Hattat Şükrullah Halife’ye ait 1493-1494 tarihli tek nüsha olan el yazması Kur’an-ı Kerim, Topkapı Sarayı Müzesi’nden bakanlık izniyle başka eserlerle birlikte 1964’te Bursa Arkeoloji Müzesi’ne devredildi.
Müzede daha sonra yapılan incelemeler sonucu eserin yerinde olmadığı fark edilip sorumlular hakkında soruşturma başlatıldı. Birkaç yıl sonra eserin yeri tespit edilip hukuki süreç başlatılsa da zaman aşımından dolayı sonuç alınamadı.
Kur’an-ı Kerim’i bu süreçlerden habersiz olarak bir sahaftan satın alan ve koleksiyonuna dahil eden hattat Ziya Aydın’ın oğulları Ali Sami ve Ahmet Aydın, eseri bugün Topkapı Sarayı Müzesi’ne iade etti.
– “İslam yazın tarihi bakımından önemli bir gelişme”
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşcı, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Topkapı Sarayı Müzesi’nin tarihinin önemli günlerinden birinin yaşandığını söyledi.
Küçükaşcı, 2. Beyazıt’a hocalık da yapan ve nesih türündeki hat sanatının dünyada yaygınlaşmasını sağlayan Şeyh Hamdullah’ın damadı Şükrullah Halife’nin, hat sanatına büyük katkılar sağladığını dile getirdi.
El yazması Kur’an-ı Kerimlerin sergilenmesi için en iyi yerin Topkapı Sarayı olduğuna işaret eden Küçükaşcı, şu bilgileri verdi:
“Şükrullah Halife tarafından hazırlanmış bu Kur’an-ı Kerim, 1964 yılında bir müzekkere ile Bursa Arkeoloji Müzesi’ne Topkapı Sarayı’ndan devrediliyor. Daha sonra bir şekilde Bursa Müzesi’nden çıkmasının ardından bu işin herhangi bir yerden çıktığından haberdar olmadan merhum Ziya Aydın Bey bu Kur’an-ı Kerim’i alıyor. Yıllar sonra bu Kur’an-ı Kerim’in, Topkapı Sarayı’ndan Bursa’ya giden Kur’an-ı Kerim olduğu anlaşılıyor. Bu hususun bir haber konusu olması neticesinde aile büyük bir alicenaplık göstermek suretiyle, Sayın Bakanımız Numan Kurtulmuş Bey’in görüşmeleri neticesinde, bu Kur’an-ı Kerim’in kendilerinde değil, asıl yeri olan Topkapı Sarayı’nda durmasının daha doğru olacağını düşünüp bize teslim etmek istedi.”
Mustafa Küçükaşcı, Kur’an-ı Kerim’in iade edilmesinin İslam yazın tarihi bakımından önemli bir gelişme olduğunu vurgulayarak, “Eğer bu Kur’an-ı Kerim, Ziya Aydın Bey tarafından bir şekilde böyle muhafaza edilmemiş olsaydı, muhtemelen bir gün Avrupa’nın herhangi bir kütüphanesinde sergilenir hale gelecekti. O bakımdan aileye çok teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
Söz konusu Kur’an-ı Kerim’in detaylarından bahseden Küçükaşcı, en zengin yazma mushaf koleksiyonunun Topkapı Sarayı Müzesi’nde olduğunu da sözlerine ekledi.
– “Aldığımız kararda ne kadar haklı olduğumuzu gördük”
Eseri iade eden kardeşlerden Ali Sami Aydın da ailelerinin eski eserleri saklama konusunda bilgi sahibi olduğu için eserin bugüne ulaşmasında bir sıkıntı yaşanmadığını ifade etti.
Kur’an-ı Kerim için gerekli ilaçlama ve havalandırmaların yapıldığına dikkati çeken Aydın, “40 senedir ailemizde sakladığımız bu Kur’an-ı Kerim’in gerçekten Saray’da sergilenmesi için aile birliği olarak aldığımız kararda ne kadar haklı olduğumuzu gördük, bu yönden de gerçekten bu Kur’an-ı Kerim’in burada sergilenmesinden duyduğumuz mutluluğu bu ramazan gününde paylaşmak isterim.” şeklinde konuştu.
Her sayfada 14 satır olmak üzere nesih türünde yazılan 304 yapraklı eser, koyu vişne rengi deri üzerine yaldız, kabartma ve yapıştırma şemseli ve miklepli bir ciltle kaplı.
Serlevha, sure ve ayet başlarındaki süslemeleriyle dikkati çeken 25×17 cm ölçülerindeki Kur’an-ı Kerim, Topkapı Sarayı Müzesi’nin yazma eserler bölümünde sergilenecek.