Özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı siteden haksız çıkarıldığını ileri süren genç, İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, genel tatil, ücret ve yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etti. Davalı güvenlik şirketi avukatı ise feshin haklı nedene dayandığını, davanın reddini savundu.
Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı davalı şirket temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Kararda; davacının gece nöbeti sırasında site sakinine ait ve anahtarı görevi gereği kendisine teslim edilen bir aracı keyfi şekilde belirsiz bir süre kullandığının tespit edildiği hatırlatıldı. Kararda; “Site sakininin yakıt göstergesindeki farkı görmesi üzerine incelenen güvenlik kamerası görüntülerinden emanet edilen aracı davacı tarafından kullanıldığı ortadadır. Davacının işverene verdiği yazılı savunmasında bir an için boş bulunup araçla markete sigara almaya gittiğini beyan ettiği, bunun üzerine işverenin davacının iş akdini feshettiği anlaşılmaktadır.
Güvenlik görevlisi olan davacının anahtarı kendisine teslim edilen korumakla yükümlü olduğu aracı keyfi şekilde kullanması ve bu süre içinde emniyetinden mesul bulunduğu siteyi de terk etmesi doğruluk ve bağlılık kurallarına aykırı olduğu gibi iş yerinin güvenliğini de tehlikeye düşürmektedir. Bu durumda işverence yapılan feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II- e ve ı maddelerine göre haklı nedene dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmelidir. Taleplerin yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.” denildi.