Bahçeli, Türkgün Gazetesi’ne verdiği beyanatta, sistem tartışmalarına ve FETÖ ile mücadele konularına da değindi. MHP Lideri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin asla değişmeyeceğini, aksayan yerlerin düzeltilerek güçlenmiş bir şekilde yoluna devam edeceğini söyledi. Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın Türkiye’nin beka nefesi olduğunu söylerken, FETÖ ile mücadelede siyasetçilerin konuşmalarına dikkat etmesi gerektiğini de ifade etti.
Bahçeli, TBMM’de CHP’li Grup Başkanvekili’nin AK Parti’li mevkidaşına ‘susturun bu kadını’ sözüyle ilgili “O tartışmayı Meclis Başkanvekili’miz Celal Adan Bey iyi yönetti. CHP’li Grup Başkanvekili’nin üslubu çirkin ve kabaydı. Gerçi özür diledi, ama asıl niyeti de gün yüzüne çıkmış oldu. Bir daha yaşanmaması temennimdir. Toplumda başörtüsü gerilimini tekrar tırmandırmak isteyen provakotif olaylar da gözümüzden kaçmıyor. İnsanlarımızın giyim tarzına ve tercihine hiç kimse müdahale edemez. Başı kapalı da, başı açık da bizim için çok değerlidir. Oyuna gelmeyelim. Oyun kuranlara dikkat edelim. İstanbul’daki müessif hadiselerin tekrar etmemesi başlıca dileğimdir. Fikri ve siyasi mücadeleler, şahsi husumetlere yol açmamalıdır” dedi.
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ilgili de “Tamamen yalan ve aldatma. Tevriye sanatı; meramını gizlemek, güzel anlatımlarla asıl amacı gözden uzak tutmaktır. Bu sanatın siyasetteki kullanımında; sabır, sebat, akıl, ölçü, irade ve nefse hâkimiyet esastır. Kelimelerin mana zenginliğine kasti ve keyfi anlamlar yüklenmesi amaç yozlaşmasına, hitabet ucuzluğuna, gülünç durumlara yol açar. Bu vesileyle tevriyeden velveleye geçiş kısa sürede gerçekleşecek, muhatabının eğer yüzü varsa kızarmasına, eğer kalbi varsa burukluk yaşamasına neden olacaktır. Bir siyaset insanı, velveleye teslim olmuşsa, gevezeliğe tamam demişse, sanal diklenmelerle günü kurtarmaya heves ediyorsa, iradesi insiyakla örülmüş, ifadesi izansızlıkla örtülmüştür. Don Kişot; yel değirmenlerini, koyun sürülerini dev düşman kümeleri gibi görür, mızrağı çektiği gibi saldırırdı. Bugün Türk siyasetinde siyasi Don Kişotların varlığı da oldukça düşündürücü. Atıyorlar, tutuyorlar, gafillikte sınır tanımıyorlar. Sahte benlikleri etrafında marazi bir ortam oluşturanlar için her şeyin, her gelişmenin, hatta bütün hadiselerin merkezi kendi nefisleridir. Bunlar, çıkarları kimi işaret ediyorsa düğme iliklerler. Asla ilkeleri yoktur, asla ülküleri yoktur, asla çizgileri yoktur. Parlamenter Sistem’e dönme çağrısı yapanlar da böyledir. Eskiye dönülmesi imkânsızdır. Türkiye demokratikleşme, normalleşme ve istikrara Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ulaşacaktır. Yeni sistem, milletimizde tutmuş ve kabul görmüştür. Aksini iddia eden izansızdır. Bugün Türk siyasetinde siyasi donkişotların varlığı da oldukça düşündürücü. Atıyorlar, tutuyorlar, gafilikte sınır tanımıyorlar. Sahte benlikleri etrafında marazi bir ortam oluşturanlar için her şeyin, her gelişmenin, hatta bütün hadiselerin merkezi kendi nefisleridir. Bunlar çıkarları kimi işaret ediyorsa düğme iliklerler. Asla ilkeleri yoktur, asla ülküleri yoktur.Yeni sistem kökleşmektedir” dedi.
Türk devlet geleneğine en uygun sistemin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunun altını çizen Bahçeli, “Bu sistemle beraber güçler ayrımı netleşmiş, devlet yönetiminde ahenk ve düzen temellenmiştir. Cumhur İttifakı ihanete ve Türkiye düşmanlarına karşı dirilen millî ruh, millî bekayı esas alan ahlakî ve siyasî bir uzlaşmadır. Sistemin kusur ve eksiklikleri bertaraf edilmiştir. Türkiye yeni sistemle birlikte yükselişe geçmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesi temel önceliğimizdir. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, bu yeni sistemle kararlar süratle alınmakta, uygulamaya süratle geçilmekte, herhangi bir gecikme yaşanmamaktadır. İP’in başkanı, Parlamenter Sistem’e desteğin yüzde 63’e ulaştığını söylüyor. Ne Parlamenter Sistem’i de ne de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden haberi var. Boş konuşuyor, kem konuşuyor, yalan konuşuyor. Yeni sistem kökleşmektedir. Türk devlet geleneğine en uygun sistem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Bu sistemle beraber güçler ayrımı netleşmiş, devlet yönetiminde ahenk ve düzen temellenmiştir. Cumhur İttifakı, ihanete ve Türkiye düşmanlarına karşı dirilen millî ruh, millî bekayı esas alan ahlakî ve siyasî bir uzlaşmadır. Cumhur İttifakı, “Muasır medeniyeti aşma” hedefini yakalama iradesi, Türk devletini ve Türk milletini ilelebet yaşatma ülküsü, dünyaya vurulacak Türk mührünün müjdecisidir. Cumhur İttifakı, Türk milletinin tarihî uzlaşması, istiklal ve istikbalimizin teminatı, kutlu bir diriliş ve yükseliş hamlesidir. Cumhur İttifakı, cumhuriyetin iradesi, millî bekanın nefesi, istikbalin sesi, milletin ta kendisidir. Cumhur İttifakı, ülkemizin kalkınması, milletimizin refah ve huzurunu temin etme gayretidir. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güvencesi cumhurdur, cumhurun ittifak ruhu ve duruşudur. Parlamenter Sistemi’n kusur ve eksiklikleri bertaraf edilmiştir. Milli bekamız daha da sağlam esaslara bağlanmıştır. Türkiye yeni sistemle birlikte yükselişe geçmiştir. Buna da hiç kimse mani olamayacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesi temel gündem ve önceliğimizdir. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, bu yeni sistemle kararlar süratle alınmakta, uygulamaya süratle geçilmekte, bununla birlikte herhangi bir gevşeme ve gecikme yaşanmamaktadır. Kurumlar arasında bir denge ve düzen vardır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi daha yenidir. Bu yeni Sistemi’n tam oturması sabahtan akşama hemen olacak bir iş değildir. Zamanla taşlar yerine oturacak, sistem tıkır tıkır çalışacaktır” dedi.
Bahçeli, FETÖ’yle mücadele konusunda ise “Samimi bir mücadele sürüyor. Bir düşünün, sadece TSK’dan 150’si general olmak üzere 17 bin 866 ihraç gerçekleşmiştir. 3 bin 926 hakim ve savcı meslekten çıkarılmıştır. Kolay bir süreç değil. Pensilvanya’daki hainin ABD tarafından korunması, halen ülkemize iade edilmemesi büyük bir açmaz ve yanlış. Fakat zaman zaman bazı açıklamalar kafaları karıştırıyor. Bunlardan birisi de Bülent Arınç’ın sözleri. Kuyruk acısı varmış gibi konuşuyor, pompacı olarak vicdan edebiyatı yaptıklarının bir ara bombacı olduğunu unutmuşa benziyor. Arınç ağzını kapatsa iyi olacak, fazla konuşması kendisine zarar veriyor. Tartışmaya açıyor, maşeri vicdan rahatsız oluyor. FETÖ’nün bütün uzantıları elbette temizlenecek, ama biraz zaman alacak. Bu arada siyasi ayağı ihmal etmemek gerekiyor” dedi.
EYT ve ceza indirimi konularını da değerlendiren Bahçeli, “EYT konusunda ki görüşümüz bellidir, daha önce açıklanmıştır. Bir mağduriyet vardır, fakat ekonomik imkan ve şartları da hesaba katmak lazımdır. Türkiye bir beka mücadelesi veriyor. Teröre amansız ve tavizsiz bir karşı duruş sergileniyor. 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı Harekatı başladı, 29 Mart 2017’de sonlandı. 3 binden fazla DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirildi. Sınırlarımıza paralel şekilde kurulmak istenen terör koridorunu baltalamak için 20 Ocak 2018’de Zeytin Dalı Harekatı başladı ve 18 Mart 2018’de Afrin merkez kontrol altına alındı. Cerablus, Afrin, El Bab temizlendi, huzura ve güvenliğe kavuştu. Bunu Türkiye tek nefes olarak başardı. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde çalışmalar devam ediyor. 12 Gözlem noktasında Türkiye teröre karşı, Suriye halkının istikrarı için elini taşın altına koymuş durumda. Suriye’de barış ve çatışmasızlık ortamının inşası için her türlü fedakarlık yapılıyor. Bunu takdirle izliyor ve destekliyoruz. Barış Pınarı’nda sağlanan başarı ortadadır. Kıran 1-2-3-4-5-6-7; Pençe operasyonları muazzam bir inançla icra edilmiştir. Terörle mücadele yüksek maliyetli bir süreç. Mesela Fırtına Obüsleri dakikada 6 ile 8 mermi atma kapasitesine sahip. Bir saatte yaklaşık 240-250 mermi atabiliyorlar. Obüsler günde 2 saat kullanılıyor, bu da ortalama 500 obüs mermisinin kullanıldığı anlamına geliyor. Bu mermilerin ortalama fiyatı 1000 dolar. Günde 500 mermi 500 bin dolar eder. Tek bir fırtına obüsünün sadece atıştaki mermi maliyeti yılda 50 milyon dolara yaklaşıyor. Bir harekatta 100 obüs topu kullanıldığını düşünürsek yılda sadece 5 milyar dolar obüs maliyeti karşımıza çıkar. Bir savaş uçağının attığı sıradan bir bombanın fiyatı 2500 dolar. F-16’ların attığı bombanın ortalama fiyatı da yaklaşık 3000 bin dolar. Bu bombaların laser güdümlüsü var, sığınak delicisi var, var da var. Türkiye bunları iki yıldır Kırıkkale’de üretiyor. TSK’nın yerli malı olarak geliştirilen Roketsan’ın ürettiği Cirit Füzelerinin maliyeti de epey fazla. Bu işler kolay olmuyor derken kast ettiğim bu. Nasıl olsa ezbere konuşmak maliyetsiz. Bir F-16, hiç ateş açmadan 1 saat havada uçmasının maliyeti 14 bin dolar. Sadece Zeytin Dalı Harekatı’nın ilk gününde uçan savaş uçaklarımızın yakıt bedeli 1 milyon dolar. Bomba ve mühimmat bedelinden bakınız hiç bahsetmiyorum bile. Söylemek istediğim şudur. Fedakarlık olmadan bekamız ve bağımsızlığımız muhafaza ve müdafaa edilemez. Terörle mücadelenin bir bedeli var. Bu bedele var olmak için katlanmak zorundayız. Ekonomide spekülasyon yapanlar ne kurşunun, ne bombanın maliyetini bilenlerdir. Bunlar boş boş konuşmaktadır. Bütçemiz elverir, ekonomik imkanlar artar, o zaman her ihtiyaç anında telafi edilir. Biraz sabır gerekiyor. Biraz tahammül gerekiyor. Biraz da milli hedefleri anlamak gerekiyor. EYT konusunda Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları isabetlidir. Ceza indiriminin bir an önce kanunlaşması, cezaevinde gün sayanların sevdikleriyle buluşmaları kaçınılmaz bir adalet ihtiyacıdır. Genel Başkan Yardımcımız Sayın Feti Yıldız’ın verdiği kanun teklifinin arkasındayız. Yasalaşmasını bekliyor ve istiyoruz” dedi.