Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında, HDP’nin barajı aşması için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenerek, “CHP’nin Genel Başkanı ‘şu parti barajı geçmeli’ diyor. Barajı geçsin denilen parti örgütün siyasi uzantısı. Örgütün cenaze ve silah işlerine bakıyordu. Belediye başkanları seçildikleri yere hizmet etmek yerine devletin kendilerine tahsis ettiği araç ile parayı götürüp dağa gönderiyordu. Teşkilatları dağa adam toplama merkezi haline gelmişti. Böyle bir partinin illa mecliste olmasını, bir PKK, birde CHP istiyor. Yurt dışında aynı çadırın bir tarafını CHP, diğer tarafını bölücü örgütün siyasi uzantısı kullanıyor. Benimle ilgili özellikle Adıyaman’da yapılanları duyuyorsunuz değimli. Topunuz gelin, topunuz. Benim Avrupa’daki kardeşlerimiz her şeyi çok iyi biliyor. Bosna Herkes’e hepsi aktı geldi. Hepsi 24 Haziran’a çok iyi hazırlanmıştı. Bunlara gereken dersi verecekler. Bu manzara tek başına oynanan oyunu bozmaya yeter” dedi.
Kürt vatandaşların temsilcisinin de kendisi olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkede 81 milyon vatandaşımızın, Kürt kardeşlerimizin de temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Benim için Kürtlük, Türklük, Lazlık, Çerkezlik yok. Biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevdik. Kürt kardeşlerimizin yoğun olarak yaşadığı yerlere hizmetleri biz götürdük. Kültürel ve sosyal haklar konusundaki tüm engelleri biz kaldırdık. Red, asimilasyon, politikalarını biz kaldırdık. Ülkemizde artık hizmeti inancında, sosyal statüsünden dolayı itilip kalkındığını, horlandığını söyleyemez” diye konuştu.
HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden çıkarılması konusuyla ilgili olarak ise Erdoğan, “Bu terör örgütünün güdümündeki partinin üst üste konmuş bir tane tuğlaları var mı? Muharrem, Sayın Muharrem İnce. Bu Diyarbakır’da yapılan 7 Haziran seçiminden sonra bu ziyaret ettiğin şahıs değil miydi 53 tane benim Kürt kardeşimin ölümüne neden olan? Neymiş adaymış serbest bırakılması gerekiyormuş. Neyi serbest bırakıyorsun. 53 Tane Kürt kardeşimi onlar öldürdüler. Bırakın bu yalanları. Onların hesabını veremezsiniz. Yargı, hukuk, adalet tecelli edecektir. Bunlar sadece ve sadece mezar taşı dikmeyi bilirler. 6-7 Ekim 2014 tarihinde vatandaşlarımızı birbirine kırdıranlar bunlar değil miydi? Cezaevindeki o zatın ellerinde 53 vatandaşımızın kanı var. 2015 seçimlerinde meclise girdilerde ne oldu. Okuldan kütüphaneye, camiden hastaneye her şeyi yakıp yıkmayan teröristlerin ardından bunlar duruyordu. Ekranda saz çalınlar, arka tarafta vatandaşlara kurşun sıkanların sırtını sıvazlıyordu.
CHP, PKK bunlar beraber yol yürüdü. Dün devlete baskıcı, inanç ve kültürlere saygısız diyorlardı. Bunlardaki riyakarlık bunlardaki kin inanın kimsede yok. Demokrasi için, ekonomi için hangi işin ucundan tuttu. Ülkemizi yurt dışında da kötülemenin, devletleri tahrik etmenin dışında ne icraatları var. Görevlendirdiğimiz kayyumlar o belediyeleri pırıl pırıl hale getirdiler. Diyarbakır’dan Mardin’e, Şırnak’tan Siirt’e kayyumlar adeta tarih yazıyor. Teröristlerin delik deşik ettiği cadde ve sokaklar şimdi pırıl pırıl hale geldi. Onların yıktıkları evleri, iş yerleri, tarihi eserleri çok daha güzel şekilde yeniden ayağa kaldırdık. Onların yaktığı yıktığı kütüphanede evlatlarımız geleceğe hazırlanıyor. CHP bu partiyi meclise sokmam için kendi seçmenini onlara yönlendiriyor. Sahada seçmenini ona buna peşkeş çekenin hizmette sözü olamaz. Yakında bunların kuyrukları birbirine dolanacak” ifadelerini kullandı.
“Muharrem İnce komik bir adam”
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi komik bulduğunu dile getiren Erdoğan, “Bir kısmını zaten hiç zikretmiyorum onlar sadece oy pusulasına yazdırmak için istiyor. Ana muhalefet adayı kalıyor. Aslında komik bir adam. Kimi zaman yalan dolanla, kimi zaman atıp tutarak zaman geçiriyor. Bu kişiye ülke emanet edilir mi? Türkiye’yi yönetmek çırakların işi değil. Usta, usta. Baş usta. AK Parti’yi kurarken ben Pensilvanya’dan icazet almışım. Ne dedim Sayın Muharrem iddiayı ispat iddia sahibine aittir. Bunu ispat etmek senin görevin. İspat edemezsen namertsin dedim. Tuttu bir kitaptan bir satır. O kitabın yazarı da bu somut değil, soyut bir şey dedi. Dolayısıyla katılmıyorum, dedi. Böyle yalan olur mu? Başındaki adam, Kılıçdaroğlu zaten yalancı. Bu da onun yananda çırak. Oda yalancı. Benim bu güzel ülkemi yalanla dolanla siyaset yapanlara mı teslim edeceğiz. Şimdi kendisine dava açtım. Yargıda hesabını versin. Benim kendimden şüphem yok. Cezaevinden çıktım 42 bin donörle araştırma yaptım. Halkım emretti partimizi kurduk. Onun için haddini bil. Kiminle ne konuşacağını çok iyi bil. Şimdi mahkemede hesabını ver. Bu tür yalanlarla bu yola gidilir mi? Ben size inanıyorum, size güveniyorum” şeklinde konuştu.