Mahkemenin ‘tazminatını almalı’ dediği satış müdürüne kötü haber Yargıtay’dan geldi. Yüksek mahkeme, eski işyerinde çalışırken rakip firmayla sözleşme imzaladığı ortaya çıkan satış müdürüne tazminat ödenmeyeceğine hükmetti.
Özel bir şirkette satın alma müdürü olarak çalışan kişi, Sosyal Güvenlik Kurumu’dan (SGK) aldığı kıdem tazminatına esas yazıyı işverenliğe ibraz ederek yaş hariç emekliliği hak ettiği gerekçesiyle kıdem tazminatını talep edip istifa etti. İşyerinden ayrıldıktan sadece 5 gün sonra aynı sektörde faaliyet gösteren bir firmada işe başlayan satış müdürü, tazminatını alamadığı gerekçesiyle eski işverenini yargıya şikayet etti. İş mahkemesindeki davada konuşan davacı müdür, hak kazandığı kıdem tazminatının işverence ödenmediğini öne sürdü. Mahkemede savunma yapan davalı şirket avukatı ise satış müdürünün eski işyerinde çalışırken rakip firmayla sözleşme imzaladığını iddia etti. Davacının başka bir işyerinde çalışmak üzere istifa ederek işten ayrıldığını, davacının iradesinin emekliliğe değil, başka bir işyerinde çalışmaya yönelik olduğunu kaydetti. Davalı avukatı, işçinin başka bir işyerinde çalışmak amacıyla İş Kanununun 14/5. maddesine dayanmasının yasal hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu savunarak haksız davanın reddine karar verilmesi talep etti. Tarafları dinleyen mahkeme, davacı işçinin işten ayrıldıktan 5 gün sonra bir başka işyerinde sigortalı çalışmaya başlamasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceğine hükmedip tazminat ödenmesine karar verdi. Kararı davalı avukatı temyiz etti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı.
Yargıtay kararında, “Davacının çalışırken başka bir işverenle iş sözleşmesi imzalayıp ardından yaş hariç emeklilik koşullarının oluştuğu nedeniyle fesih hakkını kullanması ve iş sözleşmesini feshettikten sonra diğer işyerinde işe başlaması şeklinde gerçekleşen olayda fesih hakkının kötüye kullanıldığı ortadadır. Kötüye kullanılan hakkın korunmayacağı anlaşıldığından kıdem tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.” ifadeleri yer aldı.