Fakültenin uygulama alanında bulunan tarlalara biber, patlıcan, domates, taze fasulye ve çeşitli sebze eken öğrenciler, ektikleri organik sebzelerin hasadına başladı. Hem ders gören öğrenciler, aynı zamanda organik sebze üreterek organik tarımı canlandırmayı hedefliyor. Öğrencilerin ektiği organik sebzeler ise toplanıp üniversitenin satış ofisinde tüketicilere sunuluyor. Sıcak havada güneşin altında tarlada kan ter içinde çalışan öğrenciler, organik sebze üretmenin yorgunluklarını unutturduğunu belirtiyor.
Yapılan üretimle ilgili bilgi veren Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ak, “Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi organik tarım üretim alanındayız. 2000 yılından beri yaklaşık 18 yıldır hiçbir kimyasal ilaç ve gübrenin kullanılmadığı organik tarım üretim alanımız burası. Toplam 65 dekar alanda şu an için organik tarım faaliyetlerimizi Anadolu Kontrol Sertifika Kuruluşu’nun denetiminde gerçekleştiriyoruz. Organik ya da ekolojik tarım bildiğiniz gibi yerli gen kaynaklarının korunduğu, hiçbir kimyasalın kullanılmayarak havanın, suyun, toprağın, çevrenin kirletilmediği, insan sağlığının korunduğu, miktardan çok kalitenin esas alındığı bir tarım şekli. Ülkemizde maalesef hala istediğimiz seviyede değil. Avrupa’da yüzde 20’ye ulaşmış durumda toplam tüketim içinde organik ürünlerin payı. Fakat ülkemizde maalesef yüzde 1-2 civarında, hatta bu hayvani ürünlerde çok daha düşük. Bunları arttırarak sağlıkla ilgili problemlerin azalması, bugüne kadar ulaşmış binlerce yıllık bitki ve hayvan gen kaynaklarının korunmasına katkıda bulunmuş olacağız. Bu arada gelecek nesillerin korunması ve sağlığımızın korunmasına da ayrıca katkıda bulunmuş olacağız. Bulunduğumuz alanda kışlık dönemimizin hasadını yaptık ve şu anda yazlık dönem ekimlerini yaptık. Burada 25’e yakın bitki çeşidi var. Hasat dönemimiz başladı, peyderpey diğer ürünlerimiz de hasada gelmiş olacak. Yazlık olarak ne ekiyoruz, gördüğünüz gibi domates ve her birinden 3-4 çeşit olmak üzere tek bir çeşitte değil biber, patlıcan, salatalık, kavun, karpuz, mısır, enginar, çilek, yer elması, pırasa kışlık ürünlerimizin üretimine başladık. Dışarıdan herhangi bir tohum almıyoruz. Kendi ürettiğimiz bitkilerin tohumlarından kendi bitkilerimizi üretiyoruz. Dolayısıyla organik tarımın felsefesinde var zaten bu kapalı tarım modeli” dedi.
“Organik ürettiğimiz ürünleri satıyoruz”
Sebzeleri yetiştirirken koyun gübresi ya da organik çiftliklerden üretilen hayvan gübresi kullandıklarını ifade eden Ak, “Yine aşağıda bitkisel üretim atıklarımızı kompost yaparak gübre olarak kullanabiliyoruz. Başarılı olanlara eğitim sertifikası veriyoruz. Dileriz ülkemizde de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi organik tarım gelişsin, insanlar daha sağlıklı beslensin, daha az sağlık problemleri yaşasın, daha az ilaç masrafıyla uğraşmış olalım ve daha mutlu daha rahat bir hayat sürmüş olalım. Organik tarıma duyarlı insanlardan oluşan bir gıda tüketim topluluğumuz var. İsteyen herkes bu topluluğa üye olabiliyor. Biz hasat zamanı bu topluluğa haber veriyoruz, onlar bu ürünü satın alabiliyor, hatta isterlerse kendileri toplayabiliyorlar. Bu kolaylığı sağlıyoruz. Onun dışında üniversitemizin döner sermaye satış biriminin satış ofisi var merkez yemekhane altında ve tıp fakültesinde. Orada yine bu ürünler tüketime sunuluyor. Hedefimiz şu an ki üretimin çok daha ötesinde” şeklinde konuştu.
Tarlada çalışan öğrenciler ise, “Çapa yapıyoruz toprağı havalandırmak, bitkinin daha iyi büyümesi için. Gübreleme yapıyoruz, domates ekiyoruz, bitkinin yanındaki yabancı otları yonuyoruz. Fenni gübre ve ilaç kullanmadan organik tarım yapıyoruz. Sabah 9’da başlıyoruz ve işimiz akşam 5’te bitiyor” diye konuştu.