Komşu iş yerinde işçilere hediye dağıtılmasına içerlenen işçi, sosyal paylaşım sitesi Facebook’tan ‘Bütün arkadaşlarımın dikkatine. İşte bakın, ne kadar büyük bir firmada çalıştığımızı bir kez daha bizlere ifade ettiler, bizler bu kadar aşağılanacak ne yaptık bilmiyorum’ değerlendirmesinde bulundu. Bunun üzerine işçi, işverene hakaret ettiği gerekçesiyle tazminatsız şekilde kovuldu.
Mahkemesi’nin yolunu tutan mağdur işçi, paylaşımında hakaret niyetinde olmadığını savundu. Mahkeme, işçinin işe iadesine hükmetti. İşveren, kararı istinâfa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, işçinin paylaşımında işverene sataştığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu. Davacı işçi kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi girdi. Daire, işçinin paylaşımının hakaret sayılamayacağına hükmetti.
Kararda, “Dava konusu olayda davacı tarafından sosyal medya hesabında yapılan paylaşımın hakaret ve sataşma niteliğinde olmadığı, yakınma niteliğinde olup eleştiri sınırları içinde kaldığı ortadadır. Başka bir ifadeyle davacının davranışının tek başına 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesi kapsamında haklı sebep ağırlığında olmadığı, 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede de söz konusu paylaşımın iş ilişkisinin devamını çekilmez kılacak nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının yaptığı bu paylaşım sebebiyle işverenin işletme menfaatlerinin zarar gördüğüne, çalışma düzeninin bozulduğuna ilişkin de bir delil bulunmadığı, buna göre davacının yaptığı paylaşımın işverene haklı sebeple fesih imkânı vermeyeceği gibi geçerli sebeple fesih imkânı da vermeyeceği anlaşılmıştır. Bu sebeple Bölge Adliye Mahkemesince feshin geçerli sebebe dayandığından bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmiştir” denildi.