BVHO Başkanı Sinan Sağlam, Ankara’nın Gölbaşı ilçesine bağlı Ahiboz beldesinde bir çiftlikte bulunan Et ve Süt Kurumu’na ait ithal sığırlarda görülen şarbon vakasını değerlendirdi. İthal edilen hayvanlarda şarbon hastalığının görülmesinin, bir şeylerin yanlış gittiğinin göstergesi olduğunu savunan Sağlam, son yıllarda veteriner hekimlerin çeşitli konularda yaptığı uyarıların dikkate alınmamasından yakındı.
“Yerli hayvancılık köklü çözüm”
Canlı hayvan ve et ithalatının her zaman sadece ekonomik kayıp olarak değil, toplum sağlığı açısından da büyük risk olduğunu savunan Sinan Sağlam, en iyi çözümün, yerli hayvancılık politikalarının hızla uygulamaya geçirilmesi olduğunu tekrarladı. Hayvan ithalatının geçici çözüm olduğunu sürekli dile getirdiklerini anlatan Sağlam, “Günü birlik politika ve uygulamalarla hayvancılığımızı geliştiremeyiz. Öncelikle, mera hayvancılığına geçiş yapmamız gerekiyor. Bunun için de ıslah çalışmalarıyla mera koşullarında yaşayabilecek hayvanlarımızı elde etmeliyiz. Yerli havan varlığını çoğaltırsak, ne sığıra, ne et ithalatına ihtiyacımız kalmaz ve yurt dışından da hayvanlarla birlikte hastalık ithal etmiş olmayız” diye konuştu.
“Bir yerde hata yapılıyor”
Veteriner hekimlerin aldıkları eğitim gereği, insan ve hayvan sağlığının korunması konusunda yetki ve sorumlulukları bulunduğunu, bağlı bulundukları kurumlar aracılığı ile zaman zaman mesleki kaygılarını dile getirdiklerini hatırlatan Sağlam, “Son olay, bizim zaman zaman gündeme getirdiğimiz eleştirilerde ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. Sağlıklı gıda zinciri konusunda birinci derecede yetkili ve sorumlu olan veteriner hekimlerin yetkilerinin kısıtlanması, bazı haklarının ellerinden alınması, çalışma koşullarının iyileştirilmemesi ve yetersiz motivasyon, toplum sağlığını tehdit eden bu tür olaylara altyapı hazırlamaktadır. Sığırla birlikte hastalık da ithal ediyorsak, bir yerde hata yapılıyor demektir” dedi.
“Denetim mekanizması yetersiz”
Sinan Sağlam, bazı organizasyon ve hayvancılıkla ilgili politikalarda hatalar yapıldığına dikkat çekerek, canlı hayvan ve kırmızı et ithalatında, veterinerlik şartlarının yerine getirilmediğini savundu. İthalatın yanı sıra yurt içindeki hayvan hareketlerinin de yeterince denetlenmediğinden yakınan Sağlam, endişelerini şöyle dile getirdi:
“Canlı hayvan ithalatında bile şarbon gibi insanlara geçebilen ve zamanında tedavi edilmemesi halinde ölümcül sonuçlar doğurabilecek bir hastalıkla karşılaşabiliyorsak, kırmızı et ithalatında daha kötü sonuçlarla karşılaşma ihtimalimiz yüksek demektir. Et ithalatı nedeniyle daha derin endişeler taşıyoruz.”
Şarbon hastalığı hakkında açıklamalarda bulunan Sağlam, “Öncelikli alınacak tedbirlerle ilgili yetkilileri bir kez daha uyarmak istiyoruz. Madem hayvan ve et ithal ediyoruz, çok sıkı denetim yapılmalı ve kontrol mekanizmasında en küçük bir aksaklık ya da ihmal olmalıdır. Hayvanlarda direk ölüme yol açan şarbon bakterisi, hastalıklı etin tüketilmesi, hastalıklı bölgede havanın teneffüs edilmesi ve fiziksel temasla insanlara da geçebiliyor. Erken teşhis ve tedavi edilmemesi durumunda da insanların ölümüne sebep verebiliyor. Bu nedenle, şarbon vakasını, toplum sağlığına yönelik doğrudan tehdit olarak görmeliyiz” diye konuştu.
“Veterinerlik hizmetleri tam olarak uygulanmalı”
Sağlam, etkili denetim mekanizmasının kurulabilmesinin veteriner hekimlik hizmetlerinin tam olarak uygulanmasıyla gerçekleştirebileceğine vurgu yaptı. Sağlam, veteriner hekimlerin kısıtlanan hak ve yetkilerinin yeniden gözden geçirilmesinin şart olduğunu kaydederek, mesleki çalışma şartlarının iyileştirilmesi, mesleki hizmetlerin yerine getirilmesine olanak verecek motivasyonların sağlanması halinde, toplum ve hayvan salığına yönelik çalışmaların çok daha verimli ve etkili olacağını söyledi.