“Atama Bekleyen 180 Bin Öğretmeni 1 Yıl İçinde Atayacağız” 

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçim çalışmaları kapsamında Denizli’de sivil toplum kuruluşları temsilcileri, iş adamları ve muhtarlarla bir araya geldi. Bir otelde gerçekleşen toplantıya CHP kurmayları, CHP’li milletvekilleri, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müt Keçeci, Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenli, Baro Başkanı Müjdat İlhan ve partililer katıldı.
Programda konuşan Kılıçdaroğlu, dış politika konusunda proje üreten ilk parti olduklarını söyleyerek Orta Doğu’da barış ve iş birliği teşkilatı kuracaklarını dile getirdi. Bölgede terörü sonlandıracaklarını aktaran Kılıçdaroğlu, “Orta Doğu 50-100 yıldır kan akan bölgedir. Terör üreten bir bölgedir. Bu bölgeyi barış havzasına döndürmek inşallah bize nasip olacak. Orta Doğu barış ve işbirliği barış teşkilatı kuracağız. Kurucuları arasında Türkiye, İran, Suriye ve Irak olacak. 4 ülkenin devlet başkanı bir araya gelecek. Biz kendi ülkemizde barış istiyoruz diyecek. Kendi bölgemizde barış istiyoruz. Terörü sonlandıracağız, bölgeyi barış havzasına dönüştüreceğiz. Kan akmayacak ve egemen güçlerinde istediği gibi at oynatmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

“Atama bekleyen 180 bin öğretmeni 1 yıl içinde atayacağız” 
Konuşmasında seçim vaatlerinde de bulunan Kılıçdaroğlu, eğitime büyük önem vereceklerini aktararak şöyle konuştu:
“Türkiye zengin ülke. Bütün mesele parayı kimin için ve nerede harcayacaksın. Bunu tespit etmektir. Göreceksiniz Türkiye en geç 4 yıl içinde bütün sorunlarını aşar. Biz enkaz edebiyatı asla yapmayacağız. Biz ülkenin sorunlarını çözmeye geliyoruz. Biz büyük değişimi ve dönüşümü yapmak istiyoruz. Biz Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırmak istiyoruz. Biz eğitim sistemini tepeden tırnağa değiştirmek istiyoruz. Atama bekleyen 180 bin öğretmeni 1 yıl içinde atayacağız. Taşımalı eğitime de son vereceğiz. Eğitimine önem vermeyen bir ülkenin geleceği yoktur.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, olağanüstü hali kaldıracaklarını kaydederek, “Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı olduğu, Millet İttifakının parlamentoda çoğunlukta olduğu bir düzlemde ayın 25’inde inşallah en geç 1 ay içerisinde OHAL bitecektir. Olağanüstü hal uygulaması bitecektir yok böyle bir uygulama” dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçim çalışmaları kapsamında Denizli’de sivil toplum kuruluşları temsilcileri, iş adamları ve muhtarlarla bir araya geldi. Bir otelde gerçekleştirilen toplantıya CHP kurmayları, CHP’li milletvekilleri, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenli, Baro Başkanı Müjdat İlhan ve partililer katıldı.

Konuşmasında OHAL uygulamasına değinen Kılıçdaroğlu, 25 Haziran’dan sonra en geç 1 ay içerisinde OHAL uygulamasını kaldıracaklarını öne sürdü. Türkiye’ye başka ülkelerde olan demokratik standartları getireceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyoruz. Olağanüstü güzel bir coğrafyamız var, insanlarımız güzel ve çalışkan. Tarihimiz ve kültürümüz var. Ama bu ülkede mutlu değiliz, mutlu olmak istiyoruz. Sorunlarımız var, bu sorunları aşmak istiyoruz. Eğer bir ülkede demokrasi yoksa orada büyüme ve kalkınma olmaz. Orada huzur olmaz, orada düşünceyi açıklama özgürlüğü olmaz. Orada yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü olmaz. Türkiye demokratik hayatını süratler geliştirmek isteyen bir ülke. Birinci atacağımız adım size sözüm söz, bu ülkede çağdaş ülkelerde öngörülen bütün demokratik standartları getirmektir, bunu yapacağız. Almanya’nın, Fransa’nın, Japonya’nın, ABD’nin hangi ülkeyi düşünüyorsanız öngördüğünüz bütün demokratik standartları kendi ülkemize getirmektir. Kimseyi düşüncesinden dolayı suçlamamaktır, kimseyi kimliğinden ötürü ötekileştirmemektir. İnsana saygı duyup kendi ülkesinde yaşadığı ülkede huzur içerisinde yaşamasını sağlamaktır. Bu bağlamda Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı olduğu, Millet İttifakının parlamentoda çoğunlukta olduğu bir düzlemde ayın 25’inde inşallah en geç 1 ay içerisinde OHAL bitecektir. Olağanüstü hal uygulaması bitecektir, yok böyle bir uygulama. Niye böyle bir uygulama var. Bütün dünyaya ilan edeceğiz bizim ülkemizde demokrasi var” diye konuştu.

“Demokrasiden yana olanlar da gidip oylarını kullanacaklar” 
Ekonomi ile ilgili ciddi sorunlar olduğuna kaydeden Kılıçdaroğlu ancak bu sorunları dile getirmesi gereken organların konuşamadığını iddia etti. TOBB’un, Türk lirası değer kaybettiğinde konuşmasını istediğini, enflasyon çift haneli rakamlara 16 yıl sonunda taht kurduğunda konuşulabilmesini istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Çiftçi, içerisinde bulunduğu tabloyu anlatmaktan korkuyor. Son çare çiftçi kendisini yakmakta arıyor. Demek ki bir sorunumuz var demokrasiden yana, bir sorun var, bu sorun aşılmalı. Birinci yapacağımız iş bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek. Bu ülkenin insanı 3’üncü sınıf demokrasiye layık değildir. Önümüzde seçimler var. Ayın 24’ünde gideceğiz sandığa oyumuzu kullanacağız. Bu seçimler bir siyasi partinin seçimi olmaktan çıktı. Bu seçimlerde 2 tercih kullanacağız. Bir demokrasiden yana olanlar, iki tek adam rejiminden yanan olanlar. Bu kadar açık. Tek adam rejiminden, dikta yönetiminden yana olanlar giderler oylarını kullanırlar ama sonucuna da katlanırlar. Demokrasiden yana olanlar da gidip oylarını kullanacaklar. Onlar da rahat bir nefes alacaklar. Benim ülkemde demokrasi var diyecekler. Benim telefonlarım dinlenmiyor diyecekler. Ben hakkımı bağımsız mahkemelerde arayabiliyorum diyecekler. Benim derdimi medya rahatlıkla yerine getirebiliyor diyecekler” dedi.

“Bu kadar hazin bir tablo bizim tarihimiz de ilk defa karşılaştığımız bir tablodur” 
Kılıçdaroğlu konuşmasına şunları söyledi:
Niye ekonomiden söz etmiyor? ‘efendim 24-25 sonra yapacağız.’ Ne yapacaksın? 25’inden sonra açıklayacağım. Zaten 25’inden sonra olmayacaksın ki, neyi açıklayacaksın? Şimdi açıklasana. Niçin şimdi açıklayamıyor? Deniz bitti de ondan. Ne söyleyeceğini bilmiyor. İşsizliği azaltacağım dese, kendisi çoğalttı. Yoksulluğu azaltacağım dese kendisi çoğalttı. Üretim ekonomisine geçeceğiz dese bütün tasarrufları beton ekonomisine gönderdi. Çiftçiyi mutlu edeceğim dese çiftçi kendisini yakıyor. Ne diyecek? 16 yıldır ülkeyi yöneten kişi ekonomi ile ilgili tek cümle edemiyor, geleceğe yönelik tek cümle edemiyor. Bu kadar hazin bir tablo bizim tarihimiz de ilk defa karşılaştığımız bir tablodur. Ekonomide yapacaklarımız, üretim ekonomisine geçeceğiz. Beton ekonomisini bırakacağız. Türkiye ürettiği zaman güçlü olur.”