Toplantıya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile KKTC Başbakanı Ersin Tatar, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, KKTC İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Sağlık Bakanı Ali Pilli, turizm örgütleri, ekonomik örgütler, üniversite rektörleri ve üst düzey yetkililer katıldı
FEYZİOĞLU: KAPALI MARAŞ KOÇBAŞI YAPILMALIDIR
Program kapsamında konuşan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, “Kapalı Maraş sorununun çözümü Kıbrıs sorununun çözümünde koçbaşı yapılmalıdır. Kıbrıs sorunun çözecek olan, kapalı Maraş açılımıdır. Kıbrıs’ın geleceğine sadece Kıbrıs Türk’ü karar verebilir. Kuzey Kıbrıs ve Türkiye yeni zirvelere el ele çıkacaktır. Bundan sonra Kıbrıs meselesi Kıbrıs Türk’ünün meselesi olmaktan çıkıp, sadece çözümsüzlüğü şımarıklığa dayatan Rum’un meselesi haline gelecektir” dedi.
KAPALI MARAŞ’TA GEZİNTİ
Oktay, programdan önce 1974 yılından bu yana kapalı olan ‘Hayalet Şehir’ olarak da bilinen Kapalı Maraş’ı gezdi. Oktay’a, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca eşlik etti. KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Oktay ve ekibine Maraş ile ilgili bilgiler verdi.
FUAT OKTAY: KAPALI MARAŞ’IN AÇILMASI LAFTAN İBARET DEĞİLDİR
“Kapalı Maraş’ın açılması için yapılan çalışmalar, Kıbrıs Türkü’nün statükoyu kabul etmeyeceğinin ispatıdır ve Kapalı Maraş’ın açılması laftan ibaret değildir” diyen Oktay, “Artık burada siviller de yaşasın, Kıbrıs Türkü kendi toprağında hayatını sürdürebilsin istiyoruz. Bir yeri; genç, çocuk, yaşlısıyla bölge halkının kullanımına açmak, sivillerin, ailelerin refah seviyesini artırmak ne zamandan beri sorun ya da kriz olarak nitelendiriliyor? Burada ne yazık ki atıl kalan bir bölge ve çürüyen binalar var” dedi.
Oktay, Kapalı Maraş’ta düzenlenen “Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı” başlıklı toplantıya katıldı. Oktay, toplantının açılışında bir konuşma yaptı. “Kıbrıs Türk Halkı’nın her zaman yanında duran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın en kalbi selamlarını ve başarı dileklerini iletiyorum” diye sözlerine başlayan Oktay, “Yapılan görüşmelerin bölgeye yeniden hayat vermesini” diledi.
CENNET BİR KIYI
Kapalı Maraş’ın KKTC’nin egemenlik alanında bulduğuna dikkat çeken Oktay, “Bu cennet kıyının atıl kalması ne hukuki, ne siyasi ne de ekonomik yönden kabul edilebilir. Bu doğrultuda ülkemizin de destekleriyle KKTC hükümetinin Kapalı Maraş’a ilişkin yürüttüğü envanter çalışması son derece anlamlı ve önemlidir. Kapalı Maraş’ın açılması için yapılan çalışmalar, Kıbrıs Türkü’nün statükoyu kabul etmeyeceğinin ispatıdır ve Kapalı Maraş’ın açılması laftan ibaret değildir” dedi. Kapalı Maraş’ın KKTC’nin yönetimi olmasının dışında arazilerinin büyük çoğunluğunun “Vakıf” malı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay şunları kaydetti;
MARAŞ VAKIF MALIDIR
“Bu vakıf arazileri, 1950’li yıllarda İngiliz sömürge yönetimi tarafından hukuka aykırı şekilde üçüncü şahıslara devredilmiştir ve buna ilişkin arşiv kayıtları da mevcuttur. Bu konuda en küçük bir soru işareti dahi bulunmamaktadır. Vakıf arazileri devredilemez, satılamaz; sadece kiralanabilir, fakat mal sahibi yine vakıflardır. Aynı zamanda geçmişte sözkonusu vakıf arazileri üzerinde tasarrufta bulunan üçüncü şahısların olduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla gayrimenkul mülkiyetlerinin örtüşmediği alanlarda anlaşmazlıkların gündeme gelmesi muhtemeldir. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun mevcudiyeti, Maraş dâhil olmak üzere mülkiyet meselesinin çözümüne dönük atılacak adımlar bakımından bir güvencedir.”
MARAŞ KKTC’NİN TOPRAĞIDIR
Rumların Kapalı Maraş ile ilgili tutumlarının bildik olduğunu kaydeden Oktay, “Her işini oldubittiyle sonuçlandırmayı alışkanlık edinen Rum tarafının Kapalı Maraş’la ilgili iddialarının da, gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Kapalı Maraş’ta üzerine kayıtlı taşınmazı bulunan Kıbrıs Rumlarının bile merakla takip ettiği adımlara Rum Yönetimi ön yargıyla yaklaşmaktadır. Dillerine pelesenk ettikleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları bile Maraş bölgesinin kapalı kalmasını talep etmemektedir. Özellikle altını çizmek isterim ki Kapalı Maraş’ın hayat bulması değil yarım asırdır kullanıma kapalı olması abesle iştigaldir. Oysa olayı büyütmeye gerek yok durum gayet açık ve net; burası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kendi toprağıdır” dedi.
Kapalı Maraş’ta, artık sivillerin yaşaması gerektiğini ifade eden Oktay, “Burada da ne yazık ki atıl kalan bir bölge ve çürüyen binalar var. Ümidimiz yakın zamanda ekonomiyi, ticareti ve sosyal hayatı canlandıracak şekilde Maraş’ın yeniden hayat bulmasıdır. Üstelik bu durum sadece buradaki aileleri değil adanın iki toplumun da refah ve sosyal barışı olumlu şekilde etkileyecektir. Kapalı Maraş açılımında amaç asla ve asla yeni mağduriyetler yaratmak değil, varolan mağduriyetleri hukuk temelinde gidermektir” diye konuştu.
“Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulması yönündeki irademiz bakidir” diye devam eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, şunları kaydetti;
RUMLARIN GARANTİ İDDİASI
“Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isterim ki; Türkiye’nin bundan başka bir hedefi veya gizli bir gündemi yoktur. Rum basınında ülkemizin Kıbrıs’taki garanti sisteminin kaldırılmasını kabul ettiği yönünde gerçek dışı haberler çıkmıştır. Türkiye’nin 1960 tarihli Londra ve Zürih Antlaşmaları’yla tesis edilen garanti sistemi konusundaki tutumu bellidir. Ülkemizin Kıbrıs meselesine ilişkin yol haritası da bellidir. KKTC, Rum Kesimi ve garantör devletlerin, BM nezdinde bir araya geleceği bir çözüm toplantısı gerçekleşmesine önem veriyoruz. Tarafların çözüm vizyonlarının ne olduğu ve bir ortak paydada buluşulup buluşulamayacağının net olarak ortaya konması elzemdir. Artık müzakerelerde boşa kürek çekilmemelidir; çekemeyiz. Söz konusu toplantıdan ortaklık devleti konusunda görüş birliği çıkması durumunda, Ada’daki iki tarafın, tüm unsurlarını içerecek şekilde, siyasi eşitlik konusunda ön anlaşmaya varmaları gerekir.”
DOĞALGAZ TEPKİSİ
Ada’daki doğalgaz konusunda da açıklamalar yapan Oktay, “Rum tarafı hidrokarbon kaynaklarının paylaşımı konusunda samimi ise, bu öneri temelinde bir an önce Kıbrıs Türk tarafıyla konuşmaya başlamalıdır. Türkiye Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarları garanti altına alınıncaya kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ruhsat sahalarındaki hidrokarbon çalışmalarına devam edecektir. Araştırma gemilerimize ve sondaj platformlarımıza koruma, destek ve refakat sağlıyor, Doğu Akdeniz’in her köşesinde hem Türkiye’nin hem KKTC’nin meşru haklarını savunuyoruz. Halen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ruhsat sahalarında Yavuz gemimiz sondaj faaliyetlerini; Barbaros Hayreddin Paşa da sismik araştırma çalışmalarını sürdürmektedir” dedi.
KKTC’YE ŞEHİR HASTANESİ YAPILACAK
Rumların, Ada’nın kıta sahanlığındaki doğal kaynakların tek sahibi olduğu tavrını da eleştiren Oktay, “Kıbrıs Rum tarafının girişimlerine göz yummayacağımızı burada bir kez daha vurgulamak istiyorum. Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı çözümsüzlüğü kader olarak kabul etmemektedir ve bunun için ezberleri bozmaya hazırdır” dedi. KKTC’nin Başkenti Lefkoşa’ya bir şehir hastanesi yapacaklarını da kaydeden Oktay, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca burada aramızdalar” dedi.