2010 yılında gelen şampiyonluk sonrası süreci maalesef doğru yönetemedik ve şampiyon yönetimde dahil olmak üzere sonrasında gelen tüm yönetimler Bursaspor’u bu noktaya taşıdı.
Şuan baktığımızda devre arası en az 3 iyi futbolcuya ihtiyacı olduğu halde 2 milyon euro bulamayan ve transfer tahtasını açtıramayan Bursaspor var.
Diğer küme düşmeye aday ve orta sıralara oynayan takımlar ise kadrolarını inanılmaz şekilde güçlendirdi.Şampiyonluğa oynayan takımların yaptıkları transferleri saymıyorum bile, oysa sevgili başkan “ustalık” dönemine tekrar aday olduğunda “Bursaspor için şu kadar para harcadım bir bu kadar daha vermeye hazırım” dediği cümleleri çok çabuk unutmuş.
Ve bizde son 3 yıldır kümede kalınca sevinen bir camia haline geldik.Bu sezonun 2. yarısı için maalesef hedef yine kümede kalmak.Umarım dar kadroyla gemiyi limana yanaştırmayı başarırız.
Asıl sorun kümede kalmak değil, bunu alışkanlık haline getirmiş bir camia olmaktan bir türlü çıkamamak.
Biz bu filmi daha önce görmüştük zaten.
Bursaspor küme düştüğü sezonun öncelerinde hep küme düşme potasının 1-2 puan üstünde ligi tamamlıyordu ve en sonunda 2004 yılında küme düşmüştü
Oysa bu camia bu “kümede kalma” çabalarını hiçbir şekilde hak etmiyor. Yıllarca alınan hatalı kararlar sonrası düştüğümüz bu durum herkesi üzüyor.
Mevcut yönetimin yapması gereken, tüzükte açık şekilde belirtilen sportif direktörlüğe doğru kişiyi getirip kadro mühendisliğini onun eline bırakması.
Son günlerde scout ekibiyle Samet Aybaba‘nın transfer edilmesi düşünülen futbolcuların üzerinde karşılıklı fikir ayrılığına varması 2. transfer döneminin son bulmasıyla şimdilik rafa kaldırıldı.Sportif direktör bu anlamda da bu tip fikir ayrılıklarının önüne geçecektir.
Sıradanlaşmak, kümede kalma mücadelesine her yıl alıştırılmak Bursaspor taraftarını isyan noktasına getirdi.Bu ölü toprağını üzerimizden atmazsak, 2004 yılında yaşadıklarımızı bu şehir bir kez daha kaldıramaz