Aybaba, yaptığı açıklamada, Spor Toto Süper Lig’de son iki sezonun Bursaspor için kötü geçtiğini ve artık bir şeyleri değiştirmenin zamanının geldiğini, bunun için de ekibiyle burada göreve başladıklarını söyledi.
Yeni sezonda coşkulu ve istekli bir takımla, futbol şehrine cevap verebilecek bir oyun kalitesi ve düşüncesini sahaya yansıtmak istediklerini anlatan Aybaba, “Bunun için çalışmalar yapıyoruz. Önde oynayan, futbolu keyif veren, çok mücadele eden, coşkulu oynayan iyi bir takım oluşturacağız. Bunu görünce iki senedir gerçekten kötü günler geçiren Bursaspor taraftarı da artarak bize destek verecektir. Onlar da tribünlerden bize katılacaktır diye düşünüyorum.” diye konuştu.
Deneyimli teknik adam, Bursa’da çok büyük bir taraftar kitlesinin bulunduğunu, bu süreçte onlarla birlikte yönetim, teknik heyet ve şehri yönetenlerin de desteğiyle kötü geçen iki sezonu geride bırakıp, hep birlikte yeniden bir şeyleri yapabilmenin heyecanını yaşamayı istediklerini dile getirdi.
Bursaspor’un şampiyon olduğu 2009-2010 sezonundan önce yeşil-beyazlı takımın başında kendisinin bulunduğunu hatırlatan Aybaba, o günden bu yana camiada birçok şeyin değiştiğini gördüğünü anlattı.
– “Marka değerinizi her zaman o şampiyonluk yukarıda tutar”
Samet Aybaba, şampiyonluğun çok önemli bir şey olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Marka değerinizi her zaman o şampiyonluk yukarıda tutar. Şampiyonluk sonrasını planlamak çok önemlidir. Bence bu planlamada Bursaspor doğru yapamadı. Eleştirmekten, ‘Şu yanlıştı, bu yanlıştı.’ demekten ziyade, futbol aklıyla bunları ortaya koymak lazım. Şampiyonluk sonrası Bursaspor çok transfer yaptı. Doğru, futbol şehrine yakışır isimleri, futbol şehrinin ne beklediğiyle ilgili düşünceleri dışarıda tutulmuş gibi hissediyorum dışarıdan bakarken. O yüzden de bir çöküş başladı.”
Normalde şampiyon olan takımın daha doğru planlamayla bir yerlerde durmayı becerebilmesi gerektiğini aktaran Aybaba, “Ben hep şöyle düşünürüm; Bursaspor hiçbir zaman 5-8’inciliğin altına düşmemeli. Oralarda bir yerlerde kalmalı ama 3-5 sezonda bir de şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi, belki kupa şampiyonluğundan UEFA Avrupa Ligi’nde belli bir yere gelebilmek, yarı final oynayabilmek gibi düşünceler olmalı bu tür camialarda.” ifadelerini kullandı.
Aybaba, yaşanan başarının ardından yukarıdan uzaklaştıkça psikolojik olarak baskının arttığını savunarak, şunları kaydetti:
“Biz ‘şampiyonuz’ diyor, arkasından iki sezondur küme düşmemeye oynuyoruz. O baskı oyuncuyu da yönetenleri de rahatsız eder, taraftarı özellikle çok rahatsız eder, tepki göstermesine neden olur. Bu karmaşada Bursaspor’un aşağıda kalmasının en büyük nedenleri bence bu. Onu bir an önce çözmek lazım. Onun için de sahada bu işi iyi yapmak lazım. Coşkulu takım kurmak lazım. Bizim için şu an en önemli şey moral, motivasyon. Bursaspor’un gerçekten yukarıda bir takım olduğunu, Bursa’nın gerçekten bir futbol şehri olduğu, burada bir şeyler doğru yapılırsa, planlanırsa nelerin nasıl yapılabileceği tekrar gündeme getirip insanların önüne konulursa büyük bir destek olacaktır.”
– “Yeter ki birbirimizi destekleyelim”
Yeşil-beyazlı kulübün yeniden eski günlerine dönmesinin çok zor olmadığını vurgulayan Samet Aybaba, ekibiyle birlikte bunu başarmak için Bursa’ya geldiklerini, bu çerçevede 3 yıllık anlaşma yaptıklarını anımsattı.
Aybaba, yeniden başarıyı yakalamak adına tüm camiaya büyük görevler düştüğünü, bunun için de kenetlenmek gerektiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu an da Bursaspor’un eleştirileri kaldıracak gücü yok. İnsanların Bursaspor ile ilgili en küçük konuda bile tepki göstermemesi lazım. Biraz birlikte hareket edelim, bir bakalım planladığımız yere doğru gidiyor mu gitmiyor mu. Bana göre yüzde 100 gidecektir. Yeter ki birbirimizi destekleyelim. Biz sadece bunu düşünerek bu şehirde görev aldık. Destek verirlerse toparlamak daha kısa sürer. Oradan, buradan çekilirse, hiç anlamsız bir kavga, dövüş içine girilirse biraz daha uzar. Başarırız ama biraz daha uzar. Herkes şu işin arkasına takılsın biz bir an önce bu işi yukarıya doğru çıkaralım. Bursa’nın en büyük markası Bursaspor, Bursaspor’un içindeki en büyük güç taraftar. O statta taraftar bizim arkamızdaki en büyük itici güç olacak. Rakip o stada çıktığında korkacak. İçerideki futbol da bunu destekleyince her iki tarafta coşkulu bir organizasyon ortaya çıkacak.”
– “Ben çok severim kendi evlatlarımızı bir yere getirmeyi”
Yeni sezon hazırlıkları çerçevesinde çok sayıda genç oyuncuyu Afyonkarahisar kampı kadrosuna dahil ettiğine de değinen Aybaba, bu oyuncularla ilgili kararı da kamp dönüşü vereceğini ifade etti.
Aybaba, her zaman genç oyunculara büyük önem verdiğini belirterek, şunları aktardı:
“Acayip keyifli. Ben çok severim kendi evlatlarımızı bir yere getirmeyi. Bu sadece oyuncuyu oynatmak değildir, şehri bir arada tutmaktır. Şehrin içindeki insanların birbiriyle kaynaşmasıdır bu. Futbolun dışındaki insanların bile isteğinin, arzusunun, inançlarının, duasının hep işin içinde olması bizi inanılmaz öne iter. Evladımızın annesinin, babasının bizim için dua etmesi etrafındaki insanlara ‘Bakın benim oğlum oynuyor, haydi biraz destek verelim.’ demesi o heyecanı şehirde daha çok artırır. Ben bunları çok seviyorum.”
Türk futbolunun genelinde ekonomik anlamda sıkıntılar yaşandığına işaret eden Aybaba, kulüplerin büyük borçları bulunduğunu belirtti.
Aybaba, Bursaspor, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Türkiye’nin marka takımları olduğunu, bunların arasında diğerlerine göre ekonomisi en iyi takımın kendileri olduğunu savunarak, şunları dile getirdi:
“Baktığınızda çok büyük borçlar var. Siz bir kulübü yönetirken sadece sportif başarıya bakmayacaksınız. Mesela bir teknik direktör arkadaşımız gidiyor bir kulübe 20-25 milyon avroluk transfer yaptırıyor, 15-20 hafta sonra gidiyor. 20 milyonluk bütçe o kulübün üzerinde kalıyor. Bu konuda biraz daha üretmeliyiz. Genç, yerli oyuncu üretelim. Yabancı oyuncu transferlerini daha üretmeye yönelik yapalım veya aldığınız oyuncunun performansından mutlaka katkı sağlayalım. Bunları yaparsak geri dönüşünde kulübe çok büyük mali külfet kalmaz.”
Deneyimli teknik adam, yeni sezon öncesi Bursasporlu taraftarlara ise şu mesajı verdi:
“Bursaspor’un her şeyi taraftarı. Taraftarsız bu iş olmaz. Onlar gücü gösterdiler. Şampiyonluktaki en büyük pay onlarınsa ki onların, o zaman şu kritik yerden çıkma payını da onların paylaşmasını istiyorum. Onun için birlikte hareket edelim. Bizim burada gizleyecek, saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Her şey ortada. Hiçbir sorunumuz yok. Kimseye sorun olacak bir düşüncemiz, planımız yok. O nedenle el birliğiyle hep beraber olalım. Küçük noktaları bırakalım, büyük organizasyona bakalım. ‘Tekrar büyük Bursaspor nasıl organize ederiz, nasıl buralara getiririz?’ üzerine çalışalım. İnşallah bu birliktelik uzun sürer, biz de takımımız da layık olduğu yere gelir.”