Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “feminizmin kadını kurtarma” iddiasında olduğunu, ancak son zamanlarda “kadını feminizmden kurtarma” sorunu yaşandığını öne sürdü.
Perinçek, Aydınlık gazetesinde yayımlanan yazısında kadın hareketinin “mor zehirlenme” yaşadığını, “devrimci kadın hareketinin bu zehirlenmenin üstesinden gelip ilerleyebileceği” görüşünü dile getirerek şunları yazdı:
Kuşkusuz Türkiye kadının sorunları ile Alman, Fransız veya Amerika kadınının sorunlarının buluştuğu yerler var, bunu inkar etmiyoruz. Fakat Türkiye’nin kadın hareketi hangi zeminde gelişecek, büyüyecek ve güçlenecek, soru budur.
Kadın hareketine Batıdan dayatılan birinci gündem, kadına tecavüzler. Avrupa ülkelerinin filmlerini izliyoruz, nerdeyse her filmde kadına tecavüz var. Bu sorun aynı zamanda bizim kadınımızın sorunu, inkar etmiyoruz. Ama Türk kadınının öncelikli sorunu bu mu? Türkiye kadını, şu köşeyi döndüğüm zaman bana tecavüz edilecek korkuları içinde mi yaşıyor? Türk kadınının öncelikli gündemi kocam beni ne zaman öldürecek korkusu mu?
Mor Çatı’nın kadınlara farklı bir gündem dayattığını iddia eden Perinçek, şöyle devam etti:
Bir çıkalım şuradan yürüyelim. Adıyaman Suvarlı’ya gidelim, Malatya Balaban’a, Balıkesir Edremit’e, Söke’nin Avşar köyüne gidelim, fabrikalara işyerlerine gidelim. Her rastladığımız kadına soralım, sizin birinci sorununuz nedir diye.Size Mor Çatı’nın kadına dayattığı gündemden farklı şeyler söyleyeceklerdir. Size Türkiye’nin emekçi kadınının, aydın kadınının sorunlarını anlatacaklardır. Fabrikadaki kadın işçi, erkek işçi arkadaşıyla birlikte mücadele ediyor. Yoksa onu potansiyel tecavüzcü olarak görmüyor.
Kadın gündemi ve feminizm akımını batının dayattığını öne süren Perinçek, şunları yazdı:
Batının dayattığı kadın gündemi ve Feminizm denen akım, Türkiye’ye iki darbe döneminde geldi. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri. Bu darbelerden önce kadın sorunlarına hepimizin sorunu olarak bakıyorduk. Atatürk Devrimi, bizlere kadın ile erkeği, kadın ile bütün halkı birleştiren bir bakış açısı kazandırmıştı.
Devrimcilik bastırıldı içeri atıldı ve arkasından Feminizm Türkiye gündemine girdi. Feminizm, kadınımızı kısır kadın-erkek çelişmesi içine itmeye kalktı. Feminizm, Türkiye’ye karamsarlıklardan başka bir şey getirmedi.