Kraliçe 2. Elizabeth’in Bursa Yeşil Cami Ziyaretinde Neler Yaşandı?

Tarihçi Profesör İlber Ortaylı hafta sonu katıldığı bir televizyon programında İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in Türkiye ziyareti sırasında şahit olduğu bir olayı yıllar sonra ilk kez anlattığını söylemişti.

Ortaylı, “O zamanki Bursa Valisi tutup oraya kendi arkadaşını seçti. İlahiyat fakültesi hocası diye. Ben hayatımda bu kadar kötü Kur’an okuyan, tövbe estağfurullah, bir garip makam filan yok bize hiç uymuyor ve ekşidi Kraliçe’nin suratı onu bile belli etmedi. Böyle bir gaf yapıldı yani. Bunun kayda geçmesinde fayda görüyorum” demişti.

Bursa ziyareti sırasında Yeşil Cami’de Diyanet İşleri Başkanı ve Bursa Müftüsü ile istişare ederek o gün Rahman Suresini okuyan Prof. Dr. Mehmet Emin Ay bu iddialara cevap verdi.

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay yaptığı açıklamada, “Mesele, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın, okuyuşumuzu beğenmeyişi değil. Kendi takdiridir deyip geçeriz. Burada asıl mesele, Sayın Ortaylı’nın yanlış bilgilere dayalı kanaatleridir ve medyanın, bu kanaatlerden oluşan haberi ‘FETÖ’ etiketini iliştirerek sunmasıdır. Burada yanlış bilgilerin yol açtığı bir haksızlık vardır. Ancak bunu ne başkası ne de kendimiz için kabul etmemiz söz konusu olamaz.Burada konuyu ele alırken meseleyi şahsileştirmemek adına, olayı birinci kaynaktan ve tüm gerçekliğiyle ama üçüncü şahıs olarak hikaye etmeyi uygun görüyoruz” dedi.


Kraliçe ziyaretinde Bursa’da yaşananlar

12 Mayıs 2008 tarihinde Türkiye’ye seyahati çerçevesinde Bursa’yı ziyaret etmesi planlanan Kraliçe II. Elizabeth’in, çinileriyle ünlü Yeşil Cami ziyaretinde Kur’an-ı Kerim tilaveti dinlemek istediği Bursa’ya bildirilir. Bursa Valiliği, gerekli hazırlıkların yapılması için Bursa İl Müftülüğü’ne talimat verir. Ziyarete bir hafta kala, dönemin Bursa Valisi Şehabettin Harput, Bursa İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay’dan bu görevi yerine getirmesini talep eder. Mehmet Emin Ay, bu görevin Bursa Müftülüğü bünyesinde belirlenmesinin daha doğru olacağını ve bu görevden affını ister. Ancak Vali, Kraliçenin misafir edildiği bu ortamda Kur’an tilavetinin de önemli bir konu olduğunu; gerek Kur’an okuyuşundaki yetkinliğinin, gerekse icap etmesi durumunda okunacak ayetler hakkında bilgi vermek için İngilizcesinin gerekli olabileceğini ifade eder. Mehmet Emin Ay konuyu dekanlığı ile paylaşınca böyle bir görevin kendisine verilmesinin onur verici olduğu ve memnuniyetle kabul edilebileceği ifade edilir.

Mehmet Emin Ay, söz konusu tilavette, Allahu Teâlâ’nın eşsiz kudretinden; ve insanlara sunduğu çeşitli nimetlerinden bahseden er-Rahman suresinden ayetler okumaya ve tilavetini Itrî’nin dünyaca meşhur bestesi Tekbir’in makamı olan Segâh makamı ile okumaya karar verir. Bu süreçte er-Rahman suresinin İngilizce anlamı üzerinde de çalışmalarını sürdürür. Prof. Dr. Mehmet Emin Ay bu hazırlıklarını dönemin İl Müftüsü Mahmut Gündüz ile paylaşır. O gün Kraliçeye İl müftüsü tarafından bir İngilizce Kur’an Meali hediye edilmesi ve ayraç ipinin, okunacak er-Rahman suresine konması detayına kadar istişare edilir. Bursa İl Müftülüğünce Yeşil Camii İmam-Hatibi Ayhan Polat hocanın bu vazife için düşünüldüğünü öğrenen Mehmet Emin Ay, Ayhan Polat hocayı arayarak aslında bu görevin cami imam-hatibi olarak hakkı olduğunu ifade ederek durum hakkında detaylı bilgi verir ve onun gönlünü alır. Ayhan Polat Hoca bu telefon konuşmasından ve bilgilendirmeden dolayı memnuniyetini belirtir. Kraliçe II. Elizabeth’in Yeşil Camii’ndeki Kur’an tilaveti dinleme programı planlandığı şekilde gerçekleşir. Kraliçe, camiin kapısında dini kisvelerini giyinmiş olan İl Müftüsü Mahmut Gündüz, Yeşil Camii İmam-Hatibi Ayhan Polat ve Prof. Dr. Mehmet Emin Ay tarafından karşılanır. Prof. Dr. İlber Ortaylı tarafından verilen cami hakkında kısa bilgilendirme programından sonra, caminin mihrabında mikrofonsuz olarak mabedin kendi akustiği içinde Prof. Dr. Mehmet Emin Ay tarafından, er-Rahman Suresi, en çok bilinen makamlardan biri olan Segâh makamı ile tilavet edilir. Basın mensupları çektikleri resimlerde ve dikkat çektikleri karelerde Kraliçe’nin, ‘okunan Kur’an’ı, huşu içinde dinlediği’ne vurgu yaparlar. Kraliçe tilavetten sonra tebessümle teşekkürlerini iletir. Ajansların kaydettiği ve paylaştığı okuyuş yanında o akşam tüm ajanslar, okunan er-Rahman suresinin anlamını da verirler. Tilavet sonrasında habercilerin gerçekleştirmek istedikleri röportaj taleplerine ise Prof. Dr. Mehmet Emin Ay sadece ‘verilen vazifemizi yapmaya çalıştık’ sözleriyle karşılık verir.

İlber Ortaylı’nın açıklamalarına cevap verdi

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın katıldığı programda dile getirdiği ve bu programda söylediklerinin metin olarak haberlerde yer alan ifadelerinde birtakım bilgi yanlışlıkları olduğunu ifade ederek, “Bu sebeple hassaten Sayın Ortaylı’nın, 12 yıl önce gerçekleşen bu olayla ilgili bilgi kaynaklarının verdiği bilgileri kontrol etmesi gerektiği kanaatindeyiz. Aşağıdaki maddelerde, kendisinin ifadeleri ve tespitlerine karşılık gerçek ve doğru bilgiler yer almaktadır. Yeşil Cami’nin Yusuf isminde bir imamı yoktur. Yeşil Cami’nin o zamanki imamı Ayhan Polat Hoca’dır. Yusuf isminin telaffuzu ya sehven olmuştur ya da yanlış bir bilgi aktarımı söz konusudur. Sayın Ortaylı yanıltılmıştır. Dönemin valisinin oraya kendi arkadaşını seçtiği ifade edilmiştir. 1982 yılından beri Bursa’da yaşamaktayım. 2007 yılının son aylarında Bursa’ya tayin edilen dönemin Valisi Şehabettin Harput ile şahsıma Kur’an okuma görevinin teklif edildiği 2008 yılında herhangi bir ‘arkadaşlığım’ söz konusu değildir. Kendisi tarafından bu görev için düşünülmüş olmamın iki sebebi vardır: Kur’an hafızı ve okuyucusu olarak bilinen bir isim ve icap ederse eğer ayetlerle ilgili bilgi paylaşmam için İngilizce bilen bir akademisyen olmam. Bunlar dışında ne ‘arkadaşlık’ ne de başka hiçbir sebep söz konusu değildir. Dolayısıyla burada Sayın Ortaylı’nın benim için ‘…arkadaşı’ ifadesi doğru değildir. Ancak burada bir hususa değinmek gerektiği kanaatindeyim. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından iki kez atandığım Bursa İl Müftülüğü görevimde, adı geçen valiyle bir yıl bile sürmeyen bir süreçte birlikte çalışmış olmamızı, muhtemeldir ki birileri tâ 2008 yılına kadar taşımayı ve bir ‘algı oluşturmayı’ düşünmüşlerdir. Neticede ortada olan bir gerçek vardır: Yine yanlış ve manipülatif bir ‘bilgi’ ile Sayın Ortaylı yanıltılmıştır. Kraliçe’nin suratının ekşidiği bilgisi de yanlıştır. O gün yaşananlar, ajansların basınla paylaştığı üzere, Kraliçe’nin okunan ‘Kur’an’ı huşu içinde dinlediği’ ifadeleriyle haberlere aktarılmış, gazeteler de ertesi günü aynı minval üzere resimlerle haber yapmışlardır. Tilavet sonrasında yanındaki heyetin de şahit olduğu ortamda Kraliçe tebessüm ederek tarafımıza teşekkürlerini iletmiştir. Sayın Ortaylı’nın nasıl böyle bir kanaate varmış olduğunu anlamak mümkün değildir. Burada son olarak Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın, ‘Ben hayatımda bu kadar kötü Kur’an okuyan, tövbe estağfurullah, bir garip makam filan yok bize hiç uymuyor…’ sözlerine dair şunları söylemek durumundayız. Bursa İlahiyat Fakültesinde 1984 yılından bu yana görev yapan bir akademisyen olarak Kur’an tilaveti ve makamlar konusunda pek çok hocadan ve üstaddan ders alıp istifade ettiğimiz bir geçmişimiz vardır. Tilâvet ettiğimiz okuyuşlar ve Hatm-i Şerif tilavetleri Ramazan aylarında ülkemizde ve yurtdışında televizyon ve radyo kanallarında yayınlanmıştır/yayınlanmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan Hatm-i Şerif çalışmasında, Türkçe Meâl seslendirmesi de tarafımızdan yapılmıştır. Zaman içinde başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere devlet ricalinin huzurunda birçok defa Kur’an tilavetinde bulunduğumuz da bir hakikattir… Sayın Ortaylı’nın 12 Mayıs 2008 tarihinde; o gün tarafımızdan okunan Segâh makamıyla, düzgün bir kıraatle ve usûlüne uygun olarak okunan Kur’an tilaveti hakkında böyle bir kanaate, neye göre ve nasıl varmış olduğunu bilemeyiz. Ama kendisinden beklentimiz, merak edip internetteki yüzlerce okuyuşumuzdan birini ya da bahse konu okuyuşu bir kez daha dinlemesi yönündedir. Böyle bir yazıyla meşgul ettiğim kıymetli okurlarıma sağlık ve esenlik dilerim” diye konuştu.