Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi‘nde Öğretim Üyesi olduğu geçen Nisan ayında kendisine ait hayvan hastanesinde çalışan veteriner Ç.B.’ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan Prof. Dr. Hasan Bilgili, mahkemece tutuklandı. Bilgili, daha sonra savcılık tarafından resen tahliye edildi. Bilgili hakkında, ‘nitelikli cinsel saldırı’, ‘cebir ve tehdit ile hürriyeti yoksun kılma’, ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ suçlarından 5 yıldan 27 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bilgili’nin yanı sıra, delilleri yok etmek amacıyla ona yardım ettiği ileri sürülen veteriner hekim Serkan D. ile Ç.B.’nin vücudundaki cinsel saldırı izlerini temizlediği iddia edilen jinekolog Hüseyin Ş. de sanık olarak yargılanacak. İdari soruşturma kapsamında üniversiteki görevinden çıkarılan Hasan Bilgili ile Serkan D. ve Hüseyin Ş., 11 Aralık’ta hakim karşısına çıkacak.
‘HALA TEDİRGİNİM’
Ç.B., duruşma öncesi yaşadıklarını DHA’ya anlattı. Veteriner Ç.B., yaşadığı büyük travmatik olaydan sonra daha yeni toparlanmaya başladığını, psikolojik destek aldığını ve kimseyle görüşmek istemediğini söyleyerek “Sosyal yaşantım tamamen kısıtlanmış durumda. Yalnız kalmak istedim. Çalışma hayatım tamamen etkilendi; çünkü bu olay iş yerinde başıma geldiği için artık hiç kimseye güvenemiyorum. Tamamen insanlara karşı bir güvensizlik oluştu ve çalışma düşüncesi artık bana çok ters gelmeye başladı. Bu adamlar ortalıkta serbest bir şekilde dolaştıklarından tabii ki o baskıyı üzerimde hissediyorum. Bu olayı yaşayıp da bunun üzerine bu adamların serbestçe dolaşması beni hala tedirgin ve rahatsız ediyor” dedi.
‘ADALETE OLAN İNANCIM GÜÇLENDİ’
Hasan Bilgili’nin önce tutuklanıp, ardından serbest bırakılmasından dolayı ikinci bir şok yaşadığını anlatan Ç.B, “Zaten çok kötü bir durumdaydım. 1 ay boyunca ben yataktan kalkamadım ve o durumdayken bir öğrendim ki adam serbest bırakılmış. Savcı hanım beni dinlemedi bile, aksine beni tersleyecek şekilde konuşmuştu, üzerine de bu adamı re’sen bir kararla serbest bıraktı. O zaman adalete olan tüm güvenim sarsılmıştı. Kendimi tamamen yerle bir olmuş hissettim. Sonrasında savcı hanımın değişmesiyle, mahkemenin açılmasıyla beraber biraz daha adalete olan inancım güçlendi. Ama bu adamlar ortalıkta serbest dolaştıkça sadece ben değil, hiç kimse güvende değil” diye konuştu.
‘DURUŞMAYA KATILMAK İSTİYORUM’
Verdiği hukuk mücadelesinde başta ailesi olmak üzere Veteriner Fakültesi öğrencilerinden, meslek örgütlerinden, kadın sivil toplum kuruluşlarından ve sosyal medyadan büyük destek gördüğünü ifade eden Ç.B, 11 Aralık’ta yapılacak ilk duruşmaya katılmak istediğini; ancak sanıklarla tekrar yüz yüze gelme düşüncesinden bile rahatsız olduğunu belirtti. Ç.B. “Ben mücadelemde devam etmek istiyorum; ama o adamların suratlarını görmek istemiyorum gerçekten. Onları gördüğüm an nasıl bir şok yaşayacağımı tahmin bile edemiyorum işin açıkçası. Bundan sonra tek isteğinin adalet yerini bulsun ve suçlular cezalandırılsın. Davamdan asla vazgeçmeyi düşünmedim, düşünmüyorum. Davamın peşindeyim, o adamlar cezasını çekene kadar, adalet yerini bulana kadar davamdan vazgeçmeyeceğim. Ben orada şerefimle, onurumla çalışırken bana zorla tecavüz edildi. Ne onların parasına puluna ne makamına mevkisine, hiçbir şeyine bakmıyorum. Beni parayla pulla kimse satın alamaz” dedi.
‘POLİS DELİLLERİMİ TOPLAMADI’
Ç.B., olay gecesi gittiği karakoldaki polisler hakkında, kendisiyle ilgilenmedikleri, avukat, psikolog taleplerini reddettiklerini, olay yerinde delil toplamadıkları gerekçesiyle de suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.