Karamollaoğlu: 4 bin 900 sorti kimin için yapıldı?

Partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuşan Temel KaramollaoğluYeni Zelanda’da saldırıyı lanetleyerek, “Katliam görüntülerini miting meydanlarına izletip siyasete alet edilmesini de kınıyorum. Bu tavır dünyadaki Müslüman imajına da zarar veriyor. Dünya Müslümanlarını haklı oldukları bir davada haksız durama düşüyor” ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

— Pazartesi günü 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümüydü. Bu vesile ile aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Çanakkale Zaferi üzerinde çokça tefekkür etmemiz gereken şanlı tarihimizin sayfalarına altın harflerle yazılmış destansı bir başarıdır. Çanakkale Zaferi, emperyalizmin coğrafyamızı kıskaca almaya çalıştığı bir dönemde beklemediği bir anda yediği tokattır. Çanakkale Zaferi’nin en önemli sebeplerinden birisi ise birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhudur. Bu zafer topyekun milletimizin beraberliği ile elde edilmiştir. Bugün milletimizi kamplaştıranların, kutuplaştıranların bu zaferden ders çıkarmalarını umuyorum.

‘MİTİNG MEYDANLARINDAKİ GÖRÜNTÜLERİ KINIYORUM’

— Geçtiğimiz hafta Yeni Zelanda‘da camide ibadet eden Müslümanları hedef alan terör saldırısını bir kere daha lanetliyorum. Saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu saldırı ile alakalı Cuma günü İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın yapacağı toplantıyı da önemli görüyorum. Umut verici bir adım olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu toplantıda somut kararlar alınır. Bugün dünyada yükselen İslamafobi ve terörün her türlüsüne karşı gerekli tedbirlere başvurulur. Bunun yanı sıra, katliam görüntülerini miting meydanlarına izletip siyasete alet edilmesini de kınıyorum. Bu tavır dünyadaki Müslüman imajına da zarar veriyor. Dünya Müslümanlarını haklı oldukları bir davada haksız durama düşüyor. Bu tavrı anlamakta güçlük çekiyoruz!

‘NEYMİŞ HAÇLI SEFERLERİYMİŞ’

— İktidar şimdi de ağzına Haçlı seferlerini doladı, neymiş kendilerine karşı bir Haçlı Seferi başlatılmış. 11 Eylül’den sonra Haçlı Seferi başlatan ABD Başkanı Bush’la bir olup Irak’ı bombalamaya destek verenler kimdi? Amerikan askerlerine dua edenler siz değil misiniz? Amerika Haçlı seferi ilan ettik diyor, iktidar buna destek veriyordu niçin Müslüman bir ülkeyi bombalaması için. İncirlik’ten yapılan 4 bin 900 sorti uçuşu överek anlatan bu iktidar değil miydi? Bu sortiler kimin için yapıldı? Irak’ı bombalamak için.

‘BÖYLE GİDERSE AÇIK OY GİZLİ SAYIM’

— 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi’ne iki hafta kadar bir süre kaldı. 31 Mart’ta ülkece seçime gideceğiz. Fakat geçen hafta belirttiğimiz üzere, Türkiye tarihinin gördüğü en ahlaksız seçim süreçlerinden birisini yaşıyoruz. İktidar adeta devletin bütün imkanlarını, medya gücünün neredeyse tamamını kullanarak her türlü iftira ve yalana başvuruyor. İftiralar, yalanlar yetmiyormuş gibi bir de üstüne üstlük adaylar tehdit ediliyor, milletimiz tehdit ediliyor. Böyle giderse açık oy gizli sayım yöntemini dahi kullanmaktan çekinmeyecekler adeta. Çok net bir şekilde hatırlatmak istiyorum bugün yalanı, iftirayı, zulmü kendine şiar edinmiş olanlar tarihe dönüp baksınlar. Nice yıkılmaz sanılan iktidarlar yıkılıp gittiler. Bugün dünün muktedirlerinden bir iz bile yok. Onları hayırla yad eden kimse yok. Dünün muktedirlerinden bugün bir iz yok, bugünün muktedirlerinden de yarın bir iz kalmayacak. AK Parti bilmeli ki yolun sonuna geldi ve iktidardan gitmeye mahkum.

‘DEVLET İMKANLARINA KARŞI MÜCADELE EDİYORUZ’

— Her seçim devletin imkânlarının fütursuzca kullanan iktidar bu sefer bir adım daha ileri gitmeyi başardı. Devlet kurumlarına AK Parti bayrakları asılıyor, camilere, hastanelere pankartlar asılıyor. Geldiğimiz nokta gerçekten korkunç. İçlerinden çıkan birisi diyor ki din babamın malı değil işime geliyorsa istismar ederim sizde edin. Bir diğeri diyor ki hırsız bizim hırsızımızsa onu tercih ederiz. Bu akıl kârı bir tutum değil. Bu tavrı esefle kınıyorum. Bunun yanı sıra birde devletin bakanları yalan yanlış ağızlarına ne geliyorsa söylüyor. Süleyman Soylu bizim PKK ile sözleşme yaptığımızı iddia ediyor. Hukukta bir kural vardır ‘Müddei iddiasını ispatla mükelleftir.’ Eğer bu iddiasını ispatlayamazsa sadece hukuk önünde değil milletimizin vicdanında da mahkum olacaktır. Bu ülkede adalet herkese lazım olacak, Adil olun, adaletli davranın. Adaleti sarsarsanız, devleti sarsarsınız. Ziya Paşa’nın şu beytini burada hatırlatmak istiyorum. ‘İnsana sadâkat yaraşır görse de ikrah, yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah’

‘TÜRKİYE BU SİSTEMLE YÖNETİLEMEZ’

— Türkiye’de geçmişte seçimlerde uyguladığı bir kural vardı. Seçime 3 ay kala Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları değişir ve tarafsız kişilerden seçilirdi. Süleyman Soylu’nun bu son tavrı göstermiştir ki; Türkiye’de seçimlere gölge düşmemesi açısından bu sistemin tekrar uygulamaya konulması lazım. İçişleri bakanı bırakın huzuru sağlamayı insanları tehdit ediyor diyor ki bu seçimde iktidara destek vermezseniz yarın nasıl anarşi çıkacağını göreceksiniz diyor. Be beceriksiz bu senin beceriksizliğinin işareti, benim gücüm yetmez veya ben planladım eminim böyle olacak demektir bu. Biz buradan ilan ediyoruz iktidara geldiğimizde yapacağımız ilk işlerden birisi bu sistemin canlandırılması olacaktır. Seçimlere gölge düşürülmesini engellemek boynumuzun borcudur. Bu yaşanan süreç bir kere daha göstermiştir ki Türkiye’nin bu zihniyet ve sistemle yönetilmesi mümkün değildir.

‘GERÇEK GÜNDEMİMİZ EKONOMİ’

— İşsizliği ekonomiyi pahalığı konuşamayanlar kutuplaştırarak oy devşirmeye çalışıyorlar. Bu doğru bir tavır değil. Bugün ülkenin en büyük beka sorunu toplumu kutuplaştırmak, kamplaştırmak olur. Bu ülkenin insanını bir birine düşman etmek olur. 80 milyon hepimiz kardeşiz, bu milletin bir ferdiyiz, kimsenin bu aziz milletin arasına fitne ekmeye hakkı yok. Geldiğimiz noktada deniz bitti iktidar duvara tosladı. İşsizlik rakamları ortada 4.3 milyon kişi bu ülkede işsiz. 1 milyon genç işsiz var, üniversite mezunu gençlerimiz iş bulamıyor. İğneden, ipliğe her şeye zam geliyor bakın Pazartesi günü akaryakıta yine zam geldi. Bugün ekonomiyi konuşamayanların, tek konuşabildikleri mesele ‘beka’. Tekrar ediyorum ülkemizin bir beka sorunu yok iktidarın koltuğunu bırakmak istememesi sorunu var.