.
“Akrabalarınıza telefon edin, yakınlarınıza telefon edin, adaleti, hakkı ve hukuku sağlamak hepimizin elindedir. Demokrasimiz kanıyor, bunu durdurmamız lazım. Sorun artık bir İBB Başkanlığı sorunu değildir, Türkiye’de demokrasi sorunudur, ahlak sorunudur, vicdan sorunudur.
“Kimse endişe etmesin, yeni bir tarihi 23 Haziran’da Türkiye’nin altın sayfalarına yazacağız.”