CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a ekim ayında TBMM‘de yasalaşması çağrısında bulunduğu Siyasi Etik Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Kılıçdaroğlu’nun ilk imzacısı olduğu, Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç‘un imzalarının bulunduğu 17 maddelik kanun teklifi, cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar ve milletvekillerinin uymaları gereken siyasi etik ilkelerinin belirlenmesini ve TBMM’de Siyasi Etik Kurulu’nun oluşturulmasını amaçlıyor.
ASGARİ ÜCRETİN BEŞTE BİRİNDEN FAZLA HEDİYELER TESLİM EDİLECEK
Teklif, milletvekilleri, bakanlar, cumhurbaşkanı yardımcıları ve cumhurbaşkanının görevleri devam ettiği sürece, devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinin katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda, devletten yardım sağlayan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikaların yönetim kurullarında görev alamayacaklarını, ücret karşılığı iş takipçiliği yapamayacaklarını, serbest mesleklerini icra edemeyeceklerini düzenliyor. Teklif ayrıca, net asgari ücretin beşte birinden fazla olan hediyelerin TBMM Başkanlığı’na teslim edilmesini içeriyor.
DEVLET KURUMLARINA DUYULAN GÜVENİ ZEDELİYOR
Teklifin gerekçesinde, güçlü ve sağlıklı işleyen bir demokratik sistemin varlığının siyaset ve devlet kurumlarında yolsuzluk ve kayırmacılığa, kamu vicdanında kabul görmeyen her türlü tutum ve davranışa izin vermeyecek şekilde yönetim ilke ve kurallarının açıklıkla belirlenmiş olmasına ve bunlara uyulup uyulmadığının denetlenmesine bağlı olduğu belirtilerek şu görüşlere yer verildi:
“Yozlaşmaya karşı korunması gereken siyasi kurumların başında Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanlığı ile ulusal egemenliğin ortaya çıktığı Türkiye Büyük Millet Meclisi gelmektedir. Gerek Cumhurbaşkanlığının gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin faaliyet ve çalışmalarında hukuk kuralları yanında evrensel nitelik kazanmış etik ilke ve kuralları da gözetmesi devletimizin itibarının korunması bakımından büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde bugüne kadar TBMM üyeleri, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanları bağlayıcı nitelikte etik kurallar oluşturulamamıştır. Bu durum siyasetin kişisel çıkarlara alet edildiği, siyasi makam ve görevlerin kayırmacılık ve iş takibi amacıyla kullanıldığı, vatandaşlardan toplanan vergilerle finanse edilen kamu kaynaklarının amacı dışında kullanıldığına ilişkin bir inanışın toplumda yerleşmesine neden olmuştur. Devlet yönetimine ilişkin bu olumsuz inanış devletimizin ve milletimizin bekasına ciddi bir tehdit oluşturmakta olup bu durumun bertaraf edilmesinde tek başına ceza düzenlemeleri yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle ceza düzenlemelerine ilave olarak devlet kurumlarına ve üst düzey kamu görevlilerine duyulan güveni zedeleyen tutum ve davranışların belirlenmesi ve bunların önlenmesine yönelik bir etik kurallar sistemi oluşturulması zorunluluk arz etmektedir.
‘TEKLİF, DEMOKRASİ KÜLTÜRÜMÜZÜ ZENGİNLEŞTİRECEK’
Teklifimizle, TBMM üyeleri, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanların uymaları gereken siyasi etik kurallar sistemi oluşturulmakta, milletvekilliği ile bağdaşmayan herhangi bir hizmeti veya görevi sürdürmekte ısrar eden milletvekillerinin üyeliğinin düşmesiyle ilgili usul ve esaslar düzenlenmektedir. Bu sayede; siyasi ahlaksızlıkla mücadele için AB müktesebatı ve ilkeleri ile GRECO tavsiye kararlarına uygun bir siyasi etik kurallar sistemi oluşturulması, siyasi ahlaksızlıkla mücadelede vatandaşlarımızın etkin rol alması, milletimizce doğrudan seçilmiş Milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkanınca atanmış Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanların vatandaşlarımız tarafından doğrudan denetlenmesine olanak sağlanması, milletimizi birleştiren milli ve manevi değerlerimizin siyasi amaçlarla kullanılmasının önlenmesi, siyasetin, siyasi makam ve görevlerin kişisel çıkar, kayırmacılık ve iş takibi için kullanılmasına son verilmesi, vatandaşlardan toplanan vergilerle finanse edilen kamu kaynaklarının amacı dışında kullanılmasının önüne geçilmesi, yüce Milletimizin vicdanında kabul görmeyen tutum ve davranışlara vicdani yaptırımlar uygulanması, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere Devlet yönetimine duyulan saygınlığın ve güvenilirliğin arttırılması, etik değerlere dayalı bir toplumsal yaşam kültürünün geliştirilmesi, demokrasi kültürümüzün zenginleştirilerek güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. “