Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
- Nefret söylemleri, günün her saatinde sosyal medyada, TV programlarında normalleştiriliyor. Günümüzde nefret söylemine, kutsal değerlere hakarete en fazla maruz kalanlar Müslümanlardır.
- Nefret söylemi, fikir özgürlüğü parantezine asla alınmamalıdır.
- Bizim ülkemizde domuz eti yiyenler var. Biz domuz eti yiyor diye bunlara müdahale etmedik etmiyoruz da. Niye? Onun inancı gereği yiyebilir, bizi çok da ilgilendirmez.
- Christchurch’te 2 camiye gerçekleştirilen terör saldırısı sorunun boyutunu gözler önüne sermiştir. Terör eyleminden sonra örnek bir tutum sergileyen yeni Zelanda halkına buradan teşekkür ederim. Bu eylem Müslümanları ve masum insanları hedef alan ne ilk ne de son eylemdir. 1993 yılında Solingen’de Neo Naziler 5 vatandaşımızı evlerini ateşe vererek katlettiler. 2011’de Oslo yakınlarındaki bir adada 77 can beyaz ırkın üstünlüğüne inanan bir cani tarafından öldürüldü. 2017 yılında Kanada’daki cami saldırısında 6 Müslüman hayatını kaybetti. Günümüzde nefret söylemine, ayrımcılığa, ırkçılığa en fazla maruz kalanlar Müslümanlardır. Müslüman kadınlar sırf başörtüsü taktıkları için sokakta, çarşıda, işyerlerinde tacize uğruyor. Yurtdışındaki 6.5 milyon insanı nefret söyleminden etkilenen bir ülke olarak buna göz yumamayız.
- Mevzuattaki boşluklar düzeltilmeli. Nefret söylemi fikir özgürlüğü sınıfına asla alınmamalıdır. Son dönemde özellikle Hindistan’da Keşmir olaylarıyla bütünleşen bir dönemde, sadece inek eti yedikleri için ölüme mahkum edilen Müslüman gençlerin haklarını nasıl savunur hale geleceğiz? Sen nasıl inek eti yersin? Böyle bir saçmalama olabilir mi? Onlara mı soracağız? Herkesin herhalde vejeteryan olması beklenemez.
- Hindistan’ın Keşmir’de geldiği noktanın tanımı mümkün değil. Keşmir, bir açık hava hapisanesine döndürülmüş durumdadır. Giriş, çıkış adeta yasak durumda. Yarın o bölgede ne tür kanlı eylemler olacağını ben şimdiden düşünemiyorum, anlatmak da istemiyorum. Bu gelişmeler üzerine Hindistan’ın dışişleri bakanı, ülkemizdeki büyükelçileri Türkiye’nin Keşmir’e yaklaşımının doğru olmadığını söylüyorlar. Biz onlardan izin alarak mı politikamızı belirleyeceğiz? Bütün devlet kurumlarına bu konuda önemli görevler düşüyor.
- Şu anda Azad Keşmir adeta bir açık hava hapishanesine döndürülmüş vaziyettedir.
- BM’de nefret söylemine ilişkin bir veri tabanı oluşturulması fikrini destekliyoruz.
- Bütün devlet kurumlarına bu konuda (Azad Keşmir) önemli görevler düşüyor. Hem devletlerarası hem de bölgesel ve küresel nitelikli uluslararası örgütler nezdinde gerçekleştirilen somut girişimler daha etkin hale getirilmelidir.
- Barış dini olan İslam’ı terörle bir araya getirmek, çok büyük bir iftiradır, ahlaksızlıktır. Böyle bir şey kabul edilemez.