Meclis’te 21 Kasım’da kabul edilen torba yasanın 50’nci maddesine göre havayı kirleten 15 termik santrale baca filtresi takma zorunluluğu iki buçuk yıl ertelenmişti. Düzenleme Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onayını bekliyor.
WWF’in açıklamasında, üçü hariç özel şirketler tarafından çalıştırılan ve toplam sayısı 15 olan termik santrallerde, 2013 yılından bu yana gerekli düzenlemelerin yapılmadığı, santrallerin bacalarına filtre takılması ve çevreyle ilgili diğer düzenlemelerin yapılması zorunluluğunun 2013’ten bu yana dört kez ertelendiği hatırlatıldı.
Bu sebeple insan ve çevre sağlığı son derece olumsuz etkilendiğini belirtilirken, başta Kahramanmaraş ve Manisa olmak üzere bu tesislerin faaliyet gösterdiği illerde kanser nedeni ile yaşamını yitirenlerin sayısının arttığı ifade edildi.
Termik santrallerin filtre takımı için kapatılmasında sıkıntı çıkmayacağı kaydedilen açıklamada şöyle dendi: “Filtresiz olarak çalışan bu tesisler hem teknolojik kısıtlamalar hem de karlılık oranlarının zayıf olması nedeniyle her gün işletilmemekte, bazıları ise yılda sadece 65-70 gün civarında çalışmaktadır. Filtre takmak için durdurulmalarının Türkiye’de bir elektrik sıkıntısı yaratması mümkün değildir; kaldı ki bu tesislerin hepsinin aynı anda durdurulması gerekmemektedir.”
‘Kirlilik nedeniyle ağır bedel ödüyoruz’
“Hava kirliliği nedeni ile ülke olarak ağır bedel ödüyoruz” denen açıklamada termik santrallerle ilgili şu maddelere değinildi:
*2009’dan beri kurulu güç ve üretim arasındaki makas giderek açılmaktadır. TEİAŞ’ın verilerine göre, 2017 yılında en yüksek talep olan dönemde bile 80.343,3 MW değerindeki kurulu gücün yalnızca 47.660 MW’ı yani yüzde 59.3’ü kullanılmıştır.
*İhtiyaçtan fazla santral kurulduğu için talepten çok daha yüksek bir arz bulunuyor. Dolayısıyla zaten sürekli çalışmayan santrallerin gerekli düzenlemelerin yapılması için geçici süreliğine sırayla durdurulması sorun teşkil etmemektedir.
*Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından hava kirliliği ölçümleri ve ölüm istatistikleri kullanılarak yapılan analize göre, Türkiye’de 2017 yılında hava kirliliği trafik kazalarından yedi kat fazla can almıştır.
*2018 yılında hava kalitesi, ulusal sınır değerlerine göre değerlendirildiğinde; 81 ilin yarısından fazlası (yüzde 56) kirli hava solumuştur.
*2018 yılında hava kalitesi en kötü il, Afşin-Elbistan ilçesinde iki kömürlü termik santrali ve yeni santral planları ile gündeme gelen Kahramanmaraş olmuştur.
*Temiz Hava Hakkı Platformu’nun hazırladığı ‘Kara Rapor’a göre, 2017 yılında Türkiye’deki hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kılavuz değerlere indirilmiş olsaydı ülkemizde yaşanan ölümlerin yaklaşık yüzde 13’ü önlenebilirdi.
*Aynı rapora göre; kirli havanın düşük yapmak, çocuklarda doğum ağırlığı, otizm, diyabet (Tip 1), ani bebek ölümü sendromu, astım, KOAH, bronşiolit ve bronşit gibi solunum hastalıkları, zatürre ve zekâ geriliği gibi sağlık sorunları ile ilişkili olduğu kanıtlanmıştır.
*Söz konusu tesislerde çevre ve hava kirliliğini engellemeye yönelik yatırımların ertelenmeden, derhal yapılması çevre ve halk sağlığı açısından mutlak bir zorunluluktur.