‘Üzerindeki Kötü Enerjileri Temizleyeceğim’ Deyip 6 Bin Dolarını Aldılar

Büyük şehirde yaşayan, çalışan ve genellikle iyi eğitimli kadınlar ve erkekler son yıllarda yaşam koçlarıyla kişisel sorunlarını çözme eğiliminde. Herhangi bir psikoloji ya da psikiyatri eğitimi olmayan bu kişiler, insanları sorunlarından kurtarma vaadinde bulunurken kimi zaman sorunlarının derinleşmesine neden olabiliyor. İstanbul’da yaşayan ve iki çocuk annesi 49 yaşındaki A.S. de bu ‘trend’in son mağdurlarından.
İki çocuklu A.S. 6 bin dolar ödeme yaptığı ‘yaşam koçu’yla tanıştığı kampta gördüklerini şöyle anlattı: “Altı yedi kişilik bir kadın grubuydu. Hepsi de yalnız, depresyonda olan normalde sağlıklı düşünemeyen, kendi içinde iç savaşları olup farklı yollarla çözmeye çalışan insanlardı. Kampı yapan kişi işletme mezunu hiçbir psikoloji eğitimi almamış, doktor bile olmayan insanlar.”

A.S. yaşam koçuyla tanışmasının ardından başına gelenleri ise şu sözlerle anlattı: “Benim psikolojik sıkıntılarımın, yaşadıklarımın farklı olduğunu söyledi ve ‘Enerji çalışmalarıyla seni bu durumdan kurtarırım’ dedi. Benden 6 bin dolar para istedi, ben de verdim. Sanki beni hipnoz ettiler. Ama sonra oraya gittiğime de, o parayı verdiğime de pişman oldum. ‘Üzerinde kötü enerjiler var onları temizleyeceğim, sana hayatını geri vereceğim’ dedi. ‘Kaybettiklerini, geçmişte yaşadıklarını düzelteceğim, ilişkilerini düzelteceğim’ diye vaatlerde bulundu. Hepsi de yalan dolan. Her şeyin yalan olduğunu anladığımda zaten hastanedeydim. Dört gün hastanede tedavi oldum, travma oldu bende.

Prof. Narlı: Türkiye’de bir endüstri olma yolunda

Bu durumun dünya genelinde bir trend halini aldığını ve bir endüstriye dönüştüğünü ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, “Türkiye’de insanlar gidip de bir arkadaşı ile dertleşmek, aile bireylerinden duygusal destek almak yerine bioenerji uzmanına gidiyor ya da kendisine bir koç buluyor. Bu yeni trendin sonucunda da Türkiye’de müthiş bir endüstri doğuyor” dedi.

Nefes terapistliği, yaşam koçluğu, bioenrji uzmanlığı gibi sağlıkla ilgisi olmayan yeni mesleklerin türediğini belirten Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Fatih Öncü, Doç. Dr. Öncü ise şunları söyledi: “Bunlar insanları tedavi ettiklerini, ilişki sorunlarını hallettiklerini iddia eden ve onların sömürülmesine yol açan yeni uygulamalar getiriyorlar. Yeterince denetlenemiyorlar maalesef. Bizler tabip odaları bu konuda gayret göstermeye çalışıyoruz fakat ne yazık ki büyük bir pazar haline geldi. Bu pazar da ülkelere göre değişiyor ama sadece geleneksel ya da alternatif tıp uygulamaları ile ilgili olan grupların yaptıkları çalışmalar sonucu insanların elde ettikleri pazarların 120 milyar doları bulduğunu iddia eden yayınlar var.”

‘Doktorun ameliyata başlayıp kanlı bir şekilde ortada bırakması gibi’

Türkiye Psikiyatri Derneği Duygu Durum Bozuklukları Çalışma Birimi Koordinatörü Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sibel Çakır ise bu tür uygulamaların kişilerin içinde bulunduğu psikolojik durumu daha da kötüleştirdiğini belirtti: “Tıbbi bir eğitimden geçmemiş kişilerin geçmiş çocukluk travmaları gibi ciddi psikiyatrik problemlere dokunup onları ortada bırakması, bir ameliyata başlayıp kanlı bir biçimde bırakması gibi. Acılar ortaya dökülüp kişilerin bunlarla ne yapacağını bilemez biçimde bırakılıyor.”