Habertürk muhabiri Arzu Kaya’nın özel haberine göre olay ağustos ayında İstanbul Tuzla’daki bir döviz bürosunda yaşandı. İddiaya göre 5 yıldır döviz bürosunda çalışan 39 yaşındaki erkek bir şüpheli kasada bulunan 50 bin dolar nakit parayı çaldı. Fark edilince de patronunun ihbarıyla gözaltına alındı.
“ÇALDIĞIN PARAYI ÖDE” KARARI
Gözaltına alınan adam, borcu olduğu için kasayı açarak 50 bin doları çaldığını itiraf etti. “Borcum vardı. Mağdurun zararını gidereceğim, bu parayı ödemem için dışarıda olmam” lazım diyerek hırsız olmadığını iddia etti. Tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Ancak mahkeme emsal bir kararla şüpheliye adli kontrol şartı koydu, serbest bıraktı. “7 gün içinde çaldığı parayı geri ödemek zorundasın” dedi. Mahkeme, çalınan 50 bin doları yaklaşık 306 bin 800 lira olarak belirledi. Maliye hazinesine ödediğine dair makbuzu dosyaya sunmasını istedi.
YATIRMAZSA TUTUKLANACAK
Şüpheli tutuklanmadığı için sevinçliydi. Ama mahkemeden ek süre istedi, “Bir hafta içerisinde bu parayı ödeyemem” dedi. Ek süre içerisinde de o meblağı yatırmazsa mahkeme hakkında tutuklama kararı verecek. Hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve karakola imza atmak şeklinde de adli kontroller uygulandı.
“MAĞDURUN MAĞDURİYETİNİ GİDERİCİ KARAR”
Hukukçular ise verilen bu adli kontrolün şüpheli ve mağdura fayda getireceği görüşünde. Avukat Ertuğrul Yönet kararın yasaya uygun olduğunu belirterek, “Sadece tutuklanması değil, aynı zamanda mağdurun mağduriyetinin giderilmesine de sebep verebilecek bir hüküm vermiştir. Bence son derece yasaya uygun olması gereken bir karar diye düşünüyorum. Verilen karar gerçekten kanunun hayatın içine açıkça uygulandığını gösteren bana göre mükemmel karar. Adli kontrollerin tutuklama yerine daha geniş, daha etkin kullanılması hem cezaların mağduriyeti gidereceği, eğitici, öğretici, vazgeçirici olarak kullanılması son derece hukukidir” dedi.