CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Elazığ ve Malatya’da yaşanılanların herkesin ortak acısı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Nasıl üzülmezsiniz? Suriye’de yaşananalar. Şehitlerimiz geldi. Nasıl üzülmezsiniz? Gerçekten üzüntülüyüm. Elazığ’da deprem olduğunda hemen valiyi aradım. İl Başkanımız da Sayın Valinin yanındaydı. Henüz ölüm ve yaralanma haberleri gelmemişti, ‘inşallah gelmez’ dedik. Hemen iki genel başkan yardımcısı ve milletvekili arkadaşlarımızı görevlendirdim, Malatya ve Elazığ’a gönderdik. Bir iş bölümü yaparak bir kayıp varsa yaraları nasıl sarabiliriz diye bunun çabası içine girdik. ‘Hemen gelmem gerekiyor mu’ dedim, ‘hayır’ dediler” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, bu tablo karşısında 82 milyonun kenetlenmiş olmasının kendisini mutlu ettiğini belirtti.
Depremle mücadelenin iki ayağı olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, tedbir almak gerektiğine dikkat çekerek, “Binayı depreme dayanıklı yapacaksın kardeşim, bu kadar basit. Çok şiddetli bir deprem olur sizin yaptığınız bina da yıkılabilir, olabilir. Bunun adı kriz yönetimidir. Önlem almadığınız için insanlar ölüyor” açıklamasında bulundu.
Filistin topraklarının İsrail’in işgali altında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Trump’ın İsrail ile yaptığı anlaşmayı işaret ederek, “Bu barış değil, Filistin’i yok etme anlaşmasıdır” dedi.
İdlib Önerisi
İdlib’le ilgili 5 maddelik öneride bulunan Kılıçdaroğlu, “İdlib’de konuşlanmış bulunan ve gözlem misyonu görevini sürdüren Mehmetçiğimizin can güvenliği her şeyden önemlidir. Dolayısıyla, İdlib bölgesi başta olmak üzere Suriye’de görev yapan tüm Mehmetçiklerimizin can güvenliğini sağlamak adına gereken tüm askeri ve diplomatik adımlar kararlılıkla atılmalıdır” dedi.
En kısa zamanda Rusya ile birlikte İdlib’deki mevcut durumun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Gerekli görülmesi halinde Soçi Mutabakatının unsurları, değişen koşullara uyarlanmalıdır. Sahadaki mevcut duruma göre, gerekirse yeni bir ateşkes hattı belirlenmeli, Türk askeri de bu yeni ateşkes hattına göre pozisyonunu almalıdır” diye konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasını şu sözlerle sürdürdü;
“Siyasi iktidar, Suriye’de akan kanın durması ve siyasi geçiş sürecinin sağlanması için çaba göstermelidir. Bunun için bölgesel ve uluslararası planda diplomatik çabalar artırılmalı, en kısa zamanda anayasal sürecin yeniden canlandırılması için gerekli koşullar yaratılmalıdır. İdlib’teki durum Türkiye’ye doğru yeni bir sığınmacı dalgasını hareketlendirmiştir. Bu konuda Türkiye’nin yalnız bırakılmaması gerekir. Bu sığınmacıların Suriye sınırları içinde oluşturulacak güvenli bir bölgeye tahliyesi ve bu bölgede iskanları için Rusya ve rejimle birlikte Birleşmiş Milletlerin ve AB’nin de sorumluluk üsteleneceği bir süreç ivedilikle başlatılmalıdır. İdlib, ülkemiz için ulusal bir güvenlik sorunudur. Aynı zamanda İdlib’in Suriye toprağı olduğu gerçeği de unutulmamalıdır”