‘İstanbul Yeşil Alanlar Çalıştayı’nda açılış konuşmasını yaptıktan sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, ‘İnsanı hayatında hiç derecelendirmediğini’ söyleyerek, “Sayın cumhurbaşkanının zihninde böyle bir şey varsa üzülürüm. Üzücü bir yorum olmuştur. Söyledikten sonra kendisi de üzülmüştür diye düşünüyorum” dedi.
‘‘Kazmayı vuracağız’ diye, kazmayla samimi ilişki kurdu‘
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın Kanal İstanbul’un imar planının onaylandığına dair açıklamaları sorulan İmamoğlu, “Sayın bakan yaklaşık yedi aydır ‘Kazmayı vuracağız’ diye, kazmayla samimi bir ilişki kurduğunu ifade ediyor. Bu işi bu kadar basite alan bir bakan söylemi hayatımda hiç duymadım” diye konuştu.
İstanbul halkının yüzde 55’i ile 65’i arasında, bu sürece tümüyle karşı olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Dava süreçleri başlıyor. Elbette yargı, toplum vicdanı, buna dönük benzer tavırlar gösteren insanları yargılayıp hak ettiği cezaları verecektir. Yedi ay önce de kazmayı vuruyorlardı. Dört ay sonra ÇED raporu ortaya çıktı. O askıdan indi, plan çıktı. Her gün kazmayı vuruyorlar” ifadelerini kullandı.
“Bilim adamlarının, ‘Şu kadar lale ekilmese İstanbul’un yer bilimi sorunu çözülür, projelere kaynak aktarılır’ şeklinde ifadeleri oldu. Elinizde toplam bir maliyet var mı” sorusuna İmamoğlu şu yanıtı verdi:
“Geçmişe dönük elimizde çokça rakamlar var. Duvar süslemeleri ya da saksıda çiçek bakımı için yıllık 26-27 milyon lira civarında. O duvarda gördüğünüz tüm mekanizmaların maliyetleri var. Yani bu işin bedeli 100 milyonlarca liraya kadar tırmanır. Hatta bazı ithal edilen işlerin yetkilerinin, sadece birkaç firmada olmasına kadar giden sonuçlar var. Ama bu işler 10 yıllık, 15 yıllık süreçler. Yani yeni işler değil. Yazık günah. O paralarla şehrimize, sadece 25 milyon lira ile ben 10-15 tane daha kreş yaparım. 15 tane kreş demek 1200-1300 çocuğumuzu her yıl hayata hazırlamak demek.”