İzmir Karabağlar’da yaşayan Adnan ve Süheyla Uzman çiftinin oğulları Kayra, halk arasında ‘balık pulu’ hastalığı olarak bilinen İktiyozis hastalığıyla mücadele ediyor. Düzenli olarak doktorların önerdiği nemlendirici, krem, duş jeli, şampuan ve güneş koruyucuları kullanması gereken Kayra’nın vücudunun birçok yerinde şiddetli kaşıntı ve kurulukla beraber açık yaralar bulunuyor.
YÜZDE 100 ENGELLİ RAPORU İPTAL EDİLİNCE ZOR DURUMA DÜŞTÜLER
Yüzde 100 engelli raporunun iki yıl önce iptal edilmesi üzerine, engelli maaşını alamayan aile, yaz sıcaklarında kaşıntı ve yaraları giderek artan Kayra’nın ilaçlarını temin edemez hale geldi. Gerekli kremleri temin etmek için hayırseverlere çağrıda bulunan anne Süheyla Uzman’ın isteği gerçekleşti.
Diyarbakır, Ankara, İstanbul gibi şehirlerden hatta Azerbaycan’dan bile aileye kolilerce krem ve ilaç yardımı yapıldı. Bu yardımla birlikte yaklaşık 7 ay boyunca krem sıkıntısı yaşamayacaklarını belirten anne Süheyla Uzman, “Her kargo geldiğinde kolileri Kayra ile birlikte açtık, isimleri birlikte okuduk. Kayra her akşam yatarken bu kişilere isimleriyle birlikte dua ediyor. Krem bizim yaşantımızda olmazsa olmaz. Bizim kremlerimiz olduğu zaman Kayra hayata dönüyor” dedi.
Öte yandan Kayra, 8 Ağustos Perşembe günü Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yeniden engelli raporu alabilmek için heyete girecek.
‘İYİ İNSANLAR VARMIŞ DEDİM’
Birçok hayırseverin kendisine ulaştığını belirten anne Süheyla Uzman, her gelen kremin tedavide kullanıldığını, kimsenin yanlış krem göndermediğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Hepsine minnettarım ve çok teşekkür ediyorum. İstediğimiz kremlerin hepsini eksiksiz almışlar. Şu an çok mutluyuz. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü de bizimle ilgilenerek bundan sonraki heyet sürecini yakından takip edeceklerini bildirdiler. ‘Demek ki iyi insanlar varmış’ dedim. Şu anda yaz aylarında olduğumuz için elinde ve yüzünde yaralar var ancak kremlerimizi sürekli kullanıyoruz ve en azından dışarı çıkabiliyoruz. Bizim hastalığımız kalıcı bir hastalık. Yaralarını kaşıdığı zaman her tarafa dağılıyor. Kuru bir toprak gibi cildi çatlıyor. Gece uyumadığı için psikiyatristimizin verdiği şurupları içiriyorum. Sabah kalktığında çarşafları ve yastığı kan oluyor. Ona çok temiz bakıyorum. Ben kendimi Kayra’ya adadım. Dışarıyla hiçbir bağlantımız yok. Her yerde ikimiz varız. Kremler, Kayra ve ben her yere böyle gidiyoruz. Ama mutluyuz, her şeye şükrediyoruz.”
‘GÜNDE SEKİZ FARKLI KREM SÜRÜYOR’
Eşinin bir inşaat firmasında depo görevlisi olarak çalıştığını, evlerinin kira olduğunu vurgulayan Uzman, bakım parası için yeniden heyete gireceğini belirterek, şöyle dedi:
“Bir anne olarak söylüyorum, Kayra bakıma muhtaç bir çocuk ve bunun aksini kimse iddia edemez. Okula her gün birlikte gidiyoruz ve ben akşama kadar kantinde oturuyorum. Kayra dersten geliyor, ben krem sürüyorum ve tekrar derse gidiyor. Yoksa ben çalışırdım ama çocuğuma bakmam için bu mümkün değil. Dışarı birlikte çıkıyoruz. Bizim hayatımızda sürekli kısıtlamalar var. Günde 8 farklı krem sürüyor, 5 şurup içiyor. Bunların saatlerini bilmesi bile mümkün değil. Benim her an yanında olup müdahale etmem gerekiyor. Bizim maaşımız hastalık sakin döneme denk geldiği için kesilmişti. Ben hiçbir zaman Kayra’nın hastalığının sakin dönemde olduğunu görmedim. Ben bu kremleri her zaman almak zorundayım hayırseverler nereye kadar bu kremleri alabilecek? Oğlum için bu bakım parasını almak zorundayım.”
6’ncı sınıf öğrencisi Kayra ise, “Herkese bana ilaç verdikleri için teşekkür ederim. Her gönderenin ismini yazdım ve her akşam onlara ismiyle dua ediyorum” dedi.