
Hem Amerikalı olmak hem de anadilinin İngilizce olması ABD nüfusunun büyük bir kısmına önemli ekonomik imtiyazlar sunuyor.
20. yüzyılda İngilizce küresel ticaret ve iletişim dili haline geldi. 2013’te Harvard Üniversitesi tarafından hazırlanan bir raporda, İngilizce dili ile yüksek gelirli olmak arasında doğrudan bir bağlantı kuruluyordu.
Dünyada milyonlarca insan yabancı dil olarak İngilizce öğrenmek için büyük paralar harcıyor.
Çok sayıda etnik kökenin bir arada yaşadığı ve 350 dilin konuşulduğu ABD’de büyük çoğunluk İngilizceden başka bir dil bilmiyor.
Amerika’da resmi bir dil yok; ama İngilizce her zaman egemen oldu. Göçmenlerden oluşan çok kültürlü ülkede federal düzeyde bir resmi dil uygulaması ihtiyacı görülmedi.
Esas olarak eski bir Britanya kolonisinden meydana gelen ülkede en fazla konuşulan dilin İngilizce olması normal. (Kızılderili dillerinin ortadan kaldırılması için özel bir çalışma yürütüldüğünü de unutmamak lazım.)
Demografik değişim
Ancak nüfusun yıllar boyunca sadece İngilizce konuşmasının yeterli olduğu bu ülkede demografi hızla değişiyor.
Brookings Enstitüsü’nden William Frey’e göre, “Nüfus öyle hızlı ve köklü bir değişim gösteriyor ki önümüzdeki yıllarda ABD diğer ülkelerden çok daha büyük bir dönüşüm geçirecek”.
2018’de ülkedeki genç nüfusun neredeyse yarısı etnik azınlıklardan. Z kuşağı (2000 sonrası doğanlar) Amerikan tarihinde ırk çeşitliliği bakımından en farklı kuşağı oluşturuyor. Bunun nedeni göçe ve ırklar arası evliliklere bağlanıyor. 2011’de yapılan nüfus sayımı, evde İngilizce dışında bir dil konuşanların sayısında 1980-2009 yılları arasında yüzde 148 artış olduğunu gösteriyor.
Bugün ABD’de bazı beyaz seçmenler arasında gözlenen göçmen karşıtlığının nedenlerinden biri de bu hızlı değişim olabilir.
Buna rağmen ülkede hala çoğu insan sadece İngilizce konuşuyor. Araştırmalar, göçmen ailelerde üçüncü kuşağın büyük kısmının artık kendi dilini konuşamadığını gösteriyor.