Araştırma kapsamında sigara içmeyen 25 kadının plasentası (bebeğin anne karnında ihtiyaç duyduğu hemen her türlü kaynağı sağlayan yapı) incelendi. Plasentanın bebeğe (fetüse ait) kısmında, annenin soluduğu ‘kirli hava’nın içerdiği zararlı partiküllere rastlandı.
Araştırma ekibinin başındaki Prof. Tim Nawrot, “Bu, annenin solduğu partiküllerin (siyah karbon gibi) plasentayı aşarak bebeğe ulaştığına işaret eden ilk araştırma. İncelediğimiz her plasentada binlerce küçük partikül saptadık” dedi.
Hava kirliliği ile düşük, erken doğum ve bebeğin yeterli ağırlıkta doğmaması arasında geçmişte ilişki kurulduğunu anımsatan Nawrot şöyle devam etti: “Bu araştırma, annenin soluduğu partiküllerin bu olumsuzluklara neden olabileceğine işaret ediyor. Fetüste meydana gelen hasarın ömür boyu etkisi oluyor. Anne karnındaki süreç çok önemli. Gelecek kuşakları koruyabilmek için hamile kadınların hava kirliliğine maruz kalma düzeyini asgari seviyeye indirmeliyiz. Hava kirliliğiyle mücadele hükümetlerin işi. Anne adaylarının alabileceği tek önlem hamilelik sürecinde mümkün olduğu kadar kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde bulunmamak.”
Araştırmanın sonuçları ‘Nature Communications’ adlı bilim dergisinde yayınlandı.