Almanya Dışişleri Bakanlığı, DW Türkçe’nin sorusuna verdiği yanıtta avukat ile görüşmek istediklerini Türk makamlarına sık sık ilettiklerini, bir kereye mahsus bir ziyarete izin verildiğini ve böylece görüşmenin de gerçekleştiğini bildirdi.
Almanya Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, avukata yöneltilen suçlamaların aydınlatılması ve tutukluluğa bir an önce son verilmesi için yoğun çaba harcandığını belirterek, “Avukat, Alman Büyükelçiliği’ne Avrupa’da yaygın olan, uluslararası düzeyde olağan ve kanaatimizce yasak olmadığı tartışma götürmez bir destek sağlamıştır. Bu sebepten dolayı tutukluluğu anlaşılmazdır” ifadelerini kullandı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı, farklı ülkelerde de benzer hizmetler veren avukatlar bulunduğunu ve bu hukukçuların, Almanya’nın yurt dışı temsilcilikleri için söz konusu ülkenin yasal düzenlemelerini anlama ve bilgi verme konusunda önemli partnerler olduğunu belirtiyor. Almanya Dışişleri Bakanlığı’na danışmanlık yapan avukatların, Almanya’ya sığınma başvurusu yapanların ifadelerinin doğruluğunu denetlediği ve bunun, Almanya büyükelçiliklerinin yasal görevleri kapsamına girdiği kaydediliyor.
Bu doğrultuda Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği için çalışan Yılmaz S.’nin Türk vatandaşı olması nedeniyle şimdiye kadar Alman yetkililerle görüşmesine izin verilmediği ve bu nedenle tutuklanmasına ve cezaevi koşullarına dair doğrudan bilgi edinilemediği belirtilmişti.
Almanya’nın Ankara’daki büyükelçiliğine çalışan avukat Yılmaz S.’nin 17 Eylül’de gözaltına alındığı, akabinde tutuklanıp cezaevine gönderildiği, 21 Kasım’da kamuoyuna yansımıştı.
Avukatın dört ay süren takipten sonra yakalandığı ve gözaltına alındığı sırada üzerinden 13 dosya çıktığı ileri sürülmüştü. Ofisindeki aramalardan sonra ise Avrupa ülkelerinde siyasi sığınma talebinde bulunan 2 bin 500 Türk vatandaşına ait dosyanın ele geçirildiği iddia edilmişti.
Sanılandan daha fazla dosya ele geçirildi
Almanya’da Türkiye kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya İçişleri Bakanlığı bu hafta meclise konuyla ilgili bir rapor sundu. Yeşiller Partisi’nin talebi üzerine hazırlanan rapora göre, avukat Yılmaz S.’nin tutuklanmasından sonra Almanya Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) eyaletleri, konudan ilk kez 28 Ekim’de haberdar etti.
30 Ekim’de, yani Yılmaz S.’nin gözaltına alınmasından yaklaşık bir buçuk ay sonra da, Almanya’ya iltica talebinde bulunan ve bilgilerinin Türk makamlarının eline geçtiği tahmin edilen kişilere ait dosyaların yer aldığı ilk listenin eyalet teşkilatlarına yollandığı belirtildi. 28 Kasım’da yine BKA tarafından ikinci bir listenin daha eyaletlere iletildiği ve sadece bu listede 276 dosyanın bulunduğu kaydediliyor.
Her iki liste incelendiğinde sadece Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde ikamet eden, siyasi sığınma başvurusunda bulunmuş 265 Türk vatandaşının bilgilerinin Türk makamlarının eline geçtiği anlaşılıyor. Bunlardan 211’i ile emniyet birimlerinin bire bir uyarı görüşmesi yaptığı ve tehlike anında nasıl davranılması gerektiği konusunda bilgi verdiği belirtiliyor.
Böylece Alman makamlarınca şimdiye kadar açıklanan rakamların üzerinde dosyanın Türk makamlarının eline geçmiş olduğundan yola çıkıldığı anlaşılıyor.
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Yeşiller Partisi Milletvekili Berivan Aymaz, rapor talebiyle ortaya çıkan rakamların endişe verici olduğunu belirtiyor ve Alman hükümetinden tam olarak hangi bilgilerin Türkiye’nin eline geçmiş olduğuna dair bilgi vermesini talep ediyor. Aymaz, iltica talebinde bulunan kişilerin ifadelerinde Almanya’ya geliş yollarına, görüştükleri kişilere ve kaldıkları evlere dair detaylı bilgi verdiklerini, aileden ve yakınlarından kimlerin bu süreçten haberdar olduğunu aktardıklarını belirtiyor. Ve bu bilgilerin Türk makamlarının eline geçmiş olması halinde o kişilerin güvenliğinin de tehlikede olacağını söylüyor.