İşte Bahçeli’nin sözlerinden satır başları:
Dün 3 Aralık Dünya Engelliler Günüydü. Engelli olmanın ne demek olduğunu samimiyetle dikkatle analiz ettik. İstiyoruz ki bütün engeller kaldırılsın. Engelli kardeşlerimiz hayata tutunma iradeleriyle her türlü takdir ve övgüye layıktır. Sevgi varsa saygı varsa engel yoktur. Parti olarak Engelli kardeşlerimizle ilgili yapılacak her kanuni düzenlemenin arkasında duracağız.
Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde edişinin 84. Yılını yarın kutlayacağız. Kadının siyasette temsili gecikmiş olmakla birlikte alınan kararın reform niteliğinde çığır açan bir stratejik hamle olduğunu söyleyebiliriz. Kadınlarla erkekler yaşadıklarını toplumun işleyişini gözetme ve belirleme sorumluluğuna sahiptir.
“KADINLAR KADAR MEDENİYİZ. KADINLAR KADAR GÜÇLÜYÜZ, HAYSİYETLİYİZ”
Kadınlık onuru aynı zamanda insanlık onurudur. Bir taraftan kadınların seçime ve seçilme haklarıyla ilgili kazanımlarını överken diğer yanda kadına yönelik şiddeti konuşuyor olmak hüsran verici bir çelişkidir. Şiddetin hedefi haline geliyorlar. Meşhur bir kadına yönelik şiddet günlerce medyada yer buluyorken nice talihsiz kadının yaşadığı ıstırap gün yüzüne çıkarılamıyor.
Kadınlar kadar medeniyiz. Kadınlar kadar güçlüyüz, haysiyetliyiz. Akan kan durmadan, istismarlar son bulmadan kadınların seçme ve seçilme hakkını konuşuyor olmamız avunmadır.
G-20 ZİRVESİ
İnsanlık ortak akılda buluşmazsa artan risk ve tehlikeler beşeriyete öğüterek yutacaktır. Bu sürecin kazananı küçük bir elit tabaka olacaktır. Bu şartlar altında 13. G-20 Zirvesi Arjantin’de toplanmıştır. Adil ve sürdürülebilir gelecek temasıyla toplanan G-20 Zirvesi’ne Türkiye damga vurmuştur. Sayın Erdoğan’ın hak ve adaleti gözetmeyen bir sistemin devam etmeyeceğine vurgu yapması çok önemlidir. Biz bu düşüncelere aynen iştirak ediyoruz. Fırat’ın doğusu, Kaşıkçı cinayeti takdir edilecek bir duruştur.
ABD’YE TEPKİ: BUNUN ADI…
Türkiye-ABD müttefiktir. Ancak ABD müttefiklik hukukuna duyarsızdır. Türkiye sınırının hemen dibinde Suriye’nin kuzey doğusunda gözlem noktaları tam bir rezalettir. ABD kimi kimden korumaktadır. PYD/YPG lehine gözcülük yapması ne hukukla, ne adaletle, ne de ittifak onuruyla bağdaşmaktadır. Türkiye hiç kimsenin himayesine ihtiyaç duymayacak bir devlettir. Gözlem noktalarının kurulmasının amacı, Türkiye’yi izlemek, perdelemektir. Bunun adı terör ajanlığıdır, terörist seviciliğidir. Ok yaydan çıkmıştır. Gözlem noktalarından Türkiye’yi izleyen ABD derin bir çukurdadır. Bu devletin sabrı bir taşarsa herkes kaçacak delik arayacaktır. Gözlem noktalarını finanse edecek Suudi Arabistan Allah’tan korkuyorsa önce işlediği vahşi cinayetin bedelini ödesin. Kılıç dansıyla belki bu günler kurtarılmış olabilir ancak bunların hiçbiri muhatabına onur sağlamaz, şeref katmaz. Gerek Suudi Arabistan’ın gerekse Birleşik Arap Emirliklerinin 15 Temmuz’a nasıl baktıkları sır değildir. Şimdi de ABD’nin gözüne girebilmek için terör örgütlerine destek vermeleri alçaklıktır, kepazeliktir.
FRANSA’DAKİ PROTESTOLAR
Şu feleğin işine bakın ki Fransa sarsılmaktadır. Hatta 2. Fransız devriminden bile bahsedilmektedir. Sokaklara çıkan sarı yelekliler her yeri yakıp yıkmaktadır. Demokrasi, özgürlük ve insan hakları konusunda mangalda kül bırakmayanların foyası meydana çıkmıştır. Gezi olayları sırasında polisin müdahalesinden rahatsız olan Fransa, bugünlerde ne dediyse yemiş yutmuştur. Biz başkalarının krizinden el ovuşturan bir ülke değiliz. Zamanında merhamet göstermiş ecdadın asil varisleriyiz. Avrupa zihniyeti çifte standarttan, geldiğimiz bu aşamadan vazgeçmelidir. Düşmanlığın kimseye faydası yoktur. Gün olacak devran dönecek, herkes yaptığını çekecektir. Hiçbir şey kimsenin yanına kar kalmayacaktır. Fransa’nın hali ibret vesikasıdır.