Erdoğan: EYT, Ülke Ekonomisini Çökertmeye Dönük Bir Adımdır

Erdoğan, Katar ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanının açıklamalarından satır başları şöyle:

*EYT konusu fazla uzun sürmez. Kısa bir süre sonra bu olayın nasıl bir manipülasyon, ülke ekonomisini çökertmeye dönük nasıl bir adım olduğunu herkes kabul edecek ve bunun karşısında durmaya başlayacak. Bunun, ülkemize bir kazanımı yok, kaybettirir. Şu anda İskandinav ülkeleri artık bu işten vazgeçme noktasına geldiler. Emeklilikte yaş olayını 70’in üstüne çıkarıyorlar. Biz de ise tam aksi. Kaldı ki Bay Kemal kendi döneminde emeklilik yaşının yükseltilmesini savunan birisidir. Fakat burada tamamıyla siyasi davranıyor, “Buradan ne elde ederiz” diye bakıyor ve böyle bir tezi savunmaya çalışıyor.

‘İki emeklilik rejimi var’

*(EYT’de aylık bağlama oranı düşüyor mu?) Doğru değil. Türkiye’de emeklilik rejiminde iki ayrı tarihte düzenleme yapıldı. 2000 öncesi ve sonrası ile 2008’i izleyen süreç. Burada muhalefet şunu istismar ediyor; eskiden daha az prime karşın daha yüksek aylıkla, daha erken emeklilik vardı. Erken emeklilik, süper emeklilik gibi uygulamalar değiştirildi. Bu tarihten sonra prim ödemeye başlayanların aylık bağlama oranları ile öncekilerin aynı değil. Ayrıca, işverenler kaçak işçi çalıştırma eğilimine girdiklerinde bu iddiayı çok sıkça söylüyorlar. “Biz, size açıktan ödeme yapalım, yoksa ücretiniz düşer” diyorlar. Şunu ayırmamız lazım; 2008 öncesinde yatırılan prim ve alacağı emekli aylığı ile 2008 sonrası aynı değil.

‘BMC yatırıp yapıp bir süre burada kalacak’

*(Tank palet fabrikası) Bay Kemal tankı görse herhalde başka bir şeye benzetir. (Tank konusunda) bizim kendi kendimize yetmemiz zorunlu. Öncelikle Arifiye’nin baştan aşağı elden geçmesi lazım. Çok ciddi makine teçhizat alımı ve yatırım gerekiyor. İlk etapta 50 milyon dolarlık yatırım yapılmalı ki Arifye’yi yeniden ayağa kaldırmış gibi olalım. Bu noktadan hareketle, “Arifeye’ye acaba Savunma Bakanlığı 50 milyon dolarlık yatırım yapabilir mi” diye konuştuğumuz süreçte, Altay tankı ihalesini kazanan BMC Grubu böyle bir yatırıma talip oldu. O aşamada Arifiye’de hassas adımlar attık. Burada personel çıkarma diye bir şey söz konusu değil. 50 milyon dolarlık harcamayı BMC yapacak, belli bir süre burada kalacak.

*Altay tankı üretiminin olmayacağı gibi bir şey söz konusu değil. Olmaması diye bir şey asla gündeme gelmedi. Biz tankın geliştirilmesine neredeyse 500 milyon avro harcamışız. Böyle bir yatırım yapılmış şimdi çıkıp birileri diyor ki; “Altay tankı üretilemeyecek.” Bunu sana kim söyledi? Ben bizzat testlerini izledim. Altay tankı başarılı şekilde orada havuzlardan tutun da çukurlara giriş çıkışına varıncaya kadar gayet iyiydi.

‘Bu fabrika zaten satılmaz’

*Bay Kemal sen şu ana kadar hiç gördün mü? Altay tankı nedir haberin yok. Kalkıp sadece oradaki işçiyi, vatandaşı tahrik ediyorsun. Yalandan başka bir şeyin yok. Fabrikanın satışı diye bir şey de söz konusu değil. “Satıldı” diyorsun. Öyle bir rakam ortaya koyuyor ki “20 milyar dolar” diyor. Bunu öğretmek lazım. Sen nasıl böyle bir rakam söylüyorsun? Bundan hiç haberin var mı? Arifiye, MSB tarafından yapıldığı zaman acaba kaça mal olmuş, bugünkü değeri ne? Bugün zaten fabrikası bu fabrika satılmaz. Orada ancak değeri olsa olsa arsanın değeri olur. Hiçbir zaman 20-25 yıl önce kurulu fabrikayı düşündüğünüz değerle satamazsınız. Ancak arsasını satabilirseniz satarsınız. Ki burada satış da yok. Zaten içeride bütün makinalar eskimiş. Şimdi 50 milyon dolar yatırımla makineler yenilenecek. Arifiye Tank Palet Fabrikası yepyeni teknolojiyle ortaya çıkarak, inşallah Silahlı Kuvvetler’imize gereken desteği verecek.

‘Parlamentodaki olayın hiç affedilir yanı yok’

*Son zamanlarda bütün bunlar şizofrenik vaka olmaktan öte aslında inanç özgürlüğüne tahammül edemeyenlerin yapmış oldukları hareketlerdir. Bunlara karşı da inanç özgürlüğünü savunan kesimin bana göre sabırla tahammül etmesi bizim bu noktadaki duruşumuzu yani özgürlükler noktasında nerede olduğunu göstermesi bakımından çok önemlidir. Ben bilhassa parlamentoda yapılanı çok önemsiyorum. Çünkü parlamentodaki olayın hiç affedilir yanı yok. Disiplin noktasında cezalandırılması gerekir. Arkadaşlarımız onun takipçisi. Şu anda zaten Özlem (Zengin) Hanım da hukuki haklarını araştırıyor.

Suriye’nin kuzeyine mülteci konutları

*Katar, birlikte bu çalışmaları yürütebiliriz noktasındalar. Başka da çıkış yolu pek yok. Bir de şu var tabi; Arap Ligi’nde yalan yanlış Türkiye’ye karşı bazı tavırlar oldu. Bizim ülkemizdeki 4 milyon mültecinin 350 bini Kürt. 3.5 milyonu ise Arap, Ezidi, Keldani, Arami ve diğerlerinden oluşuyor. Bütün bunların yüküne katlanan, 40 milyar doların üzerinde harcama yapan Türkiye. Bunlar işte tüm bu yapılanları görmedikleri gibi Arap Liginin mensupları olarak bu bölgeye bir kuruş destek sağlamış da değiller. Sonra utanmadan sıkılmadan Türkiye’ye saldırıyorlar. Böyle de bir gerçek var.

Gülen’in vatandaşlıktan çıkarılması konusu

*Daha benim önüme gelmedi. Bunun istişaresini yaparız. Eğer vatandaşlıktan çıkarmak hayırlıysa hemen imzayı atarız.

Barış Pınarı Harekatı

*Barış Pınarı Harekatı’na tarih belirlemek yanlış olur. Bizim buradaki mücadelemiz belli bir takvime bağlı değil. Bu tür askeri harekatlarda herhangi bir tarih vermek mümkün olmaz. Bugün itibarıyla etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1230. Bizim de 13 Mehmetçiğimiz, şehit Suriye Milli Ordusundan da 241 şehit var. Sivil kayıp sayısı da 22.