Yargıtay ‘Müstehcenlik’ Kavramını Yeniden Düzenledi

Yargıtay 18. Ceza  Dairesi, Türk Ceza Kanunundaki “müstehcenlik” suçunun oluşabilmesi için müstehcen ürünlerde mutlaka çocuk kullanılmasının zorunlu olmadığına karar verdi. İzmir’de müstehcen içerikli CD üretmek ve satmak suçundan hakkında  dava açılan bir kişi İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandı.

Sanıkta ele geçirilen CD’ler üzerinde yapılan incelemede, görüntülerin  bir kısmında “pedofili” amacı güden “okullu” başlığı altında yaşları tahmin  edilemeyen kişilerle cinsel ilişki içeren görüntüler bulunduğu tespit edildi. Mahkeme sanığa, TCK’nin 226’ncı maddesinde düzenlenen “müstehcen  içerikli CD’leri içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz  etmek” suçundan ceza verdi. Yerel mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 18.  Ceza Dairesine geldi.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi, sanığın eylemiyle “Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve  beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır” düzenlemesini içeren  226/3. maddesindeki suçu işlediği kanısına vardı. Gerekçede, bu suçun oluşabilmesi için müstehcen ürünlerde mutlaka  çocuk kullanılmasının zorunlu olmadığına vurgu yapıldı.

Çocuk izlenimi uyandıran veya uyandıracak şekilde konuşan, giyinen,  hareket eden bir kişinin cinsel olarak kullanılması veya çizgi film, animasyon ve  çizgi roman gibi yapay nitelikteki ürünlerde çocuk imajının kullanılması halinde  de suçun oluşacağına hükmedildi. Bu gerekçelerle yerel mahkeme kararında eksik ceza tayin edildiği  sonucuna varan Daire, aleyhe temyiz olmadığından yerel mahkeme kararını bozmadı.