Hong Kong’da suçluların iadesine ilişkin tartışmalı yasa tasarısını protesto eden yüz binlerce kişi dev gösteriler düzenledi. Çin devlet medyası ise, gösterilerin arkasında “yabancı güçler” olduğunu öne sürdü.
Pazar günü Çin’in Hong Kong’da muhalif isimleri hedef alması ile sonuçlanacağından korkulan bir yasa tasarısına karşı yüz binlerce gösterici sokaklardaydı. Bazıları ile güvenlik görevlileri arasında arbede yaşandı.
Gösterileri düzenleyenler, yürüyüşe bir milyona yakın kişinin katıldığını, polis ise sayının en fazla 240 bin olabileceğini söyledi.
Eğer sayının bir milyona ulaştığı doğrulanırsa, Hong Kong’un 1997’de İngiltere hakimiyetinden çıkarak Çin’e geçmesinden bu yana en büyük gösteriler gerçekleşmiş olacak.
Hong Kong
Milyonlarca gösterici Şu an Sokaklarda polis ile çatışıyor .Çin protesto ediliyor … pic.twitter.com/QodbxIrdG3— Milli Dava Istihbarat (@milistihbarat) 9 Haziran 2019
Yasa değişikliği suçluların iadesi için ne diyor?
Tasarıda Çin, Tayvan ve Macau’daki yetkililerin cinayet ve tecavüz gibi suçlarla yargılanan şüpheliler için iade başvurusu yapmasına izin verilmesi, son kararı ise her davayı özel olarak inceleyecek mahkemelerin vermesi öngörülüyor. Tasarıda siyasi ya da dini suçlardan yargılanan kişilerin iade edilmeyeceği belirtiliyor.
Hükümet sadece hapis cezası en az 7 yıl olan mahkumların iade edilmesi gibi bazı tavizlerle kamuoyundaki tepkileri azaltmaya çalışsa da, önemli bir kesim, insanların Çin’in yargı sistemi altında keyfi gözaltılar, adil olmayan yargılama süreçleri ve işkenceye maruz kalacağından endişeli.
Hükümet, tepkilere rağmen Çarşamba günü tasarıyı ikinci kez değerlendirecek.
Devlet medyası ‘yabancı güçleri’ suçladı
Devlete bağlı China Daily gazetesinin başyazısında, bazı Hong Kongluların “muhalefet kanadı ve onların yabancı müttefiklerinin oyununa geldiği”, tasarının uzun vadede Hong Kong’u “suçlular için güvenli bir liman” olmaktan çıkaracağı ve her adil insanın tasarıya destek vermesi gerektiğine ilişkin ifadeler yer aldı.
Tasarıya karşı çıkanlar, eski İngiliz kolonisi olan Hong Kong’un Çin topraklarının yargı sistemine maruz kalacağını ve bölgedeki yargı bağımsızlığının giderek daha da zarar göreceğini söylüyor.
Tasarıyı destekleyenler ise dini ya da siyasi suçlamalardan hüküm giyenlerin Çin topraklarına iade edilmemesi için tedbirler getirildiğini savunuyor.
Protestolarda neler yaşandı?
Pazar günü aşırı sıcağa rağmen büyük kalabalıkların katıldığı yürüyüşler genel olarak barışçıl geçti.
Avukatlardan öğrencilere, iş insanlarından aktivistlere ve dini gruplara pek çok kesimden insan katılım gösterdi.
Birçoğu “Şeytani tasarıyı iptal et” ve “Çin’e iadeye karşı çık” yazılı pankartlar taşıdı.
Göstericilerden bazıları ile polis arasında arbede çıkarken, bir grup maskeli gösterici Meclis binasına girmeye çalıştı. Güvenlik görevlileri biber gazı ve coplarla müdahale etti.
Emniyet yetkilisi Stephen Lo, üç güvenlik görevlisi ile bir gazetecinin yaralandığını, gösterilerin Hong Kong’un barışçıl protesto geleneğine zarar verdiğini söyledi.
Hükümet ne diyor?
Tasarının Temmuz’dan önce Meclis’te kabul edilmesi için çabalayan Hong Kong lideri Carrie Lam, protestolara tepki gösterdi.
Bir hükümet sözcüsü, tasarının “hukukun üstünlüğüne dayandığını” ve Çarşamba günü tasarının değerlendirilmesinin devam edeceğini duyurdu.
Neden şimdi?
Tasarı, geçtiğimiz yıl 19 yaşındaki Hong Konglu bir adamın 20 yaşındaki hamile kız arkadaşını Tayvan’da tatilde olduğu sırada öldürdüğü iddiaları sonrası gündeme geldi.
Tayvan’dan kaçan şüpheli geçen yıl Hong Kong’a döndü. Hong Konglu yetkililer, Tayvanlı yetkililerin iade talebine karşın iki ülke arasında bir iade anlaşması olmadığı gerekçesiyle bunu yapamayacaklarını söylediler.
Hong Kong, ” iki sistem, tek devlet” ilkesi altında yönetilen eski bir İngiliz kolonisi. Bu yarı özerk bölge 1997’de yeniden Çin’in hâkimiyeti altına girdi ancak kendi yasaları ve sivil özgürlükleri olan Hong Kong’da yaşayanlar Çin topraklarından farklı hayatlar sürüyor.
Hong Kong İngiltere ve ABD’nin de aralarında olduğu 20 ülke ile daha önce iade anlaşmaları yapmıştı ancak geçtiğimiz 20 yılda Çin ile bir anlaşma sağlanamadı.
Kaynak: BBC Türkçe