“Şehir hastanelerinin açılmasıyla, şayet kapatılan diğer hastaneler halen hizmet vermiş olsaydı, bu süreçte çok önemli rol oynayabilirlerdi.” Bu söz, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala’ya ait.
“Bugünlerde sağlık hizmeti almak zorunda kalan, ertelemeyecek durumda olan insanlar sırf bir şehir hastanesinde salgın hastalıktan vaka yatıyor diye oraya gitmekten kendilerini alıkoyuyor. Bu durum sağlık hizmetine erişim noktasında sıkıntı yaratıyor” diyen Prof.Pala, salgın gerçekleştiği takdirde özellikle büyük hastanelerde enfeksiyon zincirini kırmanın mümkün olamayacağını söyledi.
‘Hastanelerin büyüklüğü sorun yaratacak’
Ankara’daki 3 bin 700 yatak kapasiteli Şehir Hastanesini örnek gösteren Pala; ” Buraya bugünkü korona vakalarını koyacak olursanız insanlar oraya gitmek istemeyecektir. Bu kadar büyük bir sağlık kurumuna böyle bir vaka gelmesi halinde, bu vakanın o hastanede yayılmasını önlemek için çok köklü uğraşlar vermek gerekecek. O sırada en az 3 bin hasta yatırıyorsunuz, 3 bin tane refakatçiniz var, 5 bin tane sağlık çalışanınız var ve 15-20 bin tane ayaktan başvuran insan var. Kabaca 30-40 bin kişiden söz ediyoruz. Burada enfeksiyon zincirini kırmanız çok mümkün olmaz. O yüzden bu zamana kadar sıraladığımız büyük hastanelerin verimsizliği gibi sıkıntıların yanında böylesine büyük salgınlarda baş edebilmek için iyi araçlar değil bunlar.” dedi.
‘Yoğun bakım kapasitesine dikkat!’
Yoğun bakım yatakları bölgelere ve illere göre eşit değil açıklamasında bulunan Prof.Pala; “İlk 10 büyük il içerisinde 10 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısı 6 olan da var 4 olan da var. 10 bin kişide 6 ve 4 rakamları çok büyük rakamlar. Öncelikle bölgeler arasındaki eşitsizliği giderecek önlemler almak gerekir. Yoğun bakımlara gereksiz yatışlardan buraları korumak gerekir. Yoğun bakımda çalışacak personelin kolaylıkla kişisel koruyucu malzemeye erişiminin sağlanması gerekir. Acil olmayan ameliyatlar ertelenmeli ki yoğun bakımlar bu hastalar için kullanılabilsin. Örneğin İngiltere’den çok daha iyi kapasitemiz var. Ama böyle bir hastalıkta bu kapasitenin yeteceğine ilişkin olumlu yanıt vermek mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
‘Vakaların hangi şehirlerde olduğu mutlaka açıklanmalı’
Sağlık Bakanlığına şeffaflık çağrısı yapan Kayıhan Pala, “Artık kendini ilan eden hastalar var. Örneğin İstanbul’dan Çapa’dan bir hocamız ve bir televizyon sunucusu. İstanbul’da olduğu anlaşıldı. Artık vakaların hangi ilde olduğunu saklamaya ihtiyaç yok. Ama başka illerde olup olmadığını bilmeye ihtiyaç var. Örneğin Bursa’da vaka varsa Bursalılar bilmeli ve ona göre kendilerini daha fazla önlem almaya yöneltmeliler. Burada Güney Kore örneğini düşünün. Güney Kore’de bir bilgisayar programı aplikasyonu yaptılar. Telefonunuza indiriyorsunuz ve açtığınızda kişilerin kimliklerini bilmeksizin yakın çevrenizde ne kadar vaka olduğunu görebiliyorsunuz. Böylece kendinizi daha fazla koruma altına alabiliyorsunuz. Dolayısıyla bu vakaların illere göre, yaş ve cinsiyetine göre durumlarını sayısal olarak, isim, hastane adı veya semt adı gibi şeyler olmaksızın açıklanmasına ihtiyaç var.” dedi.
.