Bursa’da Tarihten Günümüze Sûfî-Siyaset İlişkileri Uluslararası Sempozyumu başladı

Tayyare Kültür Merkezi’nde 1-3 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek sempozyumun açılış törenine Bursa Milletvekili Osman Mesten, BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Süleyman Çelik, Bursa İl Müftüsü İzani Turan, İSAV Başkanı Prof. Dr. Ali Özek, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli, akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve öğrenciler katıldı.

TASAVVUF, TOPLUMUN KALBİNE İŞLEMİŞTİR

Açılış töreninde konuşan Bursa Milletvekili Osman Mesten, medeniyet ve siyaset tarihinin sufilik olmadan okunmasının ve yazılmasının mümkün olmadığını söyledi. Selçuklu sarayında Hz. Mevlana’nın ve Osmanlı sultanlarının hemen hemen hepsinin tasavvuf ile ilgilendiğine işaret eden Vekil Osman Mesten; “Tasavvuf, sadece siyasetin ve siyasetçilerin değil, toplumun kalbinden de silinemez bir konudur. Her kesimin içine kadar işlemiş ve nüfus etmiş bir konudur. Tasavvuf bizim tarihimizi ve kültürümüzü bugüne taşıyan en önemli unsurlardan bir tanesi olmuştur. Geçtiğimiz yüzyılda bizim şarkılarımız, türkülerimiz ve manilerimizin içinde bile yani kültürümüzü bize aktaran unsurların içerisinde bile tasavvuf olmasaydı zannediyorum herhâlde bu toplumda bir şey kalmazdı” diye konuştu.

MİLLETİ AYAKTA TUTAN DEĞERLERİDİR

Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Süleyman Çelik ise konuşmasında; böylesine ilmi toplantılara Bursa olarak ev sahipliği yapmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarını vurguladı. Kültür ve sanat alanında nitelikli çalışmalar üretmeye gayret etmeye çalıştıklarını ifade eden Başkan Vekili Çelik; “Bir milleti ayakta tutan kültür değerleridir. Geleceğimizin teminatı gençlerimizin hem gerekli bilgi ve vecibeye sahip olması hem de milli kültür ile donanması asli vazifelerimiz arasındadır. Bu vazifeden bakınca, milletlerarası bir toplantı olan bu programa ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğumuzu belirtmek istiyorum” dedi.

REKTÖR KILAVUZ’DAN AKADEMİSYENLERE ÖZEL TEŞEKKÜR

BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz da böylesine ciddi bir konunun İslami İlimler Araştırma Vakfı ve İlahiyat Fakültesinin ortaklığında ele alınıyor olmasını çok önemsediğini vurguladı. Bursa’nın özellikle ilahiyat fakültesi açısından ve onun da özelinde tasavvuf tarihi anabilim dalı açısından önemli hizmetler görmüş bir kent olduğunu kaydeden Rektör A. Saim Kılavuz; “YÖK’ün yedek araştırma üniversiteleri arasında yer alıyoruz. Öncelikle bunu belirtmek gerekiyor. İnşallah küme düşmeyiz. 6 aylık görev süremiz içerisinde bulunduğumuz konumdan aşağıya düşmemek için gayret ediyoruz.  Ancak orada iç açıcı bir tablo var. 16 araştırma üniversitesinin hem yaptığı iş yoğunluğu hem de yaptığı işin kalitesi belli bir değerlendirmeden geçiyor. Bunun sonucunda bizim üniversitemiz 6 alanda etkili ve kaliteli bulundu. Ziraat fakültemiz 2,5 alanda, yarım alan veteriner fakültemize ait, 2 alan tıp fakültemize ait, 1 alanda ilahiyat fakültemize ait. Akademisyen alanlarımız en zorlu dönemlerde dahi, canla başla öğrencilerin yetiştirilmesi, araştırmaların sürdürülmesi ve toplumun aydınlatılması noktasında ellerinden gelen tüm gayreti gösterdiler. Hepsine teşekkürü bir borç biliyorum” şeklinde konuştu.

SİYASET-SUFİ İLİŞKİSİ İSLAMİYET COĞRAFYASINDA BÜYÜK ZARARLARA NEDEN OLMUŞTUR

Açılış töreninde konuşan İSAV Başkanı Prof. Dr. Ali Özek, Türk milletinin eski tarihlerde olduğu gibi sorgulama ve araştırmayı başlatması durumunda dünya hakimiyetini yeniden ele alacağını vurguladı. Olayların sorgulanması için Allah’ın insana akıl verdiğinin altını çizen Prof. Dr. Ali Özek; “Bugün konu olarak tarih boyunca sufi ve siyaset ilişkisini konuşmak üzere bir araya geldik. Müslümanlar 17. Asırdan itibaren bir yanlış yola gitmişlerdir. Burada da sufiliğin çok büyük bir etkisi vardır. Batılılar, Osmanlı Devleti’ni savaş ile yenemeyeceklerini anlayınca, araştırma yaparak bir sonuca ulaştılar. Biz bu sonuca bugün ‘Vesayet Savaşları’ diyoruz. İstiklal Savaşları’nı düşünün, dünyanın öbür ucundan insanlar bizimle savaşmaya geldi. Bugün de aynı senaryolar işliyor. Müslümanların en zayıf tarafı inanç tarafıdır. İslamiyet, şirke karşı bir dindir. Bugün Müslümanlar arasında şirk denen olay maalesef çok yaygınlaşmıştır. Bu siyaset-sufi ilişkisi çok büyük zararlara sebep olmuştur. Önümüzdeki yakın tarihlerde de bu örnekleri görebilmek mümkündür” dedi.

SUFİLİK VE SİYASET KAVRAMI BİRBİRİNİ ETKİLEMİŞTİR

BUÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli de açılış töreninde yaptığı konuşmasında sufi ve siyaset kavramlarının birbirinden uzak kavramlar gibi düşünülebilse bile bu kavramların daha önce önemli düşünürler tarafından yakınlıklarının kanıtlandığını söyledi. İslam ilim geleneğinin fıkıh, kelam ve tasavvuf üçgeni içerisinde geliştiğinin bazı alimler tarafından ileri sürüldüğünü belirten Dekan Prof. Dr. Bilal Kemikli; “Bu üç temel bilimlerin birbirleriyle alakalarının olduğu gibi beşeri temel bilimlerle de alakalarının olduğu aşikardır. Nazari tasavvufun varlık, ahlak ve bilgi teorileri siyaset düşüncesini bir şekilde etkilemiş olmalıdır. Keza, pratik tasavvuf yani sufilik de yetiştirdiği şahsiyetlerle de siyaset kurumuna yön vermiş olabilir. Burada tüm bu ilişkiler tarihten günümüze değin, görünen uygulamaları ile akademik olarak ele alınacaktır” şeklinde konuştu.

Açılış töreninin ardından ilk oturum İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli’nin oturum başkanlığında gerçekleştirildi. 3 gün sürecek sempozyumda toplam 7 oturumda yerli ve yabancı yaklaşık 25 akademisyen tarafından çok sayıda sunum gerçekleştirilecek. Sempozyum 3 Kasım’da yapılan değerlendirme toplantısının ardından sona erecek.